Duyular arası aktarma nedir? Edebiyatta duyular arası aktarma örnekleri nelerdir?

Duyular arası aktarma ifadesi, günlük hayatta çok fazla kullanılan bir terim olmasa da edebiyat, sanat ve iletişimle ilgili alanlarda karşımıza çıkabilir. Kitaplar, dergiler, gazeteler, televizyon programları veya sosyal medya içeriklerinde bu kavrama rastlamak mümkündür. Ancak, bu ifadenin ne anlama geldiği ve hangi amaçla kullanıldığı birçok kişi için merak konusudur. Peki, duyular arası aktarma nedir?

Edebiyat, insan deneyimlerini çeşitli yönleriyle ifade etme sanatı olarak bilinmektedir. Edebiyatta duyular arası aktarma, deneyimleri daha etkileyici ve çarpıcı bir şekilde anlatmak için kullanılan edebi bir tekniktir. Fransızca kökenli bir terim olan synesthesia (duyular arası aktarma), bir duyunun algısını başka bir duyunun ifadesiyle birleştirme yöntemi olarak geçer. Örneğin, bir kokuyu bir renk olarak ya da bir sesi bir dokunuş hissiyle ifade etmek, bu tekniğe örnek olarak gösterilebilir.

Reklam
Reklam

Duyular arası aktarma nedir?

Duyular arası aktarma, herhangi bir duyuya ait kelimenin başka bir duyunun ifade edilmesi için kullanıldığı edebi bir tekniktir. Türkçe'de "deyim aktarmaları" başlığı altında incelenen bu kavram tatma, dokunma, koklama, işitme ve görme gibi beş temel duyunun birbiriyle ifade edilmesiyle ortaya çıkar. Bu ilişkilendirme genellikle benzetme ya da anlam yakınlığı yoluyla gerçekleştirilir ve sözün etkileyiciliğini artırmayı amaçlamaktadır.

Duyular arası aktarmanın özellikleri incelendiğinde, soyut ya da karmaşık durumları somutlaştırarak daha etkili bir anlatım sunar. Bu teknikte herhangi bir duyunun bir başka duyunun yerine kullanılması, anlatım esnasında sanatsal bir derinlik yaratır. Örneğin, “tatlı” kelimesi normalde tatma duyusuna ait bir sıfattır. Ancak “Çok tatlı bakıyor.” ifadesinde bu sıfat görme duyusuna aktarılmıştır. Bu sayede bakışların güzelliği tatma duyusundan alınan bir sözcük ile ifade edilmiştir.

Reklam
Reklam

Duyular arası aktarma sanat ve edebi eserlerde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Şairler ve yazarlar bir duyuya ait algıyı farklı bir duyuyla ilişkilendirerek okuyucunun hayal gücünü harekete geçirmeyi amaçlar. Bu yöntem özellikle şiirlerde anlam zenginliği ve derinlik sağlamak amacıyla tercih edilir.

Duyular arası aktarımın işlevleri şu şekildedir:

  • Anlatımı zenginleştirme: Farklı duyuların bir araya getirilmesiyle anlatım derinleşir ve daha etkileyici hale gelir.
  • Duygusal etki: Duyuların alışılmadık bir şekilde ifade edilmesi okuyucunun metinle duygusal bir bağ kurmasını sağlar.
  • Sanatsal üslup: Şair ve yazarlar duyular arası aktarımı estetik bir unsur olarak kullanır ve özgün bir üslup oluştururlar.

Edebiyatta duyular arası aktarma örnekleri nelerdir?

Duyular arası aktarma tekniği bilhassa şiirlerde ve betimleyici anlatımlarda sıklıkla kullanılır. Duyuların aktarımı, insandan doğaya, doğadan insana ya da doğadan doğaya şeklinde de yapılabilir. Örneğin, bir insanın ruh hali doğa olaylarına benzetilebilir ya da bir doğal unsura insani özellikler yüklenebilir. Daha iyi anlaşılabilmesi için duyular arası aktarım örnekleri şu şekilde verilebilir:

Reklam
Reklam
  • "Sanatçının ipek sesi herkesi büyüledi." (Dokunma → İşitme)
  • "Arkadaşının sert sözleri onu yaraladı." (Dokunma → İşitme)
  • "Kahvenin kokusu çok sertmiş." (Dokunma → Koklama)
  • "Kadife sesi ile tüm izleyenleri büyülemeyi başardı." (Dokunma → İşitme)
  • "Sana sıcak renklerin olduğu kıyafetler çok yakışıyor." (Dokunma → Görme)
  • "Derin bakışlarının esiri olduk." (Görme → Duygu)
  • "10 Kasım’da, Atatürk’ü anma gününde çalan acı siren herkesi ağlattı." (Tatma → İşitme)

Edebiyat metinlerinden duyular arası aktarma örnekleri ise şu şekildedir:

Ahmet Haşim (Piyale)

“Bir kamer gibi şu şehrayin.”

Görme duyusuna hitap eden "kamer" (ay), soyut bir atmosfer duygusuyla dokunma hissi yaratır.

Charles Baudelaire (Kötülük Çiçekleri)

“Sesler ve kokular birbirine karışır.”

İşitme ve koklama duyularının birbiriyle ilişkilendirildiği bir aktarım örneğidir.

Reklam
Reklam

Orhan Veli Kanık (Anlatamıyorum)

“Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda?”

İşitme duyusu (ses), duygusal bir etkiden yola çıkarak soyut bir dokunma hissi yaratır.

Nazım Hikmet Ran (Kuvayi Milliye Destanı)

“Sıcak bir gülüş gibi yayıldı şafak.”

Görme duyusuna ait "şafak" kavramı, dokunma duyusu (sıcaklık) ile ifade edilmiştir.

Haberin Devamı İçin Tıklayın
Anahtar Kelimeler: