Küba, dünyanın ilk feminist ülkesi.
Aslında maço bir kültürü olan Küba’da, kadınların başarılı olması hiç de kolay değil.
Hem işe gidip, hem de ev işleri, çocuk bakımı gibi hayatın bütün yükünü üstlerine almaktan yakınan Kübalı kadın sayısı oldukça çok.
1975 tarihli Aile Yasası ile kadın ve erkek eşit sayılsa da, yüzyılların ataerkil Küba'sının bir anda değişmesi mümkün değil...
Küba'da konut sorunu var ve oturacak ucuz ve iyi bir ev bulmak oldukça zor. Bu yüzden, evlerde genellikle üç kuşak bütün aile birlikte yaşıyor. Ve bütün bu yük yine kadının omuzlarında...
Küba'da hayat şartları çok iyi değil ama işsizlik oranı olukça düşük.
Herkesin bildiği gibi Kübalılar puro üretiminde, dünyada bir numara.
Küba’daki toplam iş gücünün yüzde 60’tan fazlası kadınlardan oluşuyor.
Bütün üniversite mezunlarının % 65.8’i ve Hakimlerin % 71.3’i hatta Avukatların % 73.7’si kadın!
Küba kadınları başları dik, hayatın her alanında, gündelik yaşamda ve çalışma yaşamında eşit bir biçimde korkusuzca yer alıyorlar.
Parlamentonun % 43.3’ü ve Bilim insanlarının % 51.6’sı da kadın!
İşte bu feminist kadınlar, bacaklarında puro sarmak yerine içmeyi tercih ediyorlar.
Küba kadınları başları dik, hayatın her alanında, gündelik yaşamda ve çalışma yaşamında eşit bir biçimde korkusuzca yer alıyorlar.
Puroyu da bu kadınlar sarıyorlar. Yani, bacakta puro sarma diye bir şey yok.
Varsa da, bu ablalar sarıyor, haberiniz olsun!