ANKARA (A.A) - Şili'nin önde gelen komünist siyasetçilerden biri olan Neruda, General Augusto Pinochet'in iktidara geldiği askeri darbeden sadece 12 gün sonra 23 Eylül 1973'te prostat kanserinden ölmüştü.
1971 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanan Neruda'nın General Pinochet rejimi tarafından zehirlendiği iddialarının tekrar gündeme gelmesiyle yargıç Mario Carroza, Şili Komünist Partisinin Başkanı Guillermo Teillier tarafından Haziran ayında adalete teslim edilen ve Neruda'nın ölümünün araştırılmasını isteyen dilekçeyi kabul etmişti.
Yetkililer, otopsi yapılması için ünlü şairin mezarının açılmasını talep etti.
Şili Komünist Partisi, şairin prostat kanserinden ölmediğini, doktoru tarafından yapılan ne olduğu belirsiz bir enjeksiyonun ardından kalp krizi geçirdiğini ileri sürüyor.
Neruda'nın sekreteri ve şoförü Manuel Araya da rutin kanser tedavisi için hastaneye giden şaire "esrarengiz bir ilaç" enjekte edildiğini iddia etmişti.
Araya, Neruda'nın öldüğü gün hastane yatağından kendisini ve eşini arayarak doktorun uyurken kendisine bir ilaç enjekte etiğini söylediğini belirtmişti.
Şili'de 1972 ve 1990 yılları arasında iktidarda kalan General Pinochet'in diktatörlüğü sırasında işlenen 725 cinayetle ilgili soruşturma başlatılmıştı.
Eski Devlet Başkanı Eduardo Frei de 1982 yılında fıtık ameliyatı olduktan sonra Neruda'nın öldüğü hastanede yaşamını yitirmişti.
Frei'nin ailesi, General Pinochet'e muhalefet eden eski devlet başkanının zehirlendiğinden şüpheleniyor.