Amerikalı Ray Catania, 20 yaşındayken kaldığı odada oluşan gaz kaçağı nedeniyle neredeyse hayatını kaybediyordu. Gece boyunca odasına sızan gazı soluyan Ray, sabaha karşı çıkan yangınla uyanabildi. Yangın sırasında duvar alev aldı, babası yangını söndürmeye çalıştı.
Ray uyanmak istedi ama hareket edemedi. Bacakları felç olmuştu, başını bile yastıktan kaldıramıyor, ses çıkaramıyordu. Tüm gücüyle kendini sürükledi, yere düştü ve başını tahtaya çarptı. Ancak acı hissetmedi. Çünkü artık bedeninde değildi.
Metro'nun haberine göre, "Yukarıdan bedenime bakıyordum" diyen Ray, odasını kuşbakışı gördüğünü anlatıyor. “Renkler çok canlıydı, her şey daha netti. Üzerimdeki eşofmanı bile hatırlıyorum. Ter içindeydim çünkü insan öldüğünde ilk yaptığı şeylerden biri idrarını kaçırmakmış” diyor.
Odada, karşı köşede parlak bir ışık vardı. Konik şeklindeki bu ışığı sadece "ışık" olarak değil, "her şey" olarak tanımlıyor:
"Sevgi, huzur, acısızlık, neşe, aydınlanma… Işık benden ayrı değildi, onun bir parçasıydım."
Işığa doğru ilerlerken, babasının odaya girip onun cansız bedenini kucağına aldığını gördü. Ardından sağlık ekipleri geldi. Ray, tekrar bedenine döndü. Hastaneye giderken birkaç kez daha kalbi durdu.
Ray, bu deneyimini uzun yıllar kimseye anlatamadı. Anlattığında ise çoğu kişi onu "aklını kaçırmış" olarak gördü. Oysa bu, Ray’in ilk ölüm deneyimi değildi.
Ray, 10 yaşındayken New Jersey’deki Wildwood Plajı’nda bir akıntıya kapıldı. Paniklediği anda bir varlığın ona “Sakin ol, yana yüz, zamanın var” dediğini hatırlıyor. Yıllar sonra bu yöntemin akıntıdan kurtulmak için doğru yol olduğunu öğrendi.
Bir gece kulübünde yaşanan silahlı saldırıdan da yine benzer şekilde, “manevi bir rehber” sayesinde kurtulduğunu söylüyor.
Tüm bu yaşadıklarının ardından metafizik danışmanlığı eğitimi aldı ve deneyimlerini bir kitapta topladı. Bugün Ray, ölümün bir son olmadığını düşünüyor.