Edinilen bilgiye göre, sağlıklı bir veri bulunmamasına rağmen Türkiye'de sayıları 80 bini çocuk olmak üzere 270 bin olduğu tahmin edilen otistik kişinin genel eğitimlerine yönelik yurt dışı kaynaklı birkaç program bulunuyor. Ancak otistik çocukların özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış ve ön koşul becerilerinin eğitimine yönelik, gerek yurt dışı gerekse yurt içi kaynaklı herhangi bir program uygulanmıyor. Hazırlanan SİTEP projesinin, uygulanıp deneysel çalışmaları yapıldıktan sonra bu alandaki eksikliği büyük ölçüde gidermesi bekleniyor.
SİTEP projesi, 1989 yılından itibaren otistik çocuklara hizmet veren İlgi Otistik Çocukları Koruma Derneği ve bu derneğe ait bir kuruluş olan İlgi Özel Eğitim Merkezi Müdürü ve Eğitim Koordinatörü Hacı Şahin tarafından geliştirildi. Program, özel eğitim materyalleri ve eğitim ortamları dekorasyonu üretimi konusunda başarılı çalışmaları bulunan Tahtoy firması ortaklığı ile oluşturuldu. SİTEP projesi, aynı zamanda bir üniversite hastanesinin Çocuk Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyeleri tarafından bilimsel araştırma ve değerlendirme temeline dayanıyor. SİTEP projesi geçerliliği ve güvenirliliğinin sağlanması durumunda, Türkiye patenti ile uluslararası literatüre giren bir program olma özelliğini de taşıyacak.
OTİZM HASTALIĞI VE BELİRTİLERİ NEDİR?
Otizm, yaşam boyu süren sosyalleşme, dil, iletişim becerileri ve alanlarını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm, 'Yaygın Gelişim Bozukluğu' ana başlığı altında bir grup gelişim bozukluğundan bir tanesidir. Bu bozuklukların derecesi ve ismi ne olursa olsun tanı ve tedavi yöntemleri esas olarak aynıdır. Otizmin kaynağı psikolojik değil, nörolojiktir, ani beyin işlev bozukluklarına bağlıdır. Otizmin beynin ve merkezi sinir sisteminin yapısındaki organik farklılık ya da bozukluktan kaynaklandığı düşünülüyor. Otizmin 'genetik' ve yapısal' iki nedeni vardır. Birden fazla genin, bazı çevresel faktörlerin biraraya gelmesi ile otizmin ortaya çıkmasında etkili olabileceği düşünülüyor. Bu çevresel faktörler arasında kam biyokimyası, kullanılan ilaçlar sayılabilir. Genlerdeki yapısal bozukluk kuşaklar öncesinden geliyor olabileceği gibi, gebelik sırasında kullanılan ilaçlar, virüsler ve radyasyon gibi etkenlerle de genlerin işleyişi bozulabilir. Bununla birlikte yapısal bozukluklar otistik çocuklarda görülen davranış ve uyum zorluklarını ortaya çıkarır. Diğer yandan doğum sırasındaki travmalar ve buna bağlı olarak bebeğin oksijen eksikliği yaşaması, çevresel toksinler, tüberküloz, fenülketonüri sendromu gibi metabolik hastalıklar da otizme neden olabiliyor.
Türkiye'de sağlıklı bir veri bulunmamasına rağmen 250 kişide bir görüldüğü gerçeğinden yola çıkılarak 270 bin otistik özellikleri olan bireyin yaşadığı tahmin ediliyor. Türkiye'de okul öncesi ve okul çağında yani 0-14 yaş arasında 81 bin otistik çocuk bulunuyor. Otizmin erkek ve kız çocukları arasında yaygınlığına bakıldığında, erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla ortaya çıktığı görülüyor. Uzmanlara göre otizmi olan çocuğa sahip bir ailenin 2. çocuklarında hastalığın görülme riski yüzde 4 ile yüzde 10 arasındadır. Otizmin belirtileri işe şöyle:
"Göz göze gelmekten kaçınmak, başkalarına karşı ilgisizlik, yaşıtları ile uygun ilişki kuramamak, başkalarının sevinç, üzüntü ve ihtiyaçlarına veya olaylara tepkisiz kalmak, diğer çocuklarla oynamamak, tek başına olduğu etkinlikleri tercih etmek ve kendi duygularını paylaşmamak."
Otistik çocuklardaki en yaygın davranış türleri ise şunlar:
"Anlamsız sözleri üst üste tekrarlamak, oyuncakların dönen parçalarına, açılır kapanır kapılara hızla dönen nesnelere aşırı bağlanmak, sallanmak, kendi etrafında dönmek, el parmaklarını gözünün önüne getirip oynamak, el kol çırpmak gibi anlamsız yineleyici hareketler yapmak."
Otizm ve yaygın gelişimsel bozukluk sorunu olan çocukların erken tanısının konulması ve özel eğitim ile topluma kazandırılmasına öncülük etmek ve bunu yurt çapında yaygınlaştırmak amacıyla kurulan TOHUM Vakfı 1.5 yıldır resmi olarak faaliyetlerini sürdürüyor.