Çikolata, ilk bulunduğundan bu yana dünya genelinde hızlı bir şekilde yayılmış ve sevilmiştir. Birçok ürünün içinde çikolata bulunabilmektedir. Sadece yiyeceklerin değil, içeceklerin de içinde kendine bir yer bulan çikolata birçok özel günün de simgesi haline gelmiştir. İnsan vücudunda çikolata, serotonin, endorfin, vazopressin, oksitosin hormonlarının artmasını sağlayıcı etkiye de sahip bir besin olarak kabul edilmektedir.
Çok eskiden bu yana tüketildiği bilinen çikolatanın tarihinin milattan önceye dayandığı tahmin edilmektedir. Milattan önce ve büyük bir olasılıkla Olmeklerden oluşan bir grubun Mezoamerika’da kakao ağacı yetiştirdikleri tespit edilmiştir. Mayalar, bir hayvanın bu ağaçtan bir meyve kopardıklarına şahit olunca bu meyveyi kullanmayı denemişlerdir. Amerika yerlilerine göre ise bu bitkinin onlara tüylü bir yılan tarafından hediye edildiğine inanılmaktadır.
Latince karşılığında çikolata, tanrıların besini olarak adlandırılmaktadır. Kakao ağacından elde edilen kakao Batı Hint Adaları, Batı Afrika ve Güney Amerika’da üretilmektedir. Gövdesine yani ana dallarına yakın yerlerde çıkan meyvesi olgunlaştığı zaman boyutu 35 cm’ye kadar ulaşabilmektedir.
Günümüzde her markette kolaylıkla bulunabilen çikolatanın kökleri aslında çok eski zamanlara dayanmaktadır ve ilk kanıtlar Elvador’da bulunmuştur. 2018 yılında yayımlanan bir araştırma sonucuna göre Güney Amerika theobroma kako ağacında yetişen meyve, fermente edilmiş kurtulmuş tohumu olan kakaonun kullanmasına dair en eski kanıt Ekvador’un Güney Doğu tarafında Mayo Chinchipe kültürüne ait olduğu düşünülmektedir.
Milattan Önce 6. yüzyıla tarihlenen bir çömlekte bugüne kadar bulunan en eski çikolatanın izlerine rastlanmıştır. Daha sonraki süreçte ise Milattan Önce 1900’de ise çikolata kelimesi ilk kez Aztek dilinde acı ekşi içki anlamına gelen xocoti kelimesinden türetilerek kullanılmıştır. 1500'lü yıllarda çikolatayı Orta Amerika’dan İspanyollar getirmiştir. İngilizler 1700 yılında çikolataya ilk kez süt katarak bir ilki gerçekleştirmişlerdir.