Erkek ve kadın beyni arasında fark var mı? Bilimsel araştırmalar yapıldı…

İki buruşuk insan beynini elinizde tutsanız ve formaldehit kokusu burnunuza dolsa, hangisinin erkek, hangisinin kadın beyni olduğunu söyleyemezsiniz. Antik Yunan’dan beri süregelen bu arama, büyük ölçüde boşuna gibi görünüyor çünkü insan beyni iki farklı kalıpta şekillenmiyor. Ancak bilim, yapay zeka ve beyin taramaları sayesinde, erkek ve kadın beyinleri arasında mikroskobik düzeyde farklılıklar bulmaya başladı. Peki, bu farklar ne anlama geliyor?

Beyin hastalıkları ve psikiyatrik bozukluklar, cinsiyetler arasında farklılık gösteriyor. Dr. Yvonne Lui, depresyonun kadınlarda, şizofreninin ise erkeklerde daha yaygın olduğunu vurguluyor. Parkinson hastalığında erkekler kadınlardan iki kat fazla etkilenirken, kadınlarda hastalık daha hızlı ilerliyor. Bu farklılıkların biyolojik mi yoksa çevresel mi olduğu henüz net değil, ancak bilim insanları bu sorunun çözülmesinin daha etkili tedavilere kapı aralayabileceğini savunuyor. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin ayrıştırılması ise bu bulmacayı daha da karmaşık hale getiriyor.

Reklam
Reklam

1.030 GENÇ YETİŞKİNİN BEYİN TARAMALARI ANALİZ EDİLDİ

Yapay zeka, beyin taramalarında insan gözünün göremediği detayları ortaya çıkarıyor. Mayıs 2024’te yayımlanan bir çalışmada, 1.030 genç yetişkinin beyin taramaları analiz edildi ve yapay zeka modelleri, beyaz madde yapılarındaki farklılıkları %92-98 doğrulukla cinsiyete bağladı. Özellikle korpus kallozum gibi beyin yarım kürelerini birleştiren yapılar öne çıktı. Bu, erkek ve kadın beyinlerinin mikro yapısında doğuştan gelen farklar olabileceğini gösteriyor. Ancak bu farkların bilişsel işlevler veya hastalık riski üzerindeki etkisi hâlâ belirsiz.

DOĞUMDAN İTİBAREN FARKLILIKLAR

2024’te 500’den fazla yenidoğanın beyin hacmi incelendiğinde, erkek bebeklerin beyinlerinin %6 daha büyük olduğu, buna karşın kız bebeklerin gri madde oranının daha yüksek olduğu bulundu. Hipokampus ve duygu işleme merkezi gibi bölgelerde de cinsiyete bağlı farklar tespit edildi. Bu bulgular, bazı farklılıkların doğumdan itibaren mevcut olduğunu ve yetişkinliğe kadar sürebileceğini öne sürüyor. Ancak çevresel faktörler ve ergenlikteki hormonal değişimler, bu tabloyu nasıl şekillendirdiği konusunda hâlâ soru işaretleri bırakıyor.

KADINLAR YÜZ İFADELERİ OKUMADA, ERKEKLERİN UZAMSAL YETENEKLERDE DAHA İYİ

Erkeklerin uzamsal yeteneklerde, kadınların ise yüz ifadeleri okumada daha iyi olduğu gibi bilişsel farklar rapor edilse de, bunların kökeni tartışmalı. Raznahan, “Cinsiyet farkının ne kadarının çevresel olduğunu ayırmak inanılmaz derecede zor” diyor.

Toplumsal roller, önyargılar ve yetiştirilme tarzı, bu farklılıkları ne ölçüde etkiliyor? Bilim, bu soruya net bir cevap bulamasa da, hem biyoloji hem de kültürün rol oynadığına dair ipuçları artıyor.

KÜÇÜK FARKLAR, BÜYÜK SORULAR

MRI taramaları, beyin yapılarında cinsiyete bağlı ince farklar gösterse de, Rosalind Franklin Üniversitesi’nden Lise Eliot, bu farkların vücut büyüklüğü dikkate alındığında “ihmal edilebilir” olduğunu savunuyor. Erkek beyinleri yetişkinlikte %11 daha büyük olsa da, yapısal farklılıklar minimal. Yine de bazı çalışmalar, talamus ve hipokampus gibi bölgelerde cinsiyete özgü varyasyonlar olduğunu iddia ediyor. Bu farklar, beyin işlevini nasıl etkiliyor? Henüz kimse emin değil.

GELECEK NE GÖSTERECEK?

Bilim insanları, cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin beyin üzerindeki etkisini çözmek için hayvan deneylerinden insan kromozomlarına kadar geniş bir yelpazede çalışıyor. Ancak bu alan, politik ve etik tartışmalarla da gölgeleniyor. Eğer araştırmalar ilerlerse, depresyon veya Alzheimer gibi hastalıklar için cinsiyete özel tedaviler mümkün olabilir. Ya da belki de erkek ve kadın beyinlerinin sandığımızdan çok daha benzer olduğu ortaya çıkacak. Şimdilik, bu büyük sorular cevapsız kalmaya devam ediyor.