Quiet luxury’nin en önemli kuralı iyi markalardan giyinmek değil iyi kumaşlar kullanmak. Giydiğiniz kıyafetin üstünde dev logolar olmasından ziyade gördüğünüzde ya da dokunduğunuzda “bu kaliteli” demelisiniz. Unutmayın, kaliteyi bağırmadan göstermek bu akımın ruhunu yansıtıyor!
Quiet luxury deyince akla ilk gelen şeylerden biri de renkler. Canlı pembe, fosforlu sarı gibi dikkat çekici tonlar bir süreliğine rafa kalkıyor. Yerine soft bejler, krem tonları, buz mavisi, haki ve lacivert gibi hem sakin ama lüks görünen hem de kombin yapmayı kolaylaştıran renkler geliyor.
Philips Azur 8000 Serisi Ütü, OptimalTEMP teknolojisi sayesinde farklı kumaş türlerinde sıcaklık ayarı yapmadan ütüler ve yanık riski olmadan güvenli kullanım sağlar. 260 g'a kadar şok buhar gücüyle de hassas kumaşlardaki en inatçı kırışıklıkları bile kolayca giderir. SteamGlide Elite tabanıyla üstün kayma ve dayanıklılık sunarak ütüleme işlemini zahmetsiz hale getiren ütü, kıyafetlerinize tıpkı bu akımdaki gibi pürüzsüz ve rafine bir dokunuş katar.
Bu akımda "ne kadar çok parça, o kadar tarz" anlayışı yok. Aksine, iki parçayla dahi bir stil yaratabilirsiniz. Mesela kaliteli bir pantolon ve üzerine mükemmel kalıpta bir gömlek… İşte bu kadar! Unutmayın ki az parçayla sade ama iddialı bir görünüm her zaman mümkün!
Evet, oversize kıyafetler moda dünyasında dönem dönem çok popüler hale geliyor ama quiet luxury'de öyle değil. Bu tarzda her şey üzerinize tam oturmalı, sanki size özel dikilmiş gibi ne bol ne de dar durmalı.
Quiet luxury dolabının bel kemiği basic ama kaliteli parçalar. Bunun için beyaz pamuklu bir gömlek, düzgün dikimli siyah pantolon, camel renkte bir trençkot ya da düz renk bir kazak gibi zamansız ve her sezon kombinlenebilir kıyafetler seçebilirsiniz.
Kocaman halka küpeler, taşlı kolyeler, bilekten bileğe geçen bilezikler bu akımda pek yer bulamıyor. Onun yerine sade ama kaliteli bir saat, minik altın küpeler ya da zarif bir zincir kolye ile çok daha sofistike bir hava yaratmak tercih ediliyor.
Bir çantanın kalitesini anlamak için üstünde dev marka logosu olması gerekmez. Hatta quiet luxury tam da bu anlayışa karşı çıkıyor. Düz, kaliteli deriden yapılmış, fonksiyonel ve şık bir çantayla stil sahibi görünebilirsiniz. Buradaki kilit nokta zamansız ve sade bir tasarım seçmek!
Bir kıyafeti kaliteli yapmada sadece kumaşı değil dikimi de büyük rol oynar. Çünkü temiz, düzgün ve güçlü dikişler bir parçanın ne kadar özenli üretildiğini gösterir. Quiet luxury’de de bu detaylar gözle görülemeyecek kadar küçük olsa da etkisi büyüktür.
Bugün moda olan yarın demode olabilir ama quiet luxury her zaman geçerlidir. Bu yüzden sezon trendi diye her gördüğünüzü almak yerine dolabınıza yıllarca kullanabileceğiniz parçalar eklemek çok daha mantıklı.
Bu akımda saçlar karmaşık modellerden uzak; düz fön, düzgün topuz ya da doğal dalgalarla kullanılır. Makyajda da genelde “no makeup” makyajı dediğimiz cildin bakımlı, gözlerin hafif belirgin, dudakların ise doğal renklerde olduğu sade tonlar ön plandadır.
Quiet luxury ayakkabılarda da kendini gösterir. Abartılı topuklar ve ışıltılı detaylar yerine zarif ve kaliteli materyallerden yapılmış ayakkabılar tercih edilir: düz deri loafers, sivri burun babetler ya da ince topuklu, minimal stilettolar…
Bu tarzı daha iyi kavramak için birkaç isim size ilham verebilir. Gwyneth Paltrow’un sade zarafeti, Sofia Richie’nin şıklığı ya da Rosie Huntington-Whiteley’nin nötr tonlardaki kombinleri… Hepsi quiet luxury’nin gerçek hayat yansımaları.
Dolabınızı açtığınızda gözünüz yoruluyorsa büyük ihtimalle gereksiz bir kıyafet kalabalığına sahipsiniz demektir! Parlak, taşlı ve kullanılmayan parçaları elden çıkarın. Gardırobunuzu sadeleştirin ve sadece sizi gerçekten yansıtan kaliteli parçaları tutun.