Atriyal fibrilasyon nedir? Atriyal fibrilasyon tedavisi nasıldır?

Atriyal fibrilasyon hastalığı en sık rastlanan kalp ritim bozukluğudur. Kimi zaman hiç belirti göstermeyen bu rahatsızlık, ataklar şeklinde de yaşanabilir ve bu atakların şiddetine göre kişilerde farklı sorunlara yol açabilir. Peki atriyal fibrilasyon nedir?

Hızlı bir kalp atışını ifade eden atriyal fibrilasyon, kalp yetmezliği, inme ve kalple ilgili diğer komplikasyonlar geliştirme riskini artıran bir rahatsızlıktır. Atriyal fibrilasyon tedavisi için kulllanılacak yöntemler ise altında yatan sebeplere göre değişkenlik göstermektedir.

ATRİYAL FİBRİLASYON NEDİR?

Genellikle yaşlılarda görülmesine rağmen hiçbir hastalığı olmayan gençlerde de rastlanan ve kalp ritim bozuklukları arasına en sık karşılaşılan atriyal fibrilasyon, kısaca aritmi olarak tarif edilse de aslında durum bundan biraz daha karışıktır.

Reklam
Reklam

Kalp, kulakçık adı verilen iki üst bölme ve karıncık adı verilen iki alt bölme olmak üzere toplamda 4 bölümden oluşmaktadır. Sağ üst bölmede yer alan kulakçıkta ise kalbin doğal pili olarak görev yapan ve sinüs düğümü denilen bir hücre grubu yer almaktadır. Kalbin atışını başlatan sinyaller burada üretilmektedir.

Üretilen sinyaller, 2 kulakçıktan sonra da üst ve alt odacıklar arasındaki bağlantı yolundan (atriyoventriküler (AV) düğüm) geçer. Bu sinyaller kalbin sıkışarak kasılmasına ve böylece vücuda kan göndermesine yarar.
Ancak atriyal fibrilasyon hastalığında sinüs düğümünden gelen sinyaller karmaşıktır. Tam bir kalp atışı yerine titremeler oluşur. Bu tarz bir titreme ile karşılaşan karıncık ve kulakçıklar hızlı çalışmaya başlar böylece kalp hızı dakikada 100 ile 175’e kadar çıkabilir. Oysa ki normal bir insan için kalp atış hızı dakikada 60 ile 100 arasında değişim göstermektedir.

ATRİYAL FİBRİLASYON BELİRTİLERİ

Kimi durumlarda hiçbir belirti vermeyen ve bu şekilde yıllarca devam edebilen bu rahatsızlık tesadüfen teşhis edilebilir. Bununla birlikte atriyal fibrilasyon belirtileri arasında en çok, düzensiz kalp atışı ve çarpıntı yer alır. Diğer bilinen belirtileri ise şu şekilde sıralamak mümkündür:

Reklam
Reklam
  • Nefes darlığı
  • Zayıflık
  • Yorgunluk
  • Çabuk yorulma
  • Bitkinlik
  • Baş dönmesi
  • Göğüs ağrısı

Bir atriyal fibrasyon atağı sırasında hasta, göğsünde çarpıntı, baş dönmesi, nefes darlığı gibi birçok semptomu aynı anda yaşayabilir. Bu ataklar kısa süreli olup uzun zaman görünmezken, kimi hastalarda uzun süreli ve kalıcı halde de olabilir.

ATRİYAL FİBRİLASYON NEDENLERİ

Atriyal fibrilasyonun nedenleri arasında en yaygın olanları kalp yapısındaki anormallikler bulunur. Olası diğer nedenler ise şunları içerir;

  • Koroner arter hastalığı
  • Kalp krizi
  • Uyku apnesi
  • Doğuştan gelen kalp kusurları
  • Yüksek tansiyon
  • Anormal kalp kapakçıkları
  • Kafein, tütün alkol veya ilaçlar gibi uyarıcılar alımı
  • Zatürre, ameliyat veya diğer hastalıkların neden olduğu stres
  • Aşırı aktif tiroid bezi veya diğer metabolik dengesizlik
  • Akciğer hastalıkları

Hastalığın nedenleri arasında bulunan bu durumların yanı sıra kimi hastalarda kalple ilgili herhangi bir kusur veya hasar bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda ise ciddi bir risk yoktur ve neden genellikle belirlenemez.

Reklam
Reklam

ATRİYAL FİBRİLASYON TEDAVİSİ

Atriyal fibrilasyon tedavisi için genellikle ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, kalp atış hızını kontrol etmeye ve felç riskini en aza indirmeye yarar. Bununla birlikte kardiyoversiyon gibi prosedürlerle kalp ritmi geri yüklenir.

Doktorunuzun bir tedavi planı oluşturabilmesi ve size en uygun tedaviyi tespit edebilmesi için çeşitli faktörlerin değerlendirmesini yapacaktır. Doktorun değerlendirdiği faktörler ise şunlardır:

  • Sahip olduğunuz atriyal fibrilasyon türü
  • Semptomlarınız
  • Genel sağlık durumunuz
  • Yaşınız
  • Tedavi edilmesi gereken altta yatan bir nedeninizin olup olmadığı

Yapılacak ilk iş hastalığın altında yatan nedenini bulmak olacaktır. Eğer bir neden var ise, yalnızca bu nedenin ortadan kaldırılması sağlığınıza kavuşmanız için yeterli olacaktır. Bir neden tespit edilebilmesi halinde, yalnızca bunun için tedaviye ihtiyacınız olabilir.

Reklam
Reklam

RİSK FAKTÖRLERİ

Kimi durumlar ve yaşam alışkanlıklarının bu hastalığa yakalanma riskini artırabildiğini ortaya çıkarmıştır. İşte bunlardan bazıları;

  • Kişi yaşlandıkça hastalığın görülme riski artmaktadır.
  • Doğuştan gelme kalp hastalıkları, kalp kapakçığında görülen sorunlar, koroner arter hastalığı, konjestif kalp yetmezliği, geçirilen kalp ameliyatları, kalp krizi ve koroner arter hastalığı bir diğer risk faktörüdür.
  • Yaşam tarzındaki değişikliklerle ya da ilaçlarla kontrol altına alınamayan yüksek tansiyon hastalık geliştirme riskini artırmaktadır.
  • Uyku apnesi, metabolik sendromlar, tiroidlerde görülen sorunlar, şeker hastalığı, kronik akciğer ya da böbrek hastalıklarına benzeyen kronik durumlar yaşayan kişilerin hastalığa yakalanma riski artar.
  • Alkol almak, kimi kişilerde hastalık riskini artırırken, alkolün aşırı şekilde içilmesi bu riski üst safhaya taşımaktadır.
  • Aşırı kilosu olanlar ve obezler için risk daha fazladır.
  • Ailesinde hastalık hikayesi görülen kişiler de risk grubu yüksek kişiler arasındadır.
Reklam
Reklam

KOMPLİKASYONLAR

  • Felç: Düzenli olmayan kalp ritmi, kanın kalbin kulakçık adı verilen üst odalarında birikerek pıhtı oluşmasına neden olabilir. Oluşan kan pıhtısı kalpten çıkarak beyne ilerleyebilir. Burada kan akışını engelleyerek inmeye neden olabilir.
  • Felç riski yaşa (yaşlandıkça riski artar) ve yüksek tansiyon, diyabet, kalp yetmezliği hikayesi veya daha önce felç olup olmadığına ve diğer durumlara bağlıdır. Kan inceltme özelliği gösteren bazı ilaçlar, kan pıhtılarının neden olduğu felç riskini ve diğer organların zarar görmesini büyük ölçüde azaltır.
  • Kalp yetmezliği: Hastalık kalbi zayıflatabilir ve kalp yetmezliğine yol açabilir. Kalp yetmezliği, kalbin vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan dolaştıramamasıdır.
Reklam
Reklam