Uzun zamandır insanlar tarafından hayal edilen icat edilen ve geliştirilen hava araçlarından biri de planörlerdir. Uçak, helikopter gibi farklı hava araçlarından çok daha değişik bir çalışma prensibine sahip olan planörler motorlu ve motorsuz modellere sahiptir. Planörlerin başlıca özelliklerinden biri de herhangi bir güç kaynağına ihtiyaç duymadan uçabilmeleridir. Sabit kanatlı bir hava aracı olan planörlerin kokpitleri tek kişilik ya da çift kişilik olabilmektedir.
Planörlerin bazıları kendi sahip oldukları sürece yalnızca kalkış için kullandıkları motorlar ile havalanabilirler. Belli bir yükseklikte çekiciyle bağlantısını kopartan planörler hava akımlarını kullanarak uçabilmektedirler. İlk planörün 1886 yılında bir deneme uçuşu ile tanıtıldığı ve bu uçuşta mucidinin düşüp öldüğü bilenmektedir.
Günümüzde de kullanılmaya devam eden planörler fiberglas ya da kontrplak gibi farklı ve hafif malzeme kullanılarak üretilebilmektedir. Dar gövdeleri olan planörler bu özellikleri ile havayı kolaylıkla yarabilirler. Kanatları da kaldırma gücünden daha çok fayda sağlayabilmek adına ince ve uzun şekilde tasarlanmıştır. Motora gereksinim duymayan planörlerde kanat şekilleri aracın havada kalması adına son derece önemlidir.
Uzun yıllar boyunca insanların uçmayı hayal etmesi günümüzde de gelişmeye devam eden hava araçlarının gelişmesini sağlamıştır. Planör de bir tür hava aracıdır ve bu hayalin peşinde giden kişiler tarafından icat edilip geliştirilmiştir.
Planörü icat eden Alman Mucit Otto Lilienthal uçan adam adı ile de tanınmaktadır. İcat ettiği planörler ile birkaç kez başarılı deneme uçuşları yapmayı başarmıştır. Ancak 1896 yılında Stölnn’de 17 metre yükseklikten yaptığı bir deneme uçuşunda düşmüş ve omurgasını kırmıştır. Ertesi gün ise hayatını kaybetmiştir. Uçağı icat eden Wright Kardeşler’e de ilham olan birçok çalışmaya imza atmış olan Lilienthal planörün mucidi olarak tarihe geçmiştir.