Artık 'Veresiye defterleri' yok: Mahalle kültürünün kaybı

Eskiden simitçi sesleri, sokakta oynayan çocukların sesleri, kepenk kapatma sesleri vardı oturduğumuz evlerin sokaklarında. Şu an ise yüksek apartmanların içerisinde yankılanan derin bir sessizlik var... Mahalleler ve o kültür hayatımızdan artık çekildi, gitti.

Komşularla kurulan bağlar, edilen sohbetler ve bakkallardaki veresiye defterleri mahalle kültürünün en önemli sac ayaklarıydı. Günümüzde ise artık kimse aynı asansörü bile paylaşmadan, göz teması kurmadan işlerinden evlerine alelacele varmaya çalışıyor. Zincir marketlerin gölgesinde kalan mahalle bakkalları artık kaybolmak üzere, sokakta oynayan çocuklar ise artık evlerine hapsolmuş telefon, tablet ve bilgisayar üçgeninde savrulup gidiyor...

Eski yaşam alanlarımız bir aidiyet duygusunu da barındırıyordu. Günümüzde artık kuru bir 'iyi akşamlar' lafı bile artık fazla görülebiliyor. İşin kötü tarafı ise bu yalnızlığı, soyutluğu ve sessizliği kabul edip normalleştirdik.
Elbette modern yaşamın temposu, güvenlik kaygıları, dijitalleşme ve ekonomik dönüşüm bu değişimin sebepleri. Fakat asıl mesele şu: Biz farkında olmadan mahalleyi, yani toplumsal hafızamızın en sıcak parçasını kaybediyoruz. Belki de bu yüzden kalabalık şehirlerin ortasında her geçen gün biraz daha yalnız hissediyoruz.

O eski seslerin yerini hiçbir teknoloji dolduramıyor. Çünkü bir mahalle, sadece binaların yan yana gelmesi değildir. Bir mahalle, insanların birbirinin hayatına tanıklık etmesi, dertleşmesi, destek olmasıdır. Ve ne yazık ki bu tanıklık sessiz bir veda ile elimizden kayıp gidiyor.

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: