GAZİANTEP (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Fırat'ın batısını terörden temizleyip nasıl bölgede hastaneleri, okulları, kilise ve camileri, tarımsal çalışmaları ve altyapı hizmetlerini faaliyete geçirdiysek Fırat'ın doğusunu da huzur, güvenlik ve temel hizmetlerle buluşturacağız." dedi.
Oktay, kentteki bir otelde düzenlenen "Göç ve Yerinden Edilmeye Yönelik Yerel Çözümler Uluslararası Forumu"ndaki konuşmasında, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan nüfus hareketleri ve düzensiz göçün, hiçbir ülkeyi ayırmadan dünyanın bütününü etkilediğini söyledi.
Özellikle siyasi çalkantılar ve çatışmaların tetiklediği
zorunlu göç olgusunun, çetrefilli bir sınama olarak karşılarında bulunduğunu ifade eden Oktay, şöyle konuştu:
"Dünyada göçmen sayısı bugün
272 milyonu geçmiştir ve bunun yaklaşık
71 milyonu zorla yerinden edilmiş insanlardan oluşmaktadır.
Son yıllarda gözlemlenen yerinden edilmiş kişi sayısı artışındaki
temel etmen, İkinci Dünya Savaşı'ndan
bu yana en büyük zorunlu
göç dalgasını oluşturan
Suriye krizidir.
8 yılı aşkın süredir Suriye'de yaşanan insani dram sonucunda
5,6 milyon kişi, komşu ülkelere sığınmış,
6,6 milyon
Suriyeli de
ülke içinde yerlerinden edilmiştir.
911 kilometre uzunluğundaki Suriye
sınır hattımızın doğal bir sonucu olarak terör ve zulümden kaçan
4 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz, Türkiye'ye sığınmış durumdadır.
Kısıtlı kaynaklara ve tüm belirsizliklere rağmen elimizdeki imkanları yıllardır sığınmacılara sırtımızı dönmeden paylaşmaktayız.
Çünkü biz yaratılanı Yaradandan ötürü seven bir milletiz."
Oktay, tarihi boyunca şiddetten ve savaştan sığınanlara bağrını açan Anadolu topraklarının, 5 yıldan
bu yana dünyada en fazla sayıda sığınmacıyı barındırdığını dile getirerek, "Sadece
Suriye kökenli sığınmacılar açısından baktığımızda geçici barınma merkezlerinde 62 bin 578,
geçici barınma merkezleri
dışında ise
3 milyon
622 bin 404
kayıtlı Suriyeli bulunmaktadır.
Göç dalgasının başlangıcından
bu yana ortaya koyduğumuz etkin göç yönetimiyle güvenlik,
sağlık,
barınma,
gıda ve eğitim gibi temel hizmetler sığınmacılara
en etkin şekilde sunulmaktadır." dedi.
- "Ulaşamadığımız her çocuk, sokağa terk edilmiştir"
AFAD Başkanı olarak
görev yaptığı dönemden
bu yana
atılan adımlarla Türkiye'nin sığınmacılar konusunda dünyaya örnek uygulamaları hayata geçirdiğini belirten Oktay, "Bu kapsamda 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' gibi
yasal reformlarla temel dayanaklar oluşturularak, yüksek standartlarda bir sığınma sistemi inşa edilmiştir." diye konuştu.
Fuat Oktay, Türkiye'de bulunan
tüm yabancılara tek elden
daha iyi hizmet sağlanabilmesi için Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün kurulduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:
"Milli Eğitim Bakanlığımızın çabalarıyla, okul çağındaki 684 bin sığınmacı çocuk
okullu olmuş, eğitim imkanlarıyla buluşmuştur. Zaten biliyoruz ki; ulaşamadığımız her çocuk, sokağa terk edilmiştir. Sadece Türkiye için değil, tüm dünya için potansiyel bir sorun teşkil edecektir, ulaşılamayan her çocuk. Sağlık Bakanlığımız sığınmacıların sağlık hizmetlerinden yararlanmasına imkan sağlamıştır.
Aile,
Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, sığınmacıların
iş gücüne kazandırılması ile kadınların ve çocukların korunması amacıyla
yoğun bir mesai yürütmektedir.
Ülkemize sığınanlara yaptığımız
ev sahipliği sadece sığınmacı kampları,
geçici barınma merkezi hizmetleri ya da eğitim,
sağlık gibi temel hizmetler ile sınırlı değildir.
Bu hizmetlerin yanında sığınmanın sürdürülebilirliği ve sosyal uyumu sağlayacak yerel bütünleşme hizmetleri de merkezi yönetim, yerel yönetimler ve sivil toplum tarafından sığınmacılara ulaştırılmaktadır.
Özellikle farklı dil ve kültür özelliklerine sahip sığınmacıların kente uyumunda en önemli görev yerel yönetimlere, belediyelere düşmektedir.
Bu açıdan göç ve yerinden edilmeye yönelik yerel çözümler sunacak olan
bu forumu ve sonucunda oluşacak Gaziantep Bildirgesi'ni
son derece
önemli buluyorum.
Forumun, Türkiye'deki belediyelerle dünya genelindeki yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlar arasında ortaklıkları artıracağına ve
iyi uygulamaları öne çıkaracağına yürekten inanıyorum."
- "Yıkılanın yerine yenisini yapma ve yaraları sarma zamanıdır"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, göç yönetiminin genel itibariyle merkezi yönetimlerin sorumluluğu olduğunun düşünülebileceğini ancak
göçmenlerle doğrudan
temas edenlerin yerel yönetimler oluğunu vurguladı.
Gaziantep'in göç ve sığınmacı olgusuna içtenlikle yaklaşarak, samimi ensar bir şehir olduğuna işaret eden Oktay, tüm kent sakinleriyle birlikte sığınmacılar
için de fedakarca çalışan yönetici ve sivil toplum kuruluşlarını kutladı.
Oktay, Suriyeliler ve ülkelerinde yerinden edilmişler için Türkiye'nin yaptıklarının sadece sınırlar içinde bulunan sığınmacılarla sınırlı olmadığını, sınır ötesinde de Suriyelilere
kendi ülkelerinde güven içerisinde yaşayabilecekleri bir alan oluşturarak
tüm insani ve yerel hizmetleri sunduğunu vurguladı.
Suriye dışına savrulan milyonlarca insanın güven içinde yuvalarına dönebilmesi için gerçek ve somut çaba gösteren
tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Oktay, şunları kaydetti:
"Fırat'ın batısını terörden temizleyip
nasıl bölgede hastanelerini, okulları,
kilise ve camileri, tarımsal çalışmaları ve
altyapı hizmetlerini faaliyete geçirdiysek Fırat'ın
doğusunu da huzur,
güvenlik ve temel hizmetlerle buluşturacağız.
Ülkemizi doğrudan
hedef alan PKK/YPG ve
DEAŞ gibi
terör unsurları ile mücadele ederek hem sınırlarımızın güvenliğini sağlamak hem de sığınmacıların yurtlarında
güven içinde yaşayabilecekleri bir bölge oluşturmak için çok yoğun çalışıyoruz.
Bu amaçla
Fırat'ın doğusunda başlattığımız Barış Pınarı Harekatıyla
varil bombalarından ve gece
baskınlarından arınmış bir alan oluşturuyoruz.
Ülkemizin
güney sınırlarında terörün,
Suriye tarafından gelen PKK/YPG'nin söndürdüğü
her ocak,
yıkılan her ev bizim gönlümüzde yaralar açmıştır.
Şimdi güvenli bölge olarak kararlaştırılan barış koridorunda yıkılanın yerine yenisini yapma ve yaraları sarma zamanıdır."
- "Uluslararası toplumdan artık nasihat değil icraat görmek istiyoruz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Suriyeli sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için imkanları seferber etmeyi sürdüreceklerine dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ancak sığınmacıların bulundukları şehirlere
uyum sağlaması sadece belediyelerden beklenemeyecek kadar çok boyutlu ve çok paydaşlı çözümler gerektirmektedir.
Suriyeli sığınmacılara yönelik
hizmetler için
8,5 yıldır yaptığımız harcama
40 milyar doları aşmış durumda.
Buna karşın
AB kaynakları 2016 yılından
bu yana sadece
3 milyar avroluk
destek verebilmiştir.
Bu maddi yük, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşların
söz verdiği fonları sağlamadığı sürece bir ülkenin tek başına altından kalkabileceği miktarın üzerindedir.
Coğrafi yakınlık hiçbir ülkeyi böyle bir trajedinin doğrudan
tek sorumlusu ve yüklenicisi yapamaz, yapmamalıdır.
Adil yük ve sorumluluk paylaşımı ilkesi çerçevesinde uluslararası toplumdan
artık nasihat değil icraat görmek istiyoruz. Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatı imzalayan
tüm taraflar artık 'Ne olması gerekir' değil 'Nasıl yapacağız', 'Üzerimize düşen nedir' sorularına cevap vermelidir.
Önümüzdeki ay Cenevre'de düzenlenecek olan Cumhurbaşkanımızın da eşbaşkanlık edeceği
Küresel Mülteci Forumu'nun
bu açıdan önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum."
Dijital teknolojinin sunduğu
imkanlar da değerlendirilerek akıllı şehir teknolojilerinin, mülteci veri yönetimi ve çevrimiçi hizmetler,
göç yönetimi konusunda kullanılması gerektiğini belirten Oktay, bu açıdan
tüm katılımcıları mültecileri de içine alan
yerel yönetim hizmetleri için ortak standartlar belirlemeye, yerel yönetimlerin uluslararası fonlardan daha etkin şekilde yararlanmasını sağlayacak
yol haritasını oluşturmaya ve sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimler arasında bir koordinasyon sistemi model
önerisi oluşturmaya davet etti.
BM Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez ile Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in de sunum yaptığı toplantıda, katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.
Forum, daha sonra çeşitli oturumlarla devam etti.
(Bitti)