Saadet Partisi Şubat ayı divan toplantısı yapıldı

Saadet Partisi Elazığ il başkanlığı tarafından 2013 yılı şubat ayı divan toplantısında Merkez ilçe başkan Mustafa KODAT gündemi değerlendirdi.

Saadet Partisi Elazığ il binasında gerçekleştirilen şubat ayı divan toplantısında gündemdeki konuları değerlendiren Sadet Partisi Merkez ilçe Başkanı Mustafa Kodat; Büyük Ortadoğu Projesi BOP Kapsamındaki 22 tane İslam ülkesinin sınırının değiştirilmesi ve iç karışıklıklarla kardeşin kardeşe kırdırılması planı, tüm İslam dünyasında uygulandığını belirtti.

Reklam
Reklam

Kodat; Afganistan ve akabinde Irak’ın işgaliyle İslam âleminin üzerine çöreklenen BOP ‘ uygulayıcıları, her el atıkları ülkeyi kan ve gözyaşı deryasına çevirip, Siyasi karışıklıkların, iç çatışmaların ve hatta savaşların izlediği bu karanlık plan, şimdi de Mali üzerine hesaplar yapıldığına dikkat çekerek şunları söyledi; “ 1.5 milyarı aşkın nüfusuna rağmen kan, gözyaşı ve dramların ardı arkasının gelmediği İslam dünyası, yeni işgal ve karışıklıklarla, yine zulmün ortasında yer alıyor. Son olarak, Mali’de yaşanan işgal ve katliamlar, zalimlerin zulüm etrafında nasıl hızla toplandıklarını gösterirken, mazlum olan İslam dünyasının bölük pörçük halini ve aciz yönetimler elinde perişan olduğunu da gözler önüne sermektedir. Mali’de haçlıların katliam ve işgalini, Müslüman ülkeleri yönetenler sesiz kalarak, bir yerde katliama destek verdiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Kodat Şöyle devam etti; “ Hükümet dış politikada tam anlamıyla iflas etmiştir. Komşularla sıfır problem diyerek yola çıkan hükümet, bütün komşularıyla düşman olmuş ve neredeyse savaşacak hale gelmiştir. Irakta 1,5 milyon Müslüman’ın şehid edilmesinde, yüz binlerce Müslüman Iraklı hanımın namusunun kirletilmesinde, milyonlarca çocuğun yetim kalmasında bu hükümetin vebali vardır. Libya’da 80 bin Müslüman’ın katl edilmesinde bu hükümetin günahı vardır.

Hükümetin bir bakanı çıkmış Mali’ yi işgal eden Fransa ya, Mali ye müdahale ediyorsunuz’da Suriye’ye neden müdahale etmiyorsunuz diye soruyor. Yani Malide ne işiniz var diye soracağı yerde, gelin birazda Suriye’de Müslüman öldürün demeye getiriyor.

Değerli kardeşlerim tek kelimeyle bu hükümetin eli kirlidir, Katillerle birliktedir. Katillerle aynı saftadır.

Reklam
Reklam

Dün kardeş olduğumuz Suriye’den güya korunabilmek için, ülkemize patriot füzeleri getirildi.

Bilindiği gibi, kurtuluş savaşında büyük bedeller ödeyen, onbinlerce şehit veren üç ilimize, Adana Kahramanmaraş ve Gaziantep’e patriot füzeleri yerleştirilmektedir. Bunların bir kısmı yerleştirilmiş ve aktif hale getirilmiş durumdadır.

Buradan sormak lazım, Bu füzelerle kimi vuracaksınız. Cevabı zaten belli. Bu füzelerle maalesef Müslümanlar vurulacaktır.

Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden bu patriot füzeleri, asıl itibarı ile amaç israil’i Nato koruması altına almaktır.

Bilindiği gibi Füzeler Türkiye’ye yerleştirilir yerleştirilmez Kendisini Nato güvencesinde hisseden İsrail, Suriye’yi vurdu.

Türkiye hükümeti bu saldırı karşısında sesiz kaldı. Çünkü İsrail, AKP hükümetinin yapmak istediğini yaptı.

Yani sayın başbakan, bir zamanlar one minute diyerek kafa tutuğu İsrail ile ayı safta buluşu.

Reklam
Reklam

Çünkü İsrail Büyük Ortadoğu projesinin mimarı, Sn Başbakanda o projenin eşbaşkanıydı.

Değerli Kardeşlerim, kısacası Türkiye, adım adım bir savaşa doğru sürüklenmektedir.

Amaç Türkiye ile İran’ı savaştırmak, neticede israil’in etrafını boşaltmak, Türkiye’yi bölmek ve büyük İsrail devletini kurmaktır.

Ve maalesef Türkiye, bir savaş taşeronu olarak kullanılmaktadır.

Türkiye batı dünyasının çıkarlarına taşeron olmaktan, vazgeçmelidir.

Türkiye ABD’nin ve israil’in arzı mevud serüvenine hizmet eden BOP ‘a, taşeron olmaktan vazgeçmelidir.

Sayın Başbakan BOP eş başkanlığından derhal ayrılmalı ve bunu kamuoyuna ilan etmelidir.

Batının kucağında gezip duran bir dış politika anlayışı ile hiçbir yere varılamaz.

Yeni bir duruşa yeni ve milli bir çıkışa ihtiyaç vardır.

Türkiye 50 yıldır AB kapısında bekletiliyor. Bu 50 yılın 10 yılı AKP’nin iktidar olduğu dönemdir. AB’ye girmek için Milli ve Manevi değerlerimizden taviz üstüne taviz veren, olmadık yasalar çıkartıp milletimizin inançlarıyla DNA’ sıyla oynayan Hükümet, AB tarafından kandırıldığını itiraf etmelerine rağmen hala bu sevdadan vazgeçmiyor.

Reklam
Reklam

Sn Başbakan, AB üye ülkeleri tarafından defaten kandırıldığını ifade ediyor. Buna rağmen, AB sürecinden vazgeçmeyeceklerini ve AB üyeliğinin Bakanlar kurulu toplantısında değişmez gündem maddesi olduğunu söylemekten de geri durmuyor. Bu nasıl bir anlayış anlamak mümkün değildir.

AB bas bas bağırıyor sizi almayız diyor. 50 Yıl daha beklense yine almayacaklar. Türkiye’nin Hıristiyanlaştırma yolunda verilen tavizler yetmiyor, onları tatmin etmiyor. Peki ne zamana kadar, Türkiye top yekün Hıristiyanlaşana kadar. Hedef bu. Bunu zaten açıkça söylüyorlar. Burası bir Hıristiyan birliğidir diyorlar. Müslüman bir ülke içimizde olamaz diyorlar. Buna rağmen hangi mantıkla bunların peşinden koşuyoruz, bu nasıl bir sevdadır, bu nasıl bir gavur âşıklığıdır anlaşılmış değildir.

Domuz eti kasaplık hayvan statüsüne alındı, kasaplarda dana etiyle birlikte satışı serbest bırakıldı, Zina suç olmaktan çıkarıldı,Aile sağlığı adı altında ‘eşcinsellik’ dersi verildi. Türkiye’nin ilk eşcinsel oteli AKP döneminde açıldı. Tatil yerlerinde eş cinsel nikahları kıyılmaya başlandı.

Reklam
Reklam

2005 yılında yayınlanan genelge ile okullarda ‘ cemaat, cihat, tevhid, medrese, mümin, münafık’ gibi terimleri kapsayan 45 kelime yasaklandı.

AB uyum yasaları çerçevesinde mevzuattan ‘camii’ ifadesi çıkarıldı, yerine ibadethane ifadesi konuldu. Ardından’da ‘mabed’ olarak değiştirildi. Dolayısıyla cami yeri olarak belirlenen yerlere rahatlıkla kilise, sinagog veya havra yapılabilecek.

Misyonerlik faaliyetleri sebest bırakıldı, binlerce apartman altı kilise evlerde, misyonerlik faaliyetleri yapılıyor.

İlk olarak Antalya’da açılan Dinler bahçesinde cami, kilise, sinagog aynı avluda bir araya getirildi. Dinler arası diyalog safsatalarıyla halkın inançlarıyla oynandı.

Sadece birkaç tanesini saydığımız bu tavizlerin sonu gelmeyecektir.

Hükümet en kısa zamanda AB defterini kapatıp İslam birliğini kurmak için çaba sarf etmelidir. Aksi taktirde yaptıkları tahribatın vebalinden dünyada’da ahirettede kurtulamazlar.

Reklam
Reklam

Birleşmiş Milletler (BM) uluslararası terörizmin finansman kaynaklarını engellemek iddiasıyla, bir sözleşme hazırlamış ve bu sözleşmenin üye ülkeler tarafından kabul edilmesini zorunlu hale getirmişti. Bakınız Türkiye’nin de uymaya zorlandığı bu sözleşme ne getiriyor.

BM sözleşmesine göre, Terör devleti ABD İsrail ve AB’nin terörist olarak ilan ettiği örgüt, grup, siyasi oluşum ve camiala, Türkiye tarafından da terörist olarak görülecek. TBBM de görüşülüp kabul edilen tasarıya göre, terörist ilan edilen bu kuruluşlarla iş yapan bütün kişi, STK, dernek ve şirketler kara listeye alınacak. Ayrıca talep edilmesi halinde bu kuruluşların mal varlıkları dondurulacak. Yasa bununla da sınırlı değil. Terörist ilan edilen bu kuruluşlar hakkında, dava açılıp örgüt üyeliği cezası verilebilecek.

Yasanın en tehlikeli tarafı ise, yardım kuruluşlarıyla ilgili olması. Çünkü dünyanın birçok bölgesinde yardım faaliyetleri yürüten sivil toplum kuruluşlarının yardımlarından rahatsız olan ülkeler, bu STK’ların yardım yaptığı grupları terörist listesine alarak, yardım kuruluşlarının mal varlıklarının dondurulmasını isteyebilecek.

Reklam
Reklam

Örneğin; HAMAS, Amerika tarafından terör listesine alınmıştı. Mecliste onaylanıp yasalaşan bu tasarıya göre, Amerika, HAMAS’a yani Gazze’ye yardım gönderen bütün STK’lar ile ilgili mal varlıklarının dondurulmasını talep edebilecek. Kısacası, başta yardım kuruluşları olmak üzere ABD’ye, İsrail’e, AB’nin emperyalist emellerine karşı mücadele veren herkes, bu yasanın hedefi olacak. Hükümet her zaman olduğu gibi yine ABD ve İsrail’in emirlerini baş üstüne deyip böyle tehlikeli bir yasayı çıkarmış bulunmaktadır.Türkiye’deki Bir çok kurum ve kuruluş ABD VE İsrail istemiyor diye, malvarlıklarına el konulacak ve 10 yıla kadar cezalar verilebilecek.İşte bu yasayla AKP Hükümeti yine kendine yakışanı yaptı. Allah ıslah etsin. Burada Sn Cumhurbaşkanımız büyük sorumluluk yüklenmektedir. Bu yasa kesinlikle veto edilmelidir.

Reklam
Reklam

Bizim amacımız hakkı hakim kılmaktır. Bizler mazlumdan yana tavır koyan, zalime karşı duran bir topluluğuz. Bu zulümlere karşı yeni ve adil bir dünya kurmaya mecburuz.. Adil bir dünyayı ancak milli görüşçüler kurar. Bizler birer Müslüman olarak, bütün insanlığa saadet getirmekle yükümlüyüz. İyiliği emretmek ve kötülükten nehy etmekle görevliyiz. Yapılan bir kötülük bir yanlışlık varsa bunu ortadan kaldırma ve halkımıza duyurma mecburiyetimiz vardır. Bunu hem inancımız gereği hem de siyasetten yapmak durumundayız. Dolayısı ile yanlışın yerine doğruyu, çirkinin yerine güzeli, kötünün yerine iyiyi, Sömürü nün yerine adaleti, kavganın yerine kardeşliği hakim kılmak için gece gündüz çalışmalıyız” dedi.

Ajans23/Arzu Akın

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: