Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "BDP milletvekillerinin fikirlerini beğeniriz beğenmeyiz, kabul ederiz etmeyiz. Ancak kendi fikirlerini, düşüncelerini anlatmak üzere çıkmış oldukları Karadeniz'de karşılaşmış oldukları olaylardan çok rahatsız olduğumuzu ifade etmekteyiz" dedi.
Bakan Çağlayan, Mersin’in Erdemli ilçesinde düzenlenen partisinin İl Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık yüzünden “Kara Çarşamba”yı yaşadığını hatırlatarak, “İki gün evvel 21 Şubat’tı. 21 Şubat 2013 günü Türkiye’nin siyasi istikrarsızlığın en yoğun olduğu ANAP, DSP, MHP koalisyonunun Türkiye’yi uçuruma sürüklediği günün, ‘Kara Çarşamba’nın 12. yılıydı. Çok iyi hatırlıyorum o günleri. Bir anayasa kitapçığı atıldığı için kriz çıktığını ifade edenler, bilmiyorlardı ki bırakın anayasa kitapçığı atmayı, bir leblebi bile atsanız o kriz çıkacaktı. Çünkü ülke doğru yönetilmiyordu. Çünkü ülkede siyasi istikrar yoktu. Çünkü o tarihte siyasi iktidarın başında olanlar milleti, devleti değil, kendi menfaatlerini düşünüyorlardı. Bu nedenle Türkiye büyük bir felaketle karşı karşıya kalmıştı” dedi.
O günlerde binlerce sanayici ve esnafın işini kaybettiğini ifade eden Çağlayan, “Milyonlarca insanımız aşını kaybetti. Birçok sanayici çekleri, senetleri geri döndüğü için onurunu kaybetti ve hayatına, yaşamına son verdi. 12 yıl önce bunlar yaşanırken, 11. yılına girmiş olduğumuz AK Parti iktidarında Türkiye tanınmayacak kadar gelişti. Zannederim çoğunuz 21 Şubat 2001’i, ‘Kara Çarşamba’yı unuttunuz. Seçim sandıklarına gittiğiniz zaman bu ülkeyi bu hale getirenleri asla unutmayın ve unutturmayın. Bu ülkeye MHP’nin vermiş olduğu zararı, DSP zihniyetinin vermiş olduğu zararı mutlaka her fırsatta hatırlayın. Bu ülke bir daha o günlere dönmesin” diye konuştu.
Demokrasiyi bölmeye çalışanlardan tek tek hesap sorulduğunu anlatan Çağlayan, “Bu ülkede adeta insanları canından bezdiren eski siyasilerin yapmaya cesaret edemediği mafya ve çetelere de son verdik, şükürler olsun. Onun da kökünü kuruttuk. Bunu yapmak babayiğitlik isterdi. İşte bu yiğitliği AK Parti’nin babayiğit Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve onun arkadaşları, beraber olduğu insanlar yapabilirdi. Ve şükürler olsun bunu yaptık. Gece rüyasında iktidar görenler, sabah kalkıp demokrasiyi bölmeye ara vermeye çalıştılar. Bakın anayasayı, insan haklarını milletin kararlarını hiçe sayanlardan tek tek hesap soruluyor” şeklinde konuştu.
Elde edilen siyasi ve ekonomik istikrarın devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Çağlayan, BDP’lilerin Karadeniz gezisinde yaşanan olaylara da değinerek şöyle devam etti:
“Geçmiş günlerden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Türkiye ne zaman ekonomide başarılı bir harita, yol izlemeye başlasa, ne zaman başarısı artacak olsa, Türkiye’nin dışarıdaki düşmanları ve onların içerideki işbirlikçileri Türkiye’deki barışı ve huzuru bölmeye kalkarlar. Son günlerde Başbakanımızın liderliğinde başlatmış olduğumuz barış çabalarını ve programını görüyorsunuz. Bunları bozmaya çalışanlar var. Geçtiğimiz günlerde BDP milletvekillerinin fikirlerini beğeniriz beğenmeyiz, kabul ederiz etmeyiz. Ancak kendi fikirlerini, düşüncelerini anlatmak üzere çıkmış oldukları Karadeniz’de, Sinop’ta, Samsun’da karşılaşmış oldukları olaylardan çok rahatsız olduğumuzu ifade etmekteyiz. Evet birbirimize sabırlı olmak zorundayız. Başından beri hep söyledik. Biz insanları etnik kökenine göre ayırmadık, ayırmayacağız. Biz insanları ister Kürt olsun, ister Türk olsun, Arap olsun, Yörük olsun, Çerkez olsun, Laz olsun, ister Alevi, ister Sünni olsun, yaratılanları yaratandan dolayı seviyor ve kucaklıyoruz dedik. Etnik kökeni, düşüncesi her ne olursa olsun yeter ki bu ülkenin birliğinden, beraberliğinden, bölünmez bütünlüğünden, tek devletten ve tek bayraktan yana olsun başımızın üstünde yeri var dedik. Bu böyle olmaya da devam edecek.”