Yeni yayımlanan uluslararası bir araştırma, estetik dolgu uygulamalarında nadir olsa da ciddi sonuçlar doğurabilen damar tıkanıklığı riskine dikkat çekti. Körlük, deri kaybı ve felç gibi ağır komplikasyonlara karşı uzmanlar, kliniklerde dolgu öncesi ultrason kullanımının zorunlu hale gelmesi gerektiğini belirtti.
Kırışıklık giderme ve yüz şekillendirme amacıyla yapılan dolgu işlemleri her geçen yıl yaygınlaşırken, uzmanlar güvenlik protokollerinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yeni araştırma, bu işlemlerin düşündüğünden daha riskli olabileceğini gösterdi.
Dr. Rosa Maria Silveira Sigrist liderliğinde yürütülen çalışmada, 2022–2025 yılları arasında altı klinikte tedavi gören 100 hastanın ultrason görüntüleri değerlendirildi.
Araştırmada hastaların yüzde 42’sinde yüzeyel ve derin damarları birbirine bağlayan perforan damarlarda kan akışının olmadığı, üçte birinde ise ana yüz damarlarında akış eksikliği tespit edildi.
Uzmanlara göre en riskli bölge burun. Çünkü burun damarları, göz çevresi damarlarıyla doğrudan bağlantılı. Yanlış bir enjeksiyon, dolgu maddesinin damarları tıkamasıyla körlük ya da felç gibi geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir.
Damar tıkanıklığı tedavisinde genelde hyalüronik asidi çözen hyaluronidaz kullanılıyor. Ancak Sigrist, ultrasonun tıkalı damarın tam konumunu belirlemede kritik rol oynadığını vurguladı. Bu sayede hem doğru tedavi uygulanabilir hem de enjeksiyon sırasında kör nokta riskleri azaltılır.