Sırrı Süreyya Önder'den referandum ve çözüm süreci açıklaması

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'nin Mehter marşı ile İzmir marşı arasına sıkıştırılmak istendiğini ve bu ikisinden de Türkiye için ortak bir gelecek çıkmasının mümkün olmadığını belirterek, referandum sürecinde "hayır" ve "evet" oylarının başa baş olduğunu ve alanlardan 7 Haziran seçimleri öncesi "kokusu" geldiğini söyledi. Önder çözüm sürecine ilişkin soruya ise ilginç bir yanıt verdi.

16 Nisan'da düzenlenecek anayasa değişikliği referandumu öncesinde "hayır" çalışmalarını devam ettiren ve eş başkanları dahil 13 milletvekili tutuklu bulunan HDP'nin önemli isimlerinden Önder, Reuters'a verdiği söyleşide gelinen son durumu değerlendirdi.

Reklam
Reklam

Şu andaki oyları başa baş gördüklerini ancak "evet" ve "hayır" kampanyalarının sakıncalı yürütüldüğünü söyleyen Önder, şöyle konuştu:

"Türkiye Mehter marşı ile İzmir marşı arasına sıkıştırılmak isteniyor. Oysa bu ikisinden de ortak bir gelecek ve demokratik bir ülke çıkmaz. Türkiye gibi çokkültürlü bir iklimde yerelin karar süreçlerine katılımını sağlayacak mekanizmaların gelişmesi lazım. 'Hayır çıktı ve biz bildiğimiz gibi yapmaya devam edeceğiz' düşüncesi demokratik geleceğimiz için bir yarar sağlayamaz."

"8 PUANLIK ARTIŞ HALKIN GÜVENLİK KAYGILARI REHİN ALINARAK SAĞLANDI"

Önder, bütün engelleme ve eksikliklere rağmen referandum için yoğun bir şekilde çalıştıklarını belirterek, nasıl bir sonuç çıkacağı ile ilgili öngörüsünü şöyle aktardı:

"Benim izlenimim şu an "hayır" ve "evet" oyları çok başa baş noktada. Hükümet, kampanyasını yanlış hesapla yürütüyor; 'yüzde 49,5 oy aldık, MHP oylarıyla birlikte rahatlıkla alırız' diye düşünüyor. Ama ben AKP'nin reel oyunun 1 Kasım seçim sonucu değil, 7 Haziran seçim sonucu olduğunu düşünenlerdenim. 7 Haziran-1 Kasım arası süreçte 8 puanlık artış halkın güvenlik kaygıları rehin alınarak sağlandı. Bugünkü çalışmalarımızda ise alanlardan 7 Haziran öncesi kokusu geliyor."

Reklam
Reklam

Önder, Kürtlerin oy tercihleri ile ilgili yapılan tartışmaların hatırlatılması üzerine "Kürtlerin evet oyu vermesi ya da sandığa gitmemeleri için görünürde bir neden yok" derken, çözüm süreci ile barış ortamıyla tanışan bölge insanının yeniden savaş koşullarına "devletin zorlama bir tercihi ile dönüldüğünü" iyi gözlemlediğini ve buna göre davranacağını belirtti.

ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN BAŞLAYABİLİR Mİ?

Önder, nasıl bir referandum sonucuyla çözüm sürecinin yeniden başlayabileceği sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Bu toprakların gördüğü en pragmatist lider ve parti ile karşı karşıyayız. 'Ne icap ederse yaparız' düşüncesindeler. Çözüm süreci varken aynı lider bütün milliyetçilikleri ayağının altına aldığını söylemişti, şimdi ise başına taç etmiş durumda. Yeniden ayağının altına alabilmesi için halkın hayır diyerek bunu açık ve kararlı şekilde belirtmesi lazım. Eğer hayır çıkarsa o homojen gibi gözüken kitle içinde önemli bir yarılmayı ortaya çıkaracaktır. Dolayısıyla hayır demokratik anlamda birçok olumlu gelişmeye vesile olacaktır."

Reklam
Reklam

Referandumdan "evet" çıkması durumunda ise Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu izolasyon, insan hakları ihlalleri, gelir dağılımındaki uçurum gibi birçok hususun daha da kötüleşeceğini söyleyen Önder, "Ama hayır çıkması durumunda bölge halkları için olumlu bir süreci tetikleyecek ve insanlar rahat bir nefes alacaktır. İktidar bu onayı alamayınca kendisini gözden geçirmek zorunda hissedecektir. Demokratik dönüşüm için bu referandumun önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.


Anahtar Kelimeler: