Spor yazarları, Türkiye - Finlandiya maçını yorumladı

Spor yazarları, A Milli Futbol Takımımızın 2018 Dünya Kupası Elemelerinde Finlandiya ile oynadığı ve 2-0 kazandığı mücadeleyi değerlendirdiler.

İşte yazarların görüşleri:

Reklam
Reklam

HELE ŞÜKÜR(ATİLLA GÖKÇE)

Hele şükür... Baştan sona gönül rahatlığıyla, endişelenmeden, kaygılanmadan, gerilmeden, huzurlu, coşkulu ve güzel bir maç izledik... Fatih Terim’in Türk futbolundaki yeri belli... Hoca futbolculuk kariyerinde Genç Milli Takımın santrforu iken o dönemin moda oyuncusu liberoya dönüşmüş... Orada alkışladığımız ve unutamadığımız maçları var... Böyle bir savunma yıldızının futbolu bıraktıktan sonra başarılı bir hücum pratiğine geçmesi, felsefesini gol ve galibiyet üzerine oluşturmasını takdirle anmalıyız... Dünkü oyun hücumcu Fatih Terim’in her hattı ile doğru ve sağlam kurgulayıp sahnelediği yeni bir gösteriydi.

DOĞRUYU YAPTI(UĞUR MELEKE)

Fatih Terim doğruyu yaptı, işi kaotik dakikalara bırakmadı. Maçın başında şok presle ve yetenek farkıyla işi bitirmeyi hedefledi, skoru bulduktan sonra da Okay’ı sokup güvenliği artırdı. Yunus Mallı Kosova maçını almıştı, Antalya’da da ilk golün üretiminde etkiliydi. Cenk Arajuuri’yle olağanüstü savaştı, Fatih Hoca’nın 2 yıl sonra hatırladığı Ömer de savunmada yine güvenliydi.

Reklam
Reklam

RÜYA GİBİ GEÇTİ(ŞANSAL BÜYÜKA)

üTürkiye beklenenden iyi başlayınca, Finlandiya beklenenin altında kalınca daha ilk çeyrekte çarpıcı bir sonuç ortaya çıktı. Türkiye’nin böyle bir başlangıç yaptığı ve ilk 12 dakikada 2-0’ı yakaladığı bir başka maçı ben hatırlamıyorum. Aslında 2-0 sonrasındaki 10-15 dakika, Türkiye adına “rüya“ gibi geçti. Pozisyon bulamasak bile iyi top çevirdik, orta alanı resmen teslim aldık ve adeta kendimiz çalıp kendimiz oynadık. Ancak başlangıçtaki toplam yarım saatin ardından Finlandiya’nın maç sonuna kadar devam edecek olan “oyunu kontrolu“ sahaya egemen oldu. Buna rağmen Finlandiya‘ya uzaktan atılan ve direkten dönen şutun dışında tek pozisyon vermedik.

OFANSİF OĞLU OFANSİF(MERT AYDIN)

Fin hamamı diye bir kavram vardı ve bunu unutmuştuk. 33 yıl sonra yine Antalya, yine Finlandiya. Ama bu kez sıcak için değil iyi destek için. Uzun zamandır ilk kez bir kriz olmadan maça çıkıyoruz. Fatih Terim belli ki maçı erken koparmak istiyor. Ofansif oğlu ofansif ilk 11 bunu amaçlıyor. Kafalarımız karışık. Bu takım nasıl geri dönecek? İşte bütün mesele bu. Oyunun başında soldan geliyoruz. İsmail, bunu seviyor. Bekte kalmak istemiyor zaten. Finlandiya, küçük küçük pres denemelerinde cesareti veriyor.

Reklam
Reklam

BÖYLESİNİ HATIRLAMIYORUM(GÜNTEKİN ONAY)

Uzun yıllardır Milli Takım’ın ilk 13 dakikada 2-0’ı bulduğu ve bu kadar iyi başladığı bir maç hatırlamıyorum. Kağıt üzerinde bundan daha net favori olduğumuz onlarca maçı çok sancı çekerek oynadık. Kazanırken bocaladık, sürpriz puan kayıpları yaptık. Ancak dün ilk 15 dakikada işi bitirdik. Bu tip takımlar karşısında rakibin direncini kırmak için erken golü bulmak çok önemli ve dün maçın başında Cenk’in attığı 2 golle ilk kez bu kadar rahat ve keyifli bir maç izledik.

ÖNEMLİ EKSİKLİK(ÖMER ÜRÜNDÜL)

Kazanırken iyi sonuçlardan sonra doğru analizler yapmak ilerisi için fayda getirir. Dünkü takım tertibi, Finlandiya maçına özgüydü. Bu takım tertibi ile kontrolü elimizde tutup oyuna hükmetmemiz bilhassa zorlu maçlarda mümkün değil. Dünkü maçta bile topa sahip olma oranları hemen hemen eşitti. İki farklı önde olduğumuz için geride genişlik bırakmadık. Bu yüzden de bütün maçta tek pozisyon verdik. Bu eleştirilecek bir durum değil. Ama bütün riskleri almış rakip karşısında son 15 dakikaya kadar kontrataktan karşı alandaki genişlikten pozisyonlar bulamayışımız önemli bir eksiklikti.

Reklam
Reklam

KOMPAKT GÖRÜNTÜ(LEVENT TÜZEMEN)

İzlanda ve Hırvatistan'ın zor yendiği Finlandiya'nın en belirgin özelliği, savunmada mükemmel organize olmalarıydı. Cenk'in kafayla attığı gol, yine milli maçlardaki en iyi gol seçilecektir. İkinci yarı rakibin önde çok adamla yaptığı baskıyı atlatmak için 'kompakt' görüntü içinde akıllı bir takım savunması sergiledik. Finliler'e geniş alan bırakmadık ve yan ortalarda ceza alanı içinde kalabalık olup hata yapmadık. Mehmet Topal-Ömer ikilisi uyumluydu ve savunmada doğru pozisyon aldıkları gibi riske girmediler.

RAKİP ZAYIF(ERMAN TOROĞLU)

Karşılaşma öncesi kadroyu gördüğümde hücum olarak bir şeyler yaparız ama defans dönüşlerinde kolay kontratak yer miyiz diye düşündüm. Ama golleri erken bulduk, oyuna da hakim olduk. Daha da önemlisi bütün takım rakibin her topuna bastı. Bizim takımın teknik kapasitesi yüksek. Rakibin teknik kapasitesi ise zayıf. Üçlü-dörtlü baskı yiyince sonunda topa vuruyorlar. Bizim baskıyı da çözemiyorlar. O zaman da biz kaptığımız topları iyi kullandık. Bunu ilk yarı boyunca yaptık. 2-0 da önde oynayınca çok rahat ettik.

Reklam
Reklam

Bazı futbolcular, kadro harici kalınca ders almışa benziyorlar. Saçları başları oynamaya başlamıştı, havalarından geçilmiyordu sahada. Dün maç boyunca süt dökmüş kedi gibilerdi. Hep söylenileni yaptılar. Hareketleriyle ukalalık yapmadılar. Demek arada sırada ders vermek lazım bazılarına. Matematik olarak bitmezse futbolda her zaman şansın vardır. Tamam, her maçını kazanacak halin yok ama her maçını kazanamayacağına kim hükmedebilir senin. Bu şans futbolcuların elindedir. Bu takım ne maçlar kaybettiği gibi ne maçlar da kazandı. Sporcu yeter ki istesin, sahada adam gibi mücadele etsin. Sağı solu oynamasın. Teknik direktörünü dinlesin ukalalık yapmasın. Başarı işte o zaman gelir.