Hızlı bir kalp atışını ifade eden atriyal fibrilasyon, kalp yetmezliği, inme ve kalple ilgili diğer komplikasyonlar geliştirme riskini artıran bir rahatsızlıktır. Atriyal fibrilasyon tedavisi için kulllanılacak yöntemler ise altında yatan sebeplere göre değişkenlik göstermektedir.
Genellikle yaşlılarda görülmesine rağmen hiçbir hastalığı olmayan gençlerde de rastlanan ve kalp ritim bozuklukları arasına en sık karşılaşılan atriyal fibrilasyon, kısaca aritmi olarak tarif edilse de aslında durum bundan biraz daha karışıktır.
Kalp, kulakçık adı verilen iki üst bölme ve karıncık adı verilen iki alt bölme olmak üzere toplamda 4 bölümden oluşmaktadır. Sağ üst bölmede yer alan kulakçıkta ise kalbin doğal pili olarak görev yapan ve sinüs düğümü denilen bir hücre grubu yer almaktadır. Kalbin atışını başlatan sinyaller burada üretilmektedir.
Üretilen sinyaller, 2 kulakçıktan sonra da üst ve alt odacıklar arasındaki bağlantı yolundan (atriyoventriküler (AV) düğüm) geçer. Bu sinyaller kalbin sıkışarak kasılmasına ve böylece vücuda kan göndermesine yarar.
Ancak atriyal fibrilasyon hastalığında sinüs düğümünden gelen sinyaller karmaşıktır. Tam bir kalp atışı yerine titremeler oluşur. Bu tarz bir titreme ile karşılaşan karıncık ve kulakçıklar hızlı çalışmaya başlar böylece kalp hızı dakikada 100 ile 175’e kadar çıkabilir. Oysa ki normal bir insan için kalp atış hızı dakikada 60 ile 100 arasında değişim göstermektedir.
Kimi durumlarda hiçbir belirti vermeyen ve bu şekilde yıllarca devam edebilen bu rahatsızlık tesadüfen teşhis edilebilir. Bununla birlikte atriyal fibrilasyon belirtileri arasında en çok, düzensiz kalp atışı ve çarpıntı yer alır. Diğer bilinen belirtileri ise şu şekilde sıralamak mümkündür:
Bir atriyal fibrasyon atağı sırasında hasta, göğsünde çarpıntı, baş dönmesi, nefes darlığı gibi birçok semptomu aynı anda yaşayabilir. Bu ataklar kısa süreli olup uzun zaman görünmezken, kimi hastalarda uzun süreli ve kalıcı halde de olabilir.
Atriyal fibrilasyonun nedenleri arasında en yaygın olanları kalp yapısındaki anormallikler bulunur. Olası diğer nedenler ise şunları içerir;
Hastalığın nedenleri arasında bulunan bu durumların yanı sıra kimi hastalarda kalple ilgili herhangi bir kusur veya hasar bulunmamaktadır. Bu gibi durumlarda ise ciddi bir risk yoktur ve neden genellikle belirlenemez.
Atriyal fibrilasyon tedavisi için genellikle ilaç tedavisi kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, kalp atış hızını kontrol etmeye ve felç riskini en aza indirmeye yarar. Bununla birlikte kardiyoversiyon gibi prosedürlerle kalp ritmi geri yüklenir.
Doktorunuzun bir tedavi planı oluşturabilmesi ve size en uygun tedaviyi tespit edebilmesi için çeşitli faktörlerin değerlendirmesini yapacaktır. Doktorun değerlendirdiği faktörler ise şunlardır:
Yapılacak ilk iş hastalığın altında yatan nedenini bulmak olacaktır. Eğer bir neden var ise, yalnızca bu nedenin ortadan kaldırılması sağlığınıza kavuşmanız için yeterli olacaktır. Bir neden tespit edilebilmesi halinde, yalnızca bunun için tedaviye ihtiyacınız olabilir.
Kimi durumlar ve yaşam alışkanlıklarının bu hastalığa yakalanma riskini artırabildiğini ortaya çıkarmıştır. İşte bunlardan bazıları;