Hip hop kültürü içerisinde graffiti sanatı

Graffiti sanatının evrimleşip bugünkü halini alması, hiphop kültürüne dayanıyor. Hiphop kültürünün ise dört ana elementi var; rap, DJ’lik, break dans ve graffiti. Genelde rap, albüm kapaklarında ve müzik yapılan alanlardaki çizimlerden doğuyor.

Çok eskilere dayanan geçmişi ile grafiti ilk insanların mağara resimlerinden ortaya çıkmış bir sanattır. Zamanla geliştirilerek bugünkü halini alması sağlanan bu yazı şeklinin Pompei’deki duvarlarda bulunduğu söylenebilir. Bu durum dördüncü ya da beşinci yüzyıl dolaylarında oluştuğundan köklü bir geçmişe sahiptir. Kabul edilen ilk çıkış noktası 2. Dünya savaşının başladığı 1940 yılları olarak bilinir.

O dönemde Almanya’yı ikiye bölen Berlin Duvarı'na yazılan yazılar, protest kişilerce boyanarak graffitiye benzetildi ve bu olay grafitinin çıkış noktası kabul edildi. 1960 yılında ise ABD politikasında yer bulan grafiti, sokak çetelerinin amblem tasarlama gibi duruma girmesini ve kendilerince yer belirleyip bunları duvarlara yazarak belli etmesini sağladı. Tüm bu olaylardan sonra graffiti bireylerin katkısı ile bir anlamda bireysel olarak büyüdü.

Türkiye'de graffiti sanatı

Almanya'daki gurbetçilerin farklılık arayışı sonucunda farklı etnik gruplar arasında çeteleşmeler yaşandı ve bu farklı gruplar seslerini duyurmak için hip hop kültürüne yöneldiler. Bununla birlikte graffiti sanatıyla tanıştılar. Gurbetçilerin Türkiye'ye gidip gelmesi, kişilerin arkadaş grubu gibi etkenlerden ötürü graffiti Türkiye'ye erişti. Sprayin Türkiye'de ilk olarak komünistler tarafından kullanılmasından ötürü graffiti sanatçıları "komünist, anarşist" hatta ve hatta "satanist" diye nitelendirilmişler. Zaman içinde graffitiye olan sempati giderek arttı. İstanbul, Ankara, Bursa, Adana ve İzmir gibi metropol şehirlerin istinat duvarlarında, köprü kolonlarında ve ara sokaklarında sıkça graffitiye rastlayabilirsiniz. Turbo, BEDAE (Ahmet Sedat Tünay) bazı isim yapmış graffiti sanatçılarından. Onların çizimlerine her sokakta tren üzerinde köprü altında rastlamak mümkün.

Graffiti ve sokak sanatları son yıllarda hiç görmediği kadar ilgi görerek altın çağını yaşıyor

Genelde “crew” olarak adlandırılan graffiti sanatçılarının birlikte boyadıkları, takıldıkları gruplar bu kültürün vazgeçilmezi. Her grubun havalı bir adı var ve üyeler genelde yaptıkları çizimin bir kenarına grup isimlerini yazıyor. Dünyada gruplar daha profesyonel bir şekilde üye seçip alsa da, Türkiye’de dostluk ve kafa dengi olma esasına dayanıyor. Gruplarda kurucu ve daha eski üyelerin sözü yenilere göre daha fazla geçiyor. Graffiti sanatı her geçen gün gençler arasında ilgi görerek altın çağını yaşıyor!