Kuşlara aşık bir toplum olduğumuzun kanıtı Osmanlı'da kuş evleri

Yüzyıllardır onlarla arkadaşlık yaptık, şarkılarımıza, şiirlerimize konuk ettik, onlara saraylar inşa ettik!

  1. yüzyılda klasik Osmanlı mimarisiyle birlikte sıkça gördüğümüz bu küçük saraylar, Osmanlı'dan önce de az da olsa gördüğümüz eserlerdendi.

  2. yüzyıla kadar inşa edilmeye devam edilen bu küçük saraylar serçe, saka, kırlangıç gibi küçük kuşlara yuva oldu.
Reklam
Reklam

Kuş evleri yüzyıllar boyunca "kuş köşkü", "güvercinlik" ve "serçe saray" gibi pek çok farklı isme sahip oldu. Bu büyüleyici mimari parçalar, Türk halkının kuşlara olan sevgisini perçinledi.

Detaylarıyla göz dolduran bu minik saraylar

Cami, han, köprü, kütüphane, okul ve çeşme gibi önemli şehir yapılarının dış duvarlarına inşa edilirdi.

Kuş evlerinin en eskisi Büyükçekmece Köprüsü'nün üzerinde, 16. yüzyıldan kalma bir yapı.

Bu yapılar sadece kuşlara barınak sağlamakla kalmıyor, önemli bir dini amaca da hizmet ediyorlardı.

Kuş evleri tıpkı bir çeşme yaptırmak gibi, inşa edene hayır getirirdi.

Gönül isterdi ki geçmişte olduğu gibi bugün de hayvanlara aynı değer verilsin, şehrin her yanına inşa edilen çirkin yapılar yerine bu küçük saraylar bir dantel gibi işlensin...

Kaynak

Reklam
Reklam