Deyimlerin ortaya çıkış hikayesini hiç merak ettiniz mi? Dingonun ahırı nerede? ‘Dingonun ahırı’ deyiminin gerçek hikayesi!

Deyimler ve atasözleri aslında Türkçe’nin zenginliğini ortaya koyan en önemli göstergedir. Sondan eklemeli bir dil olarak bilinen ve sonradan öğrenilmesi en zor diller arasında yer alan Türkçe’de hemen hemen her duruma uygun olarak bir atasözü ya da deyim bulmak mümkündür. Peki anlamını aşağı yukarı bildiğiniz bu atasözleri ve deyimlerin nereden geldiğini hiç düşündünüz mü?

Atasözleri ve deyimler biri durumu anlatmak için aslında ecdadımızın söylediği en güzel sözleri oluşturur. Paragraflarca anlatmanız gereken bir durumu atasözleri ve deyimler sayesinde birkaç kelimeye sığdırabilirsiniz. Anneanne, babaanne ya da dedelerinizden ‘Burası Dingonun ahırı mı?’ sözünü mutlaka duymuşsunuzdur. Bu sözü her duyduğunuzda yüzünüzde bir gülümse oluştuğuna eminiz. Peki bu Dingo kimdir? Ahırı nerededir? İşte size bu soruların cevabını veriyoruz. Karşınızda Dingonun ahırı deyiminin gerçek hikayesi var.

Reklam
Reklam

Osmanlı Devleti döneminde bütün ulaşım atlar sayesinde yapılırdır. Atlı tramvayın olduğu zamanlarda, tramvaylar iki atla çekilirdi. Ancak Şişhane’de bulunan dik yokuş hem atlar hem de sahipleri için zorlayıcı oluyordu.Şişhane’deki yokuşu çıkabilmek için Azapkapı’da takviye at alınarak yokuş devam edilirdi. Tramvay bu haliyle Taksim’e kadar gelebiliyordu. Yokuşu çıkan atlar günümüzde Taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi yerleşkesi ile Fransız Konsolosluğu arasındaki ahırda bir süre dinlendirilirdi. Tramvaya bağlamandan önce boş olan Azapkapı’ya götürüldü.

Taksim’deki bu ahırı Dingo adında bir Rum vatandaşı işletiyordu. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimize “Burası Dingo’nun ahırı mı giren çıkan belli değil” sözü yerleşmiştir. Dingonun ahırı deyiminin de buradan geldiği söylenir.