'Ataları bu duruma düştü mü?'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilere gündemdeki konulara ilişkin açıklamalar yaptı.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
**“BAKAN NASIL İÇİNE SİNDİRİYOR”**
Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne yönelik bir politika ortak oluşturduğunu biliyoruz. Devletin politikası bu.
TC tarihinde bırakın Irak’ı herhangi bir ülkeye giden bakan geri döndürülmemiştir.
Dış politikada Türkiye’nin böyle bir tabloyla karşı karşıya bırakılmasını içime sindiremiyorum.
**'ATALARI BU DURUMA DÜŞTÜ MÜ'**
Bakan nasıl içine sindiriyor bilemiyorum. Boğaz’da çay kahve içecekmiş.
Geçmişle övüneceksiniz. Geçmişe baksınlar bakalım kendi ataları bu duruma düştü mü hiç.
**“UÇAKLA GİDİP KARAYOLUYLA DÖNECEĞİM”**
Irak daveti yeni değil. Daha önce de defalarca davet geldi. Koşullar uygun olmayınca gidemedim. Bağdat’a uçakla gitmeyi ve karayoluyla oradan Türkiye’ye dönmeyi planlıyorum.
Kerkük’e, Erbil’e de uğramayı isterim tabii.
**BAKANI GERİ DÖNDÜREN YETKİLİLERLE DE GÖRÜŞECEK**
Konu açılır mı bilmiyorum tabi. Ama biz kendi ülkemizin çıkarlarının söz konusu olduğu yerde kendi ülkemizden yana tavır alırız.
**TÜİK YÖNETİCİLERİ GÖREVDEN ALINMALI**
TÜİK’e verilerle çok sık oynadığı için baştan güven duymadığımızı defalarca söyledik. İşsizlik örneği bunun tipik örneği. Baksanız neredeyse Türkiye’de işsizlik yok diyecekler.
Bir kişi bir yerde 15 gün iş buldu mu onu bir yıl boyunca işsizlik listesinden çıkarıyorlar.
Enflasyon verisinin 15 dakika önce haber ajanslarına geçmek kabul edilebilir değildir.
Sağlıklı çalışan bir demokraside bunu yapan idarenin yöneticileri görevlerinden alınır ya da ayrılır.
Ama bizde kuralsızlığı kural haline getirince o yöneticiler oturur.
Tıpkı yolsuzluk yapan bakanların koltuğunda daha sağlam oturduğu gibi.
**SPK BAŞKANI’NIN GÖREVDEN ALINMASI**
Bizim CHP olarak SPK hakkında şikayetlerimiz vardı.
SPK etik değerlerin çok güçlü olması gereken bir kuruldur.
Yöneticilerinin şaibeye bulaşmaması temel kuruldur.
Bakan büyük olasılıkla ayıramadı. Önüne tek seçenek koydular. Bir yasal düzenlemeyle görevden almak ya da düşürmek gibi.
İktidar bir yolsuzluk varsa soruşturmak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek zorunda.
Bütün ekonomi çevreleri hangi gerekçeyle bu operasyonun yapıldığını bilme hakkına sahip.
**“SAYIŞTAY RAPORU YOK ORTADA… TAM BİR SKANDAL”**
Raporların Plan ve Bütçe Komisyonu’na gelmemesi başlı başına bir skandaldır.
Raporlar hangi gerekçeyle gelmedi biliyoruz.
Normalde TBMM Başkanı’nın Sayıştay’dan bu raporları istemesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine sunması gerekirdi. Cemil Çiçek görevini yapmamıştır.
TBMM’nin denetim işlemini sıfırlamış oluyorsunuz.
Bakan gelip anlatacak, birileri el kaldıracak, oylanacak. Neye göre el kaldıracaksınız. Tam bir skandal.
Bizim sorduğumuz kadar sizin de sormanız gerekiyor. Halkın bilgi alma hakkını siz temsil ediyorsunuz.
Sayıştay raporlarının gelmediği yerde bütçeye hangi gerekçeyle evet oyu verdiniz diye sormanız lazım.
**TÜRKİYE’DE GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ**
Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Olumsuz bir olayın başlangıç gongunu vurmak için konuşmak istemiyorum.
**IMF’DEN BORÇ ALMADIK DİYE YALAN SÖYLÜYOR**
MB’nin rezervleri bir yıllık kısa vadeli borçlanma ödemeye yetmiyor. Ekonominin kırılganlığı 2002’ye göre artarak devam ediyor. Başbakan IMF’den borç almadık diyor, 2005’te 10 milyar dolar para aldık. Başbakan halkına neden doğruları söylemez.
Halka pembe tablo çizmek için yalan söylemek bir başbakana yakışmaz.
**DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI**
Genel görüşümüzü biliyorsunuz.
**ERDOĞAN-PUTIN GÖRÜŞMESİ**
Putin herhalde büyük bir memnuniyetle Türkiye’den ayrılmıştır.
Rusya’ya Güney Akım verildiğinde Putin ‘Türkiye bize yılbaşı hindisi armağan etti’ diye ilginç bir sözü olmuştu.
Dünyada hangi ülke bir başka ülkeye enerji bağlamında yüzde 60-70 bağımlıdır?
Nükleer santralle ilgili bu bağımlılık belki yüzde 80’e çıkacak.
Ülkenin geleceğini tehlikeye atmak demek bu.
Güney Akım’ı defalarca Rusya istedi, Türkiye vermedi. İstanbul’un iki günlük gazı kalmıştı. Paşa paşa gittiler, hiçbir ödün almadan teslim ettiler.
Türkiye sağlıklı yönetilmiyor. Birileri Türkiye’yi yönettiğini sanıyor, ödün üstüne ödün veriyor.
Diyelim ki Suriye ile savaş çıktı, Rusya Suriye’den yana oldu, muslukları kesti. NE olacak? Bu olası riskleri düşünmesi lazım yöneticinin.
Türkiye’yi Ortadoğu’nun bataklığına sürüklüyorsunuz.
Şoförün değişmesi lazım. Gazı, freni bilen yeni bir şoföre ihtiyaç var.