Spor branşları; antrenman türleri, sporcu sayısı, organizasyon türü, mekan ve ekipman gibi ayrımlara sahip birçok branşa ayrılmaktadır. Branşlar temelde benzer antrenman metotlarına sahiptir. Her sporcunun dayanıklılık, kondisyon, çeviklik, kuvvet , hız ve esneklik gibi yetilere öncelik sırasına göre değişen miktarlarda sahip olması gerekir.
Örneğin bir kuvvet sporcusu tendon ve kas lifi sakatlıklarından korunmak için esneklik hareketlerini de antrenman programına ekleyebilir. Bu spor felsefesinin temelinde yer alan öz farkındalığın gelişerek zihinsel ve fiziksel bir bütün olma sürecidir. Amaç insan ve doğa sınırlarını zorlayarak atletik performansın zirvesine ulaşmaktır. Sörf sporunda ise doğayla rekabet ve ahenk birbirine karışır.
Sörf sporu, sörf tahtası (surfboard) üzerinde ayakta durarak, dalganın yüzeyindeki eğimden yararlanıp dalga ile birlikte kıyıya doğru ilerleme sporudur. Temel mantık, kırılmak üzere olan bir dalganın ön yüzeyi üzerinde aşağı doğru yönelmektir. Deniz sörfü doğa sporları arasında yer alır. Uygulama alanı yüksek dalgalar üretebilen kıyılardır. Sporcuların antrenman ve performans vakitleri bu sebeple mekana bağlı değişmektedir. Bu koşul sörfün spor anlayışı içerisindedir.
Sörfçüler sabırlı olmalıdır. Hava koşulları kadar doğru dalganın gelmesi de beklenir. Sörf, meditatif bir spor deneyimi sunar. Fiziksel zorluğunun yanı sıra zihinsel öğrenme sürecidir. Dağcılık ve tırmanış gibi doğa sporlarına nazaran ahenk daha ön plandadır. Ancak zirve dalgayı bekleme ve zirveye varmanın riskleri konusunda benzerlik de taşır.
Sörfçüler sezonluk hareket eden sporculardır. Mevsim koşullarına göre seyahat ederler. "Dalga arayışı" yıl boyunca sürer. Sörfçüler arasındaki rekabet farklı dinamiklere sahiptir. Birbirlerini teşvik ederler. Çünkü denizin içerisinde birbirlerine karşı rekabet ederlerken aynı zamanda doğaya karşı beraber mücadele etmiş olurlar. Sörf, yalnız yapılması tercih edilmeyen bir spordur.
Sörfte her sporda olduğu gibi pratik önemlidir. Ancak sörfün pratiği uygulama alanı dışında olan karada başlar. Buna "kuru zemin (dry land) çalışması denmektedir. Hareket tekrarları öncelikle karada yapılır ardından suya girilir. Sörf için gerekli ekipmanların başında sörf tahtası gelir. Başlangıç seviyeleri için
uzun, kalın ve geniş tahtalar önerilir. Bu tahtalar "malibu" veya "longboard" olarak isimlendirilir. Geniş hacme sahip olmaları dengede durmayı kolaylaştırır ve dalgayı yakalamadaki eforu azaltır. İleri seviyelerde ise kısa, ince ve dar tahtalar olan "shortboard" kullanılır. Kısa tahtaların manevra kabiliyeti daha yüksektir. Denge kurması ise zorludur.
Sörfçüler tahta üzerinde dengesini kaybettiklerinde sörf Kayışı (Leash) devreye girer. Sörf kayışı sörfçünün bacağını tahtaya bağlayan bir iptir. Tahtanın sörfçüleri yaralamasını ve tahtanın uzaklaşmasını önler. Hayati öneme sahiptir. Sörfçüleri kıyafetleri sıcak sularda sörfçü mayosu (boardshorts veya bikini) iken soğuk sularda wetsuit (dalış kıyafeti) kullanılır. Dalış kıyafetinin kalınlığı su sıcaklığına göre değişir ve vücut ısısı korunur. Son olarak sörf tahtası yüzeyine balmumu (wax) sürülerek sörfçünün kayması önlenir.
Tüm ekipmanlar hazır olduktan sonra suya girilir ve tahta üzerine yatılır. Tahta üzerindeyken kollarla kürek çekme hareketi yapılır ve uygun dalga beklenir. Dalga kıyıya yaklaştığında sörfçü de kıyıya doğru kürek çekme hareketine başlar. Dalga sörfçüyü yakaladığında itmeye başlar ve bu noktada tahta üzerinde hızlıca ayağa kalkma hareketi (pop-up) yapılarak dalga üzerinde kaymaya başlanır. Sörfçü kıyıya dek başını önde tutup dizlerini kırarak dalga üzerinde ilerler. Çarpışma anında sakin kalınması önemlidir.