Günümüzde çocukların ders çalışma motivasyonu, sadece sınavlar ya da alınan notlarla değil; duygusal ihtiyaçlar, aile ilişkileri, sosyal çevre ve başarıya yüklenen anlamlarla doğrudan şekilleniyor. Kimi çocuklar öğrenmeye istekle yaklaşırken, kimileri ise ders çalışmayı erteleyebiliyor ya da tamamen reddedebiliyor. Peki, bu farklılıkların altında yatan psikolojik nedenler nedir?
Ebeveynler ve öğretmenler, çocuklara nasıl daha verimli, sürdürülebilir ve keyifli bir öğrenme ortamı sunabilir? Uzman Klinik Psikolog Nihan Arda’nın değerlendirmeleriyle, çocukların motivasyonunu etkileyen yöntemleri, sık yapılan hataları ve öğrenme sürecini kolaylaştıracak destekleyici bir ortam yaratmanın püf noktalarını bir araya getirdik.
Uzman Psikolog Arda, “Çocukların içsel dünyaları,aile ortamları,sosyal çevreleri,başarıya yükledikleri anlam gibi birçok faktör ders çalışma motivasyonlarını etkilemektedir. Merak, keşif duygusu ve ilgi alanları, öğrenmeye olan ilgiyi artırıyor. Çocuğun sevdiği bir konuda çalışması, motivasyonu destekliyor. Ayrıca, çocuğun kendine olan inancı ve başarıya dair öz yeterliliği de önemli. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin destekleyici tutumları, çocuğun “Ben yapabilirim” düşüncesini pekiştiriyor. Sosyal çevre,ebeveyn ve öğretmen tutumunun anlayışlı ve destekleyici olması, çocuğun çalışma metotlarının anlaşılması ve kendisine uygun ders çalışma planlamasının yapılıyor olması,zaman zaman teşvik edici yaklaşımlarda bulunulması önemlidir.”
Uzman Psikolog Arda, “Erteleme davranışının altında başarı kaygısı, stres, mükemmeliyetçi bir yapı etkili olabilir. Baskıcı ebeveyn tutumları, başarı beklentisinin fazla olması; çocukta depresyon, hayal kırıklığı, öfke gibi duyguların yoğun olması da yine çalışmasını güçleştiren faktörler arasında yer alabilir. Aynı zamanda, bu gibi durumlarda öğrenme güçlüklerinin olup olmadığı da tespit edilmelidir. Kimi zaman çocuklar, yapamayacaklarını düşündükleri şeylerden tamamen kaçınarak kendilerini koruma davranışı sergileyebilirler. Bu yüzden, sorunu nasıl çözeceğimizden önce altta yatan sebepleri anlamaya çalışmak önemlidir. Sonrasında çocuğa şefkat ve anlayışla yaklaşmalı ve iş birliği içerisinde çözüm yolları aranmalıdır.”
Uzman Psikolog Arda, “Her çocuğun öğrenme motivasyonu aynı değildir. Bu yüzden, bazı yöntemler kimi çocuklarda işe yararken bazılarında etkili olmayabilir. Çocukların öğrenmeye karşı tutumları, öğrenme stilleri, ilgi alanları, hedefleri ve genel olarak öğrenme süreçleri; bu farklılıkları şekillendirir. Bu nedenle, çocukların öğrenme motivasyonunu anlamak ve desteklemek için bireysel farklılıkları dikkate almak kritik öneme sahiptir. Eğitimcilerin ve ebeveynlerin; çocukların ilgi alanlarını keşfetmelerine yardımcı olması, öğrenme stillerine uygun yöntemler sunması, öz yeterlik inançlarını güçlendirmesi ve destekleyici bir öğrenme ortamı yaratması, her çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına katkı sağlayacaktır.”
Ders çalışmayı teşvik için ödül (hediye, para, oyun süresi) vermek, kısa vadede etkili olabilir. Ancak uzmanlar, sürekli ödül kullanımının içsel motivasyonu zayıflatabileceği konusunda uyarıyor.
Uzman Psikolog Arda, “Ders çalıştırmak için ödüller dikkatli ve ölçülü bir şekilde, içsel motivasyonu destekleyici diğer yöntemlerle birlikte kullanıldığında kısa vadede bazı faydalar sağlayabilir. Ancak sürekli, tek başına ve pazarlık unsuru olarak kullanıldığında, uzun vadede içsel motivasyonu azaltma, bağımlılık yaratma ve öğrenmenin değerini düşürme gibi ciddi riskleri vardır.Önemli olan, çocuğun öğrenme sürecine olan doğal ilgisini ve merakını canlı tutmak, ona başarı duygusunu yaşatmak ve öğrenmeyi olumlu bir deneyim haline getirmektir. Manevi ödüller, olumlu geri bildirim ve destekleyici bir ortam genellikle daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir motivasyon kaynağıdır.”
“Motivasyonun en büyük körelticileri; kıyaslama, eleştirme ve cezalandırmadır. Ayrıca, çocuğun sosyal, oyun ve anlaşılma ihtiyaçlarını göz ardı etmek, çocuğa olumsuz duygular yaşatacağı için motivasyon kaybına neden olabilir. Motivasyon, çocuğun iyi hissettiği, anlaşıldığı ve teşvik edildiği noktada artar. Sürekli olumsuz şeyler duyan çocuk, başarılı olacağına dair inancını kaybeder; stres yaşar ve isteksizleşebilir. Bu yüzden, olumlu geri bildirimlerin sağlanması ve çocuğun öğrenmeye karşı ilgisinin keyifli bir şekilde arttırılmaya çalışılması önemlidir.”
“Hepimiz için en önemli desteklenme şekli, koşulsuz olarak sevildiğimize ve kabul edileceğimize dair inançlardır. Dolayısıyla, ailelerin başarıdan bağımsız şekilde çocuklarını kabul ettiklerini onlara hissettirmeleri oldukça önemlidir. Bunun dışında, istikrarlı ve tutarlı bir ortam sağlamak, sınırları çizmek çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. Açık iletişim kurmak, destekleyici konuşmalar yapmak ve rol model olmak da diğer önemli noktalardandır. Aynı zamanda, çocuğu dinlemek, anlamak ve sabırlı olmak; iletişimi kuvvetlendirmek açısından oldukça kıymetlidir.”
Uzman Psikolog Arda, “Öncelikle, anlaşma sağlamak için empatik bir ortama ihtiyaç vardır. Bu yüzden, anlayışlı ve sabırlı bir dil kullanmak önemlidir. Durumu anlamak için, suçlayıcı olmadan sorular sorun. “Neden ders çalışmak istemiyorsun?”, “Seni zorlayan ne?”, “Ders çalışmakla ilgili ne düşünüyorsun?” gibi açık uçlu sorular sorarak çocuğun düşüncelerini ve duygularını anlamaya çalışın. Sorunun kökenini anlamaya çalışmak da oldukça önemlidir. Herhangi bir stres, kaygı faktörünün olup olmadığını saptamak; depresyon, öfke gibi duygusal sorunlar olup olmadığını tespit etmek kritiktir. Ayrıca, çözüm odaklı ilerlemek iyi bir süreç yaratabilir. Bu durumu nasıl daha iyi hale getireceğinizi birlikte konuşmak, çalışma planı oluşturmak, pekiştireçler hazırlamak ilk adımlar olabilir. Gerekirse, profesyonel yardım almayı ihmal etmeyin.”
“Çocuklar için en önemli şey rutindir. Belirli bir rutini oturtmak, minik hedefler koyarak başarıyı tatmasını sağlamak çoğu zaman alışkanlıkları kalıcı hale getirir.Ödevlerinde sorumluluğu çocuğa vermek,ilgi çekici öğrenme metotlarını araştırmak, birlikte çalışmalar yapıp teşvik etmek, olumlu konuşmaları sık sık tekrarlamak önemlidir. Bu süreçte aşırı baskı ve kontrol uygulamak,sürekli eleştirmek ve karşılaştırma yapmak,öğrenmeyi sadece sonuç odaklı görmek,çocuğun ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını göz ardı etmek,tutarsız davranışlar sergilemek uzak durulması gereken davranışlardır.”
Uzman Psikolog Arda, “Çocuğun iç motivasyonunu geliştirmek için, ailelerin ve öğretmenlerin; öğrenmeyi teşvik eden, özerkliği destekleyen, çabayı takdir eden ve güvenli bir ortam sunan bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. Amaç, çocuğun öğrenmeyi kendi isteğiyle ve keyifle yapmasını sağlamaktır. Bu yüzden, merakı ve keşfetmeyi canlı tutmak, destekleyici ve olumlu tutumlar sergilemek, öğrenmeyi eğlenceli hale getirmek, çocukla iş birliği yapmak, onu anladığını göstermek ve dinlemek oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.