Göz gezdirmek ne demek? Göz gezdirmek TDK sözlük anlamı nedir?

Diller uzun bir tarihe sahip, yaşayan yapılardır. Türkçe dili de uzun bir tarihe ve kökene sahiptir. Bu tarihin izlerini taşıyan, önemli kişilerin deyişlerini barındıran kalıplaşmış sözler barındırır. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, bazı şeyleri açıklamak için ortaya çıkmış kalıplaşmış sözlerdir. Türk tarihinden izler taşıyan bu sözlerden biri de Göz gezdirmek ifadesidir. Göz gezdirmek TDK sözlük anlamı nedir?

Türk dili, kendi tarihsel sürecinde oluşmuş bazı kalıplaşmış sözlere sahiptir. Bu sözler günlük yaşamda sıkça kullanılır. Bazı anlamları güçlendirmek, öğüt vermek veya yeni şeyleri anlamlandırmak için kullanılan bu kalıplaşmış sözler atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerdir. Bu ifadelerden biri olan Göz gezdirmek ne demektir? Göz gezdirmek, TDK sözlükte ne anlama gelir?

Göz gezdirmek Ne Demek? Göz gezdirmek TDK sözlük anlamı nedir?

  • Göz gezdirmek TDK sözlüğe göre 2 farklı anlama sahiptir.

Göz gezdirmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

Reklam
Reklam
  1. derinlemesine incelemeden okumak
  2. bir yeri, bir şeyi çabucak incelemek

    Göz gezdirmek Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Masanın üstünde bir başka gazete var. Biraz evvel ona göz gezdirdiğim zaman birbiri ardı sıra üç havadis görmüştüm." - Reşat Nuri Güntekin

Göz gezdirmek ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

göz açamamak göz açıp kapayıncaya kadar göz açtırmamak
göz alabildiğine göz ardı etmek göz atmak
gözaydın etmek gözaydına gelmek gözaydına gitmek
göz boyamak göz değmek göz dikmek
göz doldurmak göz doyurmak göz etmek
göz gördüğünü ister göz göre göre göz görmeyince gönül katlanır
göz görür, gönül katlanır göz gözü görmemek göz kamaştırmak (veya almak)
göz kaş süzmek göz kesilmek göz kırpmadan
göz kırpmak göz kırpmamak göz koymak
göz kulak olmak göz (veya gözünün) kuyruğuyla bakmak göz süzmek
göz (veya gözünün) ucuyla bakmak göz ucuyla görmek göz ucuyla süzmek
göz var, izan var göz yıldırmak göz yummak
göz yummamak gözden çıkarmak gözden (veya gözünden) düşmek
gözden geçirmek gözden gönülden çıkarmak gözden ırak olan gönülden de ırak olur
gözden ırak tutmak gözden ırak tutulmak gözden (veya gözünden) kaçırmak
gözden (veya gözünden) kaçmak gözden kaybetmek gözden kaybolmak
gözden nihan olmak gözden (veya gözünden) sürmeyi çalmak (veya çekmek) gözden uzaklaşmak
gözden uzak tutmak göze almak göze batmak
göze çarpmak göze diken olmak göze gelmek
göze girmek göze görünmek göze görünmemek
göze yasak olmaz gözle görülür, elle tutulur hâle gelmek gözle yemek
gözleri bayılmak gözleri berraklaşmak gözleri buğulanmak (veya bulutlanmak)
gözleri çivilenmek gözleri çakmak çakmak (olmak) gözleri çukura gitmek (veya kaçmak)
gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak) gözleri dönmek gözleri fıldır fıldır olmak
gözleri fıldır fıldır etmek gözleri ışıklı (olmak) gözleri kan çanağına dönmek (veya kanlanmak)
gözleri kapanmak gözleri parlamak (veya parıldamak) gözleri sulanmak
gözleri süzülmek gözleri şıldır şıldır dönmek gözleri takılıp kalmak
gözleri velfecri okumak gözleri yaşarmak gözleri yuvalarından (veya evinden) fırlamak (veya uğramak)
gözlerinde şimşek çakmak gözlerinden okumak gözlerine inanamamak
gözlerine mil çekmek gözlerini bayıltmak gözlerini belertmek
gözlerini bitirmek gözlerini devirmek gözlerini fal taşı gibi açmak
gözlerini kaçırmak gözlerinin içi gülmek gözlerinin içine kadar kızarmak
gözü (veya gözleri) açılmak gözü akmak gözü alışmak
gözü almamak gözü arkada kalmak gözü bulanmak
gözü büyükte olmak gözü çıkasıca gözü dalmak
gözü değmek gözü doymak gözü dönesi
gözü (veya gözleri) dönmek gözü dumanlanmak gözü dünyayı görmemek
gözü gibi sakınmak (veya saklamak veya esirgemek) gözü gibi sevmek gözü gitmek
gözü gönlü açılmak gözü görmemek gözü görmez olmak
gözü göz değil gözü hiçbir şey görmemek gözü ısırmak
gözü ilişmek gözü (veya gözleri) kamaşmak gözü kalmak
gözü (veya gözleri) kararmak gözü (veya gözleri) kaymak (veya kaçmak) gözü kesmek
gözü kesmemek gözü kızmak gözü korkmak
gözü kör olsun gözü (veya gözleri) okşamak gözü olmak
gözü (veya gözleri) (bir şeyde veya bir şeyin üzerinde) olmak gözü olmamak gözü sönmek
gözü su içmemek gözü (veya gözleri) takılmak gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz
gözü toprağa bakmak gözü tutmak gözü uyku tutmamak
gözü (veya gözleri) üstünde kalmak gözü yememek gözü yılmak
gözüm! gözüm çıksın (veya kör olsun) gözüm görmesin
gözün aydın! gözün ... görsün gözünde
gözünde büyümek gözünde büyütmek gözünde olmamak
gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak gözünde tütmek gözünden kıskanmak
gözünden (veya gözlerinden) uyku akmak gözünden (veya gözlerinden) yaş (veya yaşlar) boşanmak gözüne (veya gözlerine) bakmak
gözüne batmak gözüne çarpmak gözüne diken olmak
gözüne dizine dursun gözüne girmek gözüne hiçbir şey görünmemek
gözüne ilişmek gözüne karasu inmek gözüne kestirmek
gözüne sokmak gözüne uyku girmemek gözünü (veya gözlerini) açmak
gözünü açmak gözünü açmak gözünü açmak
gözünü ağartmak gözünü alamamak gözünü almak
gözünü ayırmamak gözünü bağlamak gözünü çıkarmak
gözünü daldan budaktan (veya çöpten) esirgememek (veya sakınmamak) gözünü (veya gözlerini) dikmek gözünü doyurmak
gözünü dört açmak gözünü (veya gözlerini) duman bürümek gözünü gözüne dikmek
gözünü hırs bürümek gözünü ... hırsı bürümek gözünü (veya gözlerini) kan bürümek
gözünü (veya gözlerini) kapamak gözünü karartmak gözünü (veya gözlerini) kırpmadan
gözünü kin bürümek gözünü korkutmak gözünü (veya gözlerini) oymak
gözünü sevda (veya aşk) bürümek gözünü sevdiğim gözünü seveyim
gözünü toprak doyursun gözünü üstünden ayırmamak gözünü yıldırmak
gözünü yummak gözünü yummak gözünün bebeği gibi sevmek
gözünün çapağını silmeden gözünün içine baka baka gözünün (veya gözlerinin) içine bakmak
gözünün üstünde kaşın var dememek gözünün yaşına bakmamak gözünün önüne gelmek
gözünün önünü görmemek ... gözüyle bakmak gözüyle görmek
gözüyle (veya gözleriyle) tartmak
Anahtar Kelimeler: