Sadece ilaçlarla kısırlık tedavisi mümkün mü? İnfertilite olarak adlandırdığımız kısırlık nedeni araştırılırken hem kadın hem de erkek birlikte değerlendirilmelidir. Erkek değerlendirmesi basit bir sperm analizi ile mümkün olmaktadır. Sperm sayı ve hareketliliğinde ortaya çıkan ufak tefek problemler subfertilite yani gebeliği önleyici değil zorlaştırıcı olarak ifade edilebilmektedir. Bu gibi durumlarda vitaminler ve hareketlilik arttırıcı bir takım ilaçlar önerilebilmekteyse de bunların etkinliği net değildir ve çoğunlukla ampirik tedavi olarak yani deneysel amaçla verilmektedir.
Kadının değerlendirmesinde tüpler açık ise yumurtlamayı arttırıcı bir takım ilaçlar verilebilir. Bu ilaçlar kullanılırken yapılan yumurtlama takipleri ile zamanlı ilişkide bulunulması sağlanarak gebelik söz konusu olabilir. Bu olasılık % 10-15’lerdedir. Yani doğal yoldan gebe kalma şansını dramatik olarak arttırmamaktadır. Bu sebeple yumurtlama takiplerinin kadın yaşı genç bile olsa en fazla 6 ay süreyle yapılması uygun olacaktır. Bu takiplerden önce mutlaka bir sperm analizi yapılarak erkek yönünde problem olmadığı kesinleştirilmelidir.
Bir diğer konu gebelik oluşmasına engel olabilecek kadının sistemik hastalıklarıdır. Örneğin infertilite araştırması sırasında tiroid bezi hastalığı, şeker hastalığı, prolaktin hormonu bozuklukları ya da başkaca sistemik bir hastalık tespit edilmiş ise bu hastalığa yönelik ilaç tedavisi ile problem ortadan kaldırıldığında ya da kontrol altına alındığında kendiliğinden gebelik söz konusu olabilmektedir.
IVM yöntemi günümüz itibarı ile polikistik overleri (PCOS) olan ve yardımla üreme tekniği gerekliliği gösteren hastalar için geleneksel IVF tedavisine bir alternatif olarak sunulmaktadır. Bu tür hastalar geleneksel tüp bebek tedavileriyle fazla yumurtlama olarak tanımlanan hiperstimulasyon dediğimiz önemli bir komplikasyonun gelişebileceği riskli kabul edilen kadınlardır ve IVM yöntemi ile bu komplikasyonun gelişmesi söz konusu değildir. IVM yöntemi ile bu kadınlarda yumurtalıklar uyarılmaksızın mevcut bol sayıdaki immatür yumurtalar alınarak laboratuvarda olgunlaştırılmaktadır.
IVM’in kullanım alanı olarak öne sürülen bir diğer hasta grubu tüp bebek tedavileri ile yetersiz yanıt alınan yani zayıf yumurtalık rezervi olan hastalardır. Fakat bu hastalarda kullanımı henüz yaygın olmayıp, sonuçlarla ilgili daha ileri çalışmalar gerekmektedir.
Endometriozis, endometrial dokunun rahim iç duvarı dışında lokalize olması ile karakterize bir hastalıktır. Klinik olarak ilerleyici özellikte bir hastalıktır. Genetik ve immünolojik kökenli olduğu düşünülmektedir. Sıklıkla yumurtalıkları etkileyerek kist oluşturabilmektedir ve bu kistlere endometrioma ya da çikolata kisti adı verilmektedir. Adet ağrısı, ilişki esnasında ağrı ve çocuk sahibi olamama gibi şikayetlerle hasta hekime başvurabilir. Tanısını koymak için en kesin yöntem laparoskopidir. Fakat ultrasonda da yumurtalıklardaki kistlerin görüntüsü endometriozisi düşündürebilir.
Endometriozisi olan hastaların % 30-40’ı kendiliğinden çocuk sahibi olma konusunda sıkıntı çekmektedir. Bunun nedeni olarak hastalığa bağlı karın içi yapışıklıklar, yumurtalık kapasitesinin etkilenmesi, hastalık nedeniyle yumurtalıklara yönelik yapılan kist alınması gibi cerrahi tedaviler, hastalığa bağlı yumurta kalitesinin kötü yönde etkilenmesi ve hatta kimilerine göre yine hastalığa bağlı rahimin embriyoyu tutma yeteneğinin azalması sayılmaktadır.
Her endometrioma dediğimiz yumurtalıklarda endometriozise bağlı kist varlığında tüp bebek tedavisi öncesi operasyon ile bunlar çıkarılmalı diye bir kaide yoktur. Endometriomanın boyutu, kadın yaşı ve kadının over rezervi ameliyat kararını etkilemektedir. Operasyonun açık ya da kapalı yani laparoskopik yapılması sonucu etkilememektedir, önemli olan kistin duvarı ile birlikte başarılı bir şekilde çıkarılmasıdır. Laparoskopi hastanede kalış süresi az olduğundan avantajlıdır. Operasyon sonrası bekleme süresi olmaksızın uygun hazırlıkla tedavilere başlanabilir.
İnfertilite problemi olan kadınların %40-50’sinde endometriozis bulunduğu göz önüne alındığında tüp bebek tedavisi uygulayan hekimler sıklıkla endometriozis hastalarıyla karşılaşmaktadır. Sık sorulan sorulardan birisi de tüp bebek tedavisi sırasında kullanılan iğnelerin hastalığın ilerlemesine sebep olup olmadığıdır. Bu iğnelerin kullanımı çok kısa süreli olduğundan böyle bir durum söz konusu olmamaktadır. Gebelik oluştuğu zaman ise endometriozisin gerilemesi ve hatta tamamen yok olması oldukça sık görülmektedir.
Umut Tüp Bebek Merkezi Op. Dr. Banu Aygün