Suri kabilesindeki yeterli bir olgunluğa erişen kadınların vücutlarına jiletlerle kesikler atılıyor. Bu izler aynı zamanda ileride çocuk sahibi olabileceğininin bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
Genç kızlar yaklaşık yarım saat süren bu yara izleri için bıçak ve ustura darbelerine maruz kalıyor. Yara izleri kabile erkeklerinin çıplak deri sevmemeleri nedeniyle de yapılıyor. Yıllarca süren bu gelenek erkeklerin istekleri doğrultusunda bugüne kadar sürdürülmüş ve hala da devam ediyor.
Fotoğrafları çeken Alman fotoğrafçı Jan C Schlegel , ''Yüzünde herhangi bir acı belirtisi yoktu. Yarım saat boyunca sesini çıkarmadı. Eğer çıkarmış olsaydı bu ailesi için bir utanç kaynağı olarak kalacaktı'' dedi.
Yaranın açılmasından sonra, insanlar yara izini daha da arttırmak için bazen kömür veya ağaç gibi bitki suları kullanıyorlar. Atma adı verilen bu izler bölgenin güzelliği ve bir sanat türü olarak kabul ediliyor.
Fotoğraflarda kırsal topluluklarda yaşayan insanların yaşam tarzları ve gelenekleri göze çarpıyor. Kadınlar, kabile erkeklerine nazaran geleneklerini hala sürdürmeyi başarabilmiş. İlgi çeken saç modellerini yapabilmek için saatlerce uğraşıyorlar.
Bir diğer güzellik ölçütü de ağızlara yerleştirilen diskler. Disklerin yerleştirilmesi için kadının alt iki dişi çekiliyor. Diskin boyutu ne kadar büyükse evlenirken babasına çeyiz olarak fazla inek veriliyor.
Suri kabilesinde erkeklere düşen görevler de var. Sopa dövüşü ile gelin arayışı içine giren erkekler ciddi yaralanma hatta ölümle bile sonuçlanabilecek bir düello ortamına giriyorlar. Suri kabilesinde inekler de büyük önem taşıyor. Ortalama bir ailenin 30-40 bulunuyor. Kabilede sığırlar takas olarak kullanılırken süt ve kan kaynağı olarak kullanılıyor.
Fotoğrafçı Jan Schlegel, portrelerinin ''eşsiz, gururlu, özel ve güzel bir şey” sergilediğini söylüyor. Fotoğraflarını çektiğim insanların umutlarını ve hayallerini, aynı zamanda acıyı ve sıkıntıyı görüyorum'' diye ekliyor. Kabiledeki her hane ailenin kadını tarafından yönetiliyor ve gelirlerini istedikleri gibi harcıyorlar. Suri gençleri yaklaşık sekiz yaşındayken, büyükbaş hayvanlara bakmaya başlıyor.