Kraliçe Elizabeth neden hep eldiven takıyordu?

Kraliçe II. Elizabeth deyince aklımıza onun o güçlü imajının yanı sıra giydiği rengarenk kıyafetler, şapkaları, hiç elinden düşürmediği çantaları ve pek tabi takmaktan asla vazgeçemediği beyaz eldivenleri geliyor. Onu neredeyse her fotoğrafta, her törende hep eldiven detayı ile gördük. Peki, neden? Bir stil tercihi mi, yoksa daha derin bir sebep mi vardı?

Kraliçe’nin en dikkat çekici tercihlerinden biri hep eldivenleriydi. Neredeyse her resmî programda, törenlerde yada protokoller sırasında ellerini eldivenlerle örterdi. Söylenenlere göre bu sadece hijyen takıntısı veya bir estetik seçim değildi.

Hem şık hem de hijyenik

Gün içinde belkide yüzlerce kişiyle tokalaşmak zorunda kalan Elizabeth’in sağlık sebepleri ile kendisini korumak için bu beyaz eldivenleri takması bence gayet anlaşılır. Kendi modasını yaratan Kraliçe’nin aynı zamanda ellerindeki yaşlılık izlerini kapatmak için de bu beyaz eldivenleri tercih ettiği söylenir.

Reklam
Reklam

70 yılı aşkın bir süre dikilen eldivenler

Aynı bilgiyi beyaz eldivenleri tasarlayan ünlü tasarımcı Cornelia James de doğruluyor. 70 yılı aşkın süre Kraliçe’nin eldivenlerini hazırlayan James, asıl amacın kir ve mikroplardan korunmak olduğunu verdiği bir röportajda söylemiş.

Yine James’in aktardığına göre Kraliçe'nin eldivenleri yıllarca fırçalanmış pamuktan yapılırdı. Ancak Kraliçe son zamanlarında biraz daha hafif bir şey talep etmiş ve eldivenlerin yapılması için İsviçre'den pamuklu jarse sipariş edilmiş. Eldivenlerin her bir çiftinin yapımı yaklaşık 45 dakika ile bir saat arasında sürüyormuş.

“Ellerim Göz Önünde Olmasın”

Fotoğraf sanatçısı John Rankin Waddell ise merhum Kraliçe’nin eldivensiz çıkmamasının sebebini bambaşka bir yönden aktarmış. Sanatçının anlattığına göre, 2002’de Altın Jübile için yapılan çekimde Kraliçe, kılıçla poz verecek olmasına rağmen ellerinin fotoğrafta olmasından rahatsız olmuş. “Ellerimi beğenmiyorum” diyen Kraliçe, pozun bu kısmının görmezden gelinmesini istemiş.

Reklam
Reklam

Kraliçe’nin ellerine dair bu küçük takıntı, bana göre tarihin büyük liderleri hakkındaki güç hikâyeleriyle insani zayıflıkların da aynı potada eritilmesi gerektiğini gösteriyor. Çünkü liderlik yalnızca güçlü olmakla değil; kendi zayıflıklarını kabul etmekle de ilgili bir vasıf.

Haberin Devamı İçin Tıklayın