Türkiye Muay Thai Federasyonu tarafından 2013 faaliyet programı kapsamında Antalya’nın Alanya ilçesinde düzenlenen ve 9 gün devam eden ‘Muay Thai Türkiye Şampiyonası’ sona erdi.
Alanya Kaymakamlığı ve Belediye Başkanlığı’nın ev sahipliğinde Atatürk Spor Salonu’nda geçekleştirilen şampiyonaya 900 sporcu katıldı. Hazırlanan 3 ringde toplam 865 müsabakanın yapıldığı maçlar dostluk havasında geçerken, yine ringlerin tek galibi dostluk ve kardeşlik oldu. Bitlis’in Tatvan ilçesinde gazetecilerle bir araya gelen Muay Thai Federasyonu As Başkanı M. Salih Aygün, federasyonun çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Muay Thai’nin her geçen gün daha çok sevilen bir spor haline geldiğini belirten Aygün, “Lisanslı Muay Thai sporcu sayısında büyük artış oldu. Geçen yıl yapılan şampiyonaya 300 sporcu katılırken, bu yıl ise yüzde 300’lük bir artışla 900 sporcuyla yapılan müsabakalar göz doldurdu” dedi.
Müsabakalara federasyon yönetimi, sporcular, hakem antrenör ve idarecilerle yoğun bir katılım ve ilginin olduğunu aktaran Aygün, dostluk havasında geçen karşılaşmaların haklı gururunu ve mutluluğunu hep beraber yaşadıklarını ifade etti. Yapılan araştırmalar sonucunda Muay Thai sporunun sakatlanma oranı bakımından diğer spor branşları içersinde 32. sırada yer aldığının görüldüğünü anlatarak bazı kesimler tarafından “Muay Thai şiddet sporudur” söylemlerine tepki gösteren Aygün, şöyle konuştu:
“Günden güne büyüyen ve her yıl 100 civarında ulusal ve uluslararası büyük organizasyonlar düzenleyerek başarısını kanıtlayan, uluslar arası arenada da söz sahibi olan federasyonumuza karşı son zamanlarda sporun esamesinden anlamayan veya sporculuk oynayanların ortadaki başarıyı kıskananların dillendirmeye çalıştığı şiddet sporu yakıştırması utanç verici bir durumdur. Spor ve şiddetin bir arada gösterilmesi abesle iştigaldir.”
“AMACIMIZ GEÇNLERİ SPORLA KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN UZAK TUTMAK”
Muay Thai Federasyonu olarak sporu sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik yönleriyle ele alınması gerektiğini belirten Başkan Aygün, “Hedefimiz misyon ve vizyonumuzda yer alan özellikle taşrada Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ile büyük şehirlerimizde dezavantajlı gurup olarak adlandırdığımız sokakta yaşayan, suça meyilli veya suç işlemiş, kötü alışkanlıkları ve bağımlılıkları olan çocuklarımızı gençlerimizi bu durumdan kurtarmak ve onları topluma kazandırmaktır. Ayrıca, bir diğer amacımız özgüveni yüksek, bedenen ve ruhen sağlıklı bireyler haline getirerek birer elit sporcu yaparak, profesyonel sporla tanıştırmaktır. Bu vesileyle kazanacağımız gençlerimizin, çocuklarımızın sağlıktan tutun güvenlik ve adalet noktasında da devletimize maddi ve manevi katkısı büyük olacaktır. Özellikle kamu, kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinden bu yönde yapılacak çalışmaları imkânları nispetinde desteklemelerini istirham ediyoruz. Federasyonumuz Gençlik ve Spor Hizmetleri Bakanlığı’na bağlı olan resmi bir federasyondur. Kuruluş amacımız kamu hizmetidir. Federasyon yönetim kurulu olarak hiçbir maddi kazanç beklemeden vatandaşlık bilinciyle topluma hizmet için yola çıktık. Devletin sporla ilgili görevi Anayasamızın 59.maddesinde çok açık bir dille belirtilmiştir. Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur. Anayasamızın kanunların, yönetmeliklerin verdiği yetki ve görevler doğrultusunda topluma kamuya devletimize hizmet etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.