Suriyeliler Savaşı Anlatıyor

Bombaların, saldırıların ve yıkıntıların arasında bir yaşam mücadelesi... Ya kaçıyorlar vatanlarından, ya da orada kalıp can veriyorlar. Hepsinin birer hikayesi var. Suriyeliler, bu kez hepimize sesleniyor.

Dünya barışı bir hayale dönüşeli hayli uzun zaman oldu madem, biz de bir savaşın içinde olmanın ne demek olduğunu savaşın içindekilerden öğrenmeye çabalamalıyız. Belki bu şekilde savaştan kaçınmayı, barışın erdemini, işleri çözebilmek için farklı yollar deneyebilmeyi öğrenebiliriz.

Reklam
Reklam

Suriye’de savaş beşinci yılında. Ülkeyi terk edenlerin sayısı sürekli artıyor. Sadece Türkiye’de yaklaşık 3 milyon Suriyeli mülteci var ve dahası yolda. Kabul edelim, insanlık savaşmayı bile beceremiyor. Beceremediği için de ortalık böyle birbirine giriyor. Yüzlerine iyi bakın. Savaş, hayatı mahvederken sosyal statü, sınıf, eğitim gibi hiçbir ölçütü tanımıyor.

Mouneer Bu Kolthoum

Hiç öyle rahat bir poz verdiğine bakmayın. Mouneer şu an 24 yaşında, Şam’da yaşıyordu. Öğrenciydi. Şimdi ise Ürdün’de bir hip hop müzisyeni. Savaşın bu kadar süreceğini ve bu kadar kötüleşeceğini hiç düşünmemiş. Ancak yine de “Ne olursa olsun, bir Suriyeli olmaktan gurur duyuyorum” diyor.

Dünyanın En Karışık Bölgesi Ortadoğu Neden Bu Kadar Önemli?

“İnsanlar Suriyelileri ‘bu rejim yanlısı, bu muhalif’ diyerek sınıflandırmaya çalışıyor. Oysa ben sadece bir müzisyenim. Hiç bu noktaya geleceğini düşünmemiştim ama halkım hakkında hip hop sayesinde konuşabiliyorum. Evsizlik, haklarının elinden alınması ve daha pek çok şey hakkında şarkılar yazıyorum. Filistin halkı hakkında da, kendi ülkenden çok uzaklarda olmak hakkında da şarkılarım var.”

Reklam
Reklam

Hanine

Hanine, savaşla büyümüş bir genç. Henüz 17 yaşında. Savaş başladığı sırada Şam’da ortaokul öğrencisiydi, oysa şimdi Lübnan’da bir pastanede çalışıyor.
“Daha güçlü oldum,” diyor “Feminenliğimi kaybettiğimi hissettim, nasıl göründüğüne, makyajının nasıl durduğuna kafayı takmayan birine dönüştüm. Şimdi böyle şeyleri hiç düşünmüyorum. Ben Hanine denilen o genç kızı kaybettim. Daha pratik birine dönüştüm, artık sadece emekçi olan Hanine’im” diyor.

Söyledikleri, savaşın insana aslında neler yaptığını ortaya koyuyor.

Farah Shretah

Farah Hollanda’da yaşıyor. 27 yaşında ve filmler çekiyor. Hollanda’da, kızıyla yeniden buluşabilmek için izin almayı bekliyor.

Geçtiğimiz beş yıl içerisinde Farah da her şeye en baştan, sıfırdan başlamak zorunda kalmış. Kendisi için savaşın başlangıcından beri yaşadığı en büyük değişiklik, şu an üç yaşında olan kızının doğması. Kendisi annesini kaybettiğinde neredeyse bir yaşındaymış, ama kızının da bunları yaşamaması için kendisine söz vermiş. Eğer Suriye’de savaş biterse ve geri dönerse yapmak istediği ilk şeyin büyükannesine gidip hayatına ne kadar etkisi olduğunu anlatmakmış.

Reklam
Reklam

Niveen

Niveen 21 yaşındaki bir hukuk öğrencisi, Ürdün’de yaşıyor. Şam’dan Ürdün’e taşındığında yeni arkadaşlar edinebilmiş, ama hep en çok istediği şey orada uzun kalmamak olmuş.

Niveen’e savaş sabırlı olmayı öğretmiş, öyle diyor. Hayatındaki en zor yılların bu beş yıl olduğunu düşünüyor. Savaş bittiğinde Suriye’ye geri dönüp arkadaşlarına onları ne kadar özlediğini söylemek istiyor.

Jood Mahbani

Jood bir gazeteci, hala Suriye’de yaşıyor ve 29 yaşında. “Beş yıl içinde, kendi hayatımın ve aslında herkesin hayatının kıymetini anladım,” cümlesi, oradaki durumu ve savaşın ne olduğunu anlamaya yetiyor da artıyor.

Bushra

Ailesinin neredeyse tamamını evinde patlayan bir bombayla kaybetmiş bir kıza bakıyorsunuz. Lübnan’a arabayla ve yürüyerek gitmiş, yanında büyükannesiyle. Neredeyse hiç konuşmuyor ve elindeki oyuncak “tavşanı” asla yanından ayırmıyor. Dışarıya çıkmayı sevmiyor, sadece okula gitmek için evden dışarı çıkıyor yanında en iyi arkadaşı Mahmoud’la birlikte.

Reklam
Reklam

Refaat Mahassen

Suriye’den ayrılıp Amsterdam’a taşınmadan önce Refaat insan kaynaklarında çalışıyordu. Savaşla geçen bu beş yıl kendisine hayatla ilgili şunu öğretmiş: “hayat kırılgan ve zorludur.”

Kaynak


Anahtar Kelimeler: