Bir başka açıdan bakacak olursak da sevgilisi olmayanların, sevgilisi olan arkadaşlarını arayamadıkları, plan program yapamadıkları ve kafa dinlediklerini yegane gün.
Sevgililer Günü hediyesine bütçe ayırmamak, tüketim toplumun gerektirdiği hengameye atılmamak ve 'Acaba yapacağım sürprizden sevgilim mutlu olacak mı?' stresine girmemek gibi avantajları da var tabii bu durumun... Ama genel olarak evde televizyon ya da bilgisayar, veyahut kombinin ansızın yanmaya başlaması sesinden başka bir çıtırtı dahi duymazsınız; Twitter'daki komik 'Sevgililer Günü'nde yalnızım' temalı tweetlere dalarsınız böyle bir günde.
Çok sanatsal, bol alt metinli, insan ve toplum psikolojilerini tesbih yapmış filmlerden bahsedeceğiz...
Luis Bunuel'in yönettiği, Catherine Deneuve'ün başrolünde oynadığı 1967 yapımı filmle başlıyoruz...
Seks hayatı gittikçe kötüye giden, depresyondan depresyona koşan ana karakterimiz Severine'in; hayatına renk katmak amacıyla gerçekleştirdiği planını konu alıyor Belle de Jour. Plan ne mi? Haftaiçi akşamları fahişe olarak çalışmak, fantazilerini eşinden başka erkeklerin üzerinde denemek...
Ünlü İtalyan yönetmen Bernardo Bertolucci'nin filmi, Marlon Brando'nun hayvan gibi yıldızlaştığı bir başka yapım... Fransız süperstar Maria Schneider'i de atlamamak lazım, neticede işin yarısını o yapıyor!
Yeni boşanmış bir Amerikalı adamla, yeni nişanlanmış bir Fransız kadının, Paris'te aynı daireyi kiralamak istemeleriyle başlıyor film. Bir süre sonra tıynetinde hiçbir duygusallık olmayan bir cinsel alışverişe dönüşüyor bu ilişki, birbirlerine isimlerini bile vermiyorlar hattâ.
Ah, Emmanuelle...
90'lı yıllarda bütün serisi gece seanslarında televizyonlarda dönerdi, bir dönem ergenlerinin cinsellik öğretmeni oldu Sylvia Kristel. Just Jaeckin'in yönettiği film, Emmanuelle Arsan'ın romanından uyarlanmış, açık evlilik kavramının ve hedonizmin doruklarında gezen bir senaryoya sahip.
Bernardo Bertolucci'nin bir diğer 'sanat' filmi ile listeyi kapatıyoruz...
Tabulara Berlin Duvarı muamelesi yapan The Dreamers, Amerikalı bir exchange öğrencisinin Fransız kardeşler ile tanışmasıyla başlıyor. Fransız erkek ve kız kardeş 68 kuşağına mensup, öğrenci protestolarına sıklıkla katılan bir ikili... Amerikalı gencin aralarına girmesiyle çeşitli cinsel eşleşmeler oluşuyor üçlünün arasında.
Amerikalı çocukla Fransız kız, Amerikalı çocukla Fransız çocuk, ve pek de beklendiği üzre Fransız kızla Fransız çocuk: ensest şeklinde...
Kız kardeş rolünü Eva Green'in oynadığını söylemiş miydik?