Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Samira Hüseynova, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) çocuklarda nörogelişimsel bir durum olduğunu ve çocuğun isteğiyle değil, genetik ve nörolojik faktörlerle bağlantılı olduğunu vurguladı. Dr. Hüseynova, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını bazen yanlış yorumlayabileceğini belirterek, "Bazı çocuklar teknolojiye dayalı aktivitelerde uzun süre odaklanabiliyor. Bu durum, aileleri yanıltabilir. Ancak, bu, dikkat eksikliğinin olmadığı anlamına gelmez. DEHB’li çocuklar özellikle faydalı ya da sorumluluk gerektiren işlerde dikkatlerini toplamakta güçlük çekerler" dedi.
Dr. Hüseynova, "DEHB olan çocuklar derslerde hayallere dalabilir, anlatılanları bir süre sonra takip edemez ve ödev başında çabuk sıkılabilir. Hiperaktivitesi olan çocuklarda ise, yerinde duramama, kıpır kıpır olma ve sürekli hareket etme gibi belirtiler dikkat çeker" dedi.
DEHB tedavisinin çocuğun yaşına, eşlik eden durumlara ve bireysel ihtiyaçlarına göre belirlendiğini belirten Dr. Hüseynova, "Tedavide ilaç kullanımı, psikoterapi, ebeveyn eğitimi ve bireysel destekler birlikte yürütülmelidir. Özellikle 6 yaş altı çocuklarda psikososyal yaklaşımlar ön planda tutulurken, 6 yaş sonrası dönemde ilaç tedavisi de gündeme gelmektedir" dedi. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre, ilaç tedavisinin DEHB tedavisinde en etkili yöntem olduğunu da sözlerine ekledi.
Tedavi edilmeyen DEHB’nin çocukların sosyal, akademik ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Dr. Hüseynova, "Bu çocuklarda özgüven kaybı, ilişkilerde zorlanma, madde bağımlılığına eğilim, kaza riskleri ve yaşam kalitesinde düşüş gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir" dedi.
(İHA)