Kurşun dökme gibi uygulamalar sadece nazardan korunmak veya kötü enerjilerden arınmak için yapılmaz. Zihinsel ve ruhsal bir rahatlama sağlamak için de yaptırılabilir. Bu tür ritüellerin psikolojik etkisi çoğu zaman kişinin inancı ile direkt bağlantılıdır. Unutmamak lazımdır ki insan zihni, inanmayı seçtiği şeyin gerçekliğini deneyimlemeye daha yatkındır. Bu yüzden kurşun döküldükten sonra oluşan şekillerde mesajlar görülmesi veya ritüel sonrası kendini daha huzurlu hissetmek aslında bilinçaltının bir yansıması olabilmektedir. Bu yüzden bu psikolojik rahatlama modern dünyada bile birçok insan için önemli bir yere sahiptir.
Geleneğe göre kurşun dökme işlemi sadece bu konuda yetkin kabul edilen "ocaklı" kadınlar tarafından gerçekleştirilir. Ocaklı olmak, ailenin geçmişinde bu işlemi yapan bir büyüğün bulunması demektir. Yani bu uygulama ustalıktan çok nesilden nesile aktarılan bir miras şeklinde kabul edilir. Bu noktada ocaklı olmak tek başına yeterli olarak görülmez. Kurşun döken kişi, ailesindeki ustalardan izin almalıdır. Bu izin süreci ise halk arasında "el vermek" olarak bilinir.
Kurşun dökme işlemi için bazı malzemeler gerekir. Bunlar:
Kurşun şöyle dökülür:
Kurşun döktürmek kötü enerjilerden arınmak, nazardan korunmak ve ruhsal sıkıntıları gidermek için yapılır. Geleneksel bir ritüel denilebilir. Bilhassa korku, endişe, ani ürpermeler veya bilinmeyen bir huzursuzluk hissi yaşayan kişilere uygulanır. Nazarın olumsuz etkilerini gidermek için sıklıkla başvurulan bu yöntem, kötü rüyalardan kurtulmak, psikolojik rahatlama sağlamak ve iç huzuru yeniden kazanmak için de yapılır. Bazı bölgelerdeki inanışlara göre kişinin şansını açmak, bedensel ve ruhsal sıkıntıları hafifletmek veya kötü ruhların etkisinden korunmak için de kurşun dökülmektedir.
Kurşun dökme işlemi, halk inanışları ile şekillenmiş bir ritüeldir. Belirli bir güne bağlı kalmadan uygulanabilir. Ama geleneksel olarak Salı ve Cuma günlerinin manevi açıdan güçlü enerjiler taşıdığına inanıldığı için bu günler tercih edilebilir. Bazı inanışlara göre ise dolunay ve yeni ay zamanlarında ruhsal enerjinin arttığı düşünüldüğü için bu zamanlarda da kurşun dökme işleminin daha etkili olacağı söylenmektedir.
Geleneğe göre kurşun dökme uygulamasından sonra oluşan kurşun parçasının rastgele atılmaması gerektiğine inanılır. Kalan kurşun parçalarının kötü enerjileri taşıdığı düşünüldüğü için genelde temiz ve de doğal bir ortama bırakılması gerektiği söylenir. Örneğin, akan suyun olumsuz enerjiyi uzaklaştırdığına inanıldığı için kurşun parçaları deniz, dere veya akarsuya atılabilir. Doğanın kötü enerjiyi yok ettiği düşüncesiyle toprağa gömmek de oldukça yaygındır.