Teknoloji çocukları: 'Cep telefonu olmak isterdim'

Sosyal medyada son zamanlarda sıkça karşınıza çıkan bir yazıyı sizinle tekrar paylaşmak istiyorum.

Hikaye kısaca şöyle:

Reklam
Reklam

"Karı ve koca bir akşam yemeklerini bitirdikten sonra, yorgun argın oturma odasına geçerler.

Kadın ilkokul öğretmenidir. Öğrencilerine verdiği 'ne olmak istersiniz' başlıklı kompozisyon ödevini notlandırmak için masaya geçer. Kocası da eline cep telefonunu alıp, koltuğuna yerleşir. Nihayet yorgun bir günün ardından dinlenebilecektir.

Kadın, tüm kompozisyonları notlandırıp işinin bittiğini düşünürken, kenarda kalmış bir ödevin gözünden kaçtığını fark eder ve not vermek için okumaya başlar. Kağıtta yazansa şudur:

'Benim dileğim, akıllı bir telefona dönüşmektir. Dileğim bu çünkü annem ve babam telefonlarını gerçekten çok seviyorlar.

Annem ve babam sadece telefonlarına dikkat gösterirler, hatta bazen de beni unuttukları olur.

Annem ve babam işten yorgun döndüklerinde, vakitlerini telefonlarıyla geçirirler, benle değil. Önemli bir işle meşgul olsalar dahi, eğer telefonları çalarsa, anında yanıt verirler. Ama aynısını benim için yapmazlar, ağlasam bile...

Reklam
Reklam

Annem ve babam cep telefonlarında oyun oynarlar, benimle değil. Telefonda konuşurken, heyecanla yanlarına gidip bir şey paylaşmak istesem, hemen beni susturup, yanlarından gönderirler.

Bu yüzden cep telefonu olmaktır, dileğim. Çünkü belki de ancak o zaman beni telefonları kadar severler.'

Kadın göz yaşları içerisinde kompozisyonu okur. Kocası sorunun ne olduğunu sorar, kadın ödevi kocasına verir. Adam hızlıca okuduktan sonra hangi mutsuz öğrencisinin bu kompozisyonu yazdığını sorar.

Ancak ondan sonra kadın, bu "fazladan" ödevin nereden çıktığını anlar. Çünkü o fark etmeden araya konmuştur.

"Kompozisyonu yazan öğrencilerimden biri değil" diye cevap verir kadın. "Onu yazan oğlumuzmuş".
Şuan yaşadığımız teknoloji dünyasında aslında bu hikaye ne kadar da doğru değil mi?
Cep telefonları ve İpadler çocuklarımızın oyuncakları arasında en populer yerini almış bulunmakta.

Eskiden çocuklar oyuncakları ve hayal güçlerini birleştirerek kendilerini oyalayabilirdi. Şimdi ise evde yemek yedirmek için, misafirler geldiğinde veya dışarıya yemeğe çıkıldığında ebeveynler rahat edebilmek için çocuklarına bu teknolojik oyuncakları verir hale geldiler. Dışarıdan bakıldığında sakin, kendi halinde bir çocuğa dönüşselerde aslında hiperaktivite ve dikkat eksikliği gelişme riskini artırıyor.

Reklam
Reklam

Peki biz ebeveynler olarak neyi daha farklı yaparsak çocuklarımızı bu büyük tehlikeden uzaklaştırabiliriz?
Sevgilerle
Ebeveyn Koçu, Canay Bahşi Ilgın