Opr. Dr. Alper Mumcu, hamile kadınların mutlaka gölgede ve üzerlerinde t-shirt ile dinlenmeleri gerektiğini belirterek, "Yüksek koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır. Yaz aylarında ve özellikle plajda su kaybı her zamankinden fazla olacağından sıvı alımına azami dikkat göstermek gereklidir. Hamilelik sırasında yapılabilecek sporlardan en uygunu yürüyüştür, ikinci sırada ise yüzmek gelir. Yüzme esnasında kol, bacak ve karın bölgesinde bulunan bütün kas grupları çalıştırılır. Kalp atım hızı ve alınan oksijen miktarı arttığı için dolayısı ile bebeğe giden oksijen miktarında da artış söz konusudur. Yüzmeyi gebelikteki en uygun spor dalı haline getiren faktör ise yaralanma tehlikesinin olmamasıdır. Yüzme bilen bir kişinin suda kendi kendini yaralaması, düşmesi ve bir yerlere çarpması neredeyse olanaksızdır. Bir başka avantajı ise kişinin kendisini ağırlıksız hissetmesidir. Bu özellikle gebeliğinin son dönemlerinde olan kadınlar için psikolojik açıdan oldukça önemlidir. Ayrıca su içerisinde terleme ve vücudun çok fazla ısınması mümkün olmadığından egzersizin bu tür olumsuz etkilerini ortadan kaldırması da bir başka avantajıdır. Yapılan az sayıda çalışmada gebelikleri sırasında düzenli yüzen kadınların kendilerini daha az yorgun hissettikleri, daha güzel uyudukları ve gebeliğin getirdiği ruhsal ve fiziksel streslerle daha kolay başa çıkabildikleri gösterilmiştir" dedi.
Yüzme sırasında bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Mumcu, "Gebelik öncesinde düzenli olarak yüzen kadınlar, daha önceki programlarına devam edebilirler. Ancak gebe kaldıktan sonra ilk kez denize girecekler biraz daha dikkatli olmak zorundadır. Öncelikle suya girmeden önce vücudu ısıtmak, yavaş yüzmek ve dozu yavaş yavaş arttırmak gerekir. Gebeliğinin ilk 3 ayında bulunanlar için günde 20 dakika yüzmek yeterlidir. Yine bu dönemde sabah erken saatlerde yüzmek gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları azaltabilir ve günün geri kalan kısmının daha rahat geçirilmesine yardımcı olabilir. İkinci 3 aylık dönemde ise su eklem ve bağları destekleyerek bel ve sırt ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Bu dönemde daha önceki yüzme alışkanlıkları aynen devam edebilir. Son dönemlerde ise yüzmeye devam etmekte herhangi bir sakınca yoktur. Ancak vücudu fazla sıkmayan, gebeler için tasarlanmış mayoları kullanmak gereklidir" diye konuştu.
"PAMUKLU ÇAMAŞIRLARI TERCİH EDİN" Opr. Dr. Mumcu, yaygın kanının aksine havuz ve denizden kadınlara vajinal mantar bulaşmadığını söyledi. Mumcu, "Sadece havuz suyu içindeki klor vajinda normalde bulunan ve ortamın asidik olmasını sağlayan yararlı bakterilerin de fonksiyonlarını yitirmelerine neden olur. Bunun sonucunda kadının genital bölgesinde bulunan mantarlar aktif hale gelerek enfeksiyona neden olabilirler. Özetleyecek olursak havuzdan sonra ortaya çıkan mantar enfeksiyonu başka birisinden ya da havuzdan bulaşan mantarlara değil kadının kendi vücudunda bulunan mantar sporlarının aktif hale gelmesine bağlıdır. Bununla birlikte yaz aylarında mantar enfeksiyonları sıkça görülür. Genital bölgenin nemli kalması mantar için uygun zemin hazırlar. Islak mayo ile oturmak en sık yapılan yanlışlardan birisidir. Genital bölgenin temizliğinde özellikle bu amaçla üretilmiş ürünleri tercih edin. Eğer gerekirse genital bölgenizi saç kurutma makinesi ile kurutabilirsiniz. Dar pantolonlar özellikle zayıf kadınların tercih ettiği giysilerdir. Bu tür giysiler şık olmakla birlikte sağlık açısından sakıncalı olabilir. Uzun süre dar bir kıyafetin giyilmesi genital bölgedeki nem oranının artmasına neden olabilir. Pamuklu çamaşır tercih edin. Sentetik iç çamaşırları hava sirkülasyonunu engeller ve nemi emmedikleri için vajinal enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir. İrritan maddelerden uzak durun. Renkli tuvalet kağıtları, parfümler, kokulu kişisel hijyen ürünleri ve sabun genital bölgenin düşmanlarıdır. Bu ürünleri mümkün olduğunca kullanmamaya gayret edin" ifadelerini kullandı.
Yaz aylarında kadın doğum hekimlerine başvuran hastalarda önemli bir kısmı adet kanamalarını erkene almak ya da geciktirmek istediğini belirten Opr. Dr. Mumcu, "Ne yazık ki beklenilen kanamayı erkene almak o kadar kolay değildir. Üstelik bu amaçla uygulanan tedavilerin başarısız olma olasılığı yüksektir. Öte yandan çok daha güvenilir ve etkili olan yöntem adeti geciktirmektir.
Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar için adet kanamasını geciktirmek son derece basittir. Hapın bir kutusu bittiğinde 7 günlük ara vermeden hemen yeni bir kutuya başlamak yeterlidir. Bu sayede o ayki adet kanaması atlatılacak ve kanama otomatik olarak 3 hafta sonrasında görülecektir. Bu uygulamanın bilinen herhangi bir zararı ya da yan etkisi olmadığı gibi istenmeyen gebeliklerden korunma da aynı etkinlikle sürdürülebilir" açıklamasında bulundu.