Eskiden enerjinin nereden geldiği çok sorgulanmasa ve gündelik hayatın çok dışında kalmış olsa da bugün, fiyatlar ve kesintiler gibi bizi doğrudan ilgilendiren konularla birçoğumuzun gündemine girmiş durumda. Bu yüzden yenilenebilir enerji yavaş yavaş ekonomik ve sosyal bir mesele olarak görülmeye başlanıyor.
Dışa bağımlılık dendiğinde değiştirilmesi çok zor bir mesele gibi görünse de enerji kaynaklarının çeşitlenmesi gerek fiyat dalgalanmalarının azalması gerek üretim gibi birçok alanda daha öngörülebilir bir düzeni beraberinde getiriyor. Yenilenebilir enerjiye geçişin toplumun genel gücünü artıran tarafıysa kendini tam da bu noktada gösteriyor.
Yenilenebilir enerjiyle birlikte yavaş yavaş tüketim odaklı bir toplum olmaktan çıkarak enerjinin nasıl üretildiğini daha fazla sorguladığımız bir noktaya; elektriğin neden pahalı olduğu ve alternatiflerinin olup olmadığına geliyoruz. Şu noktada büyük bir dönüşümden söz etmek zor olsa dahi enerjiyle kurulan bu ilişki büyük değişimlerin mümkün olduğuna işaret ediyor.
Yenilenebilir enerjiye olan talep çalışma hayatında da kendini hissettirerek yeni iş kollarını ortaya çıkması ve mevcut mesleklerin dönüşmesini de beraberinde getiriyor. Tabii bu dönüşüm kendiliğinden olmuyor; özellikle de eğitim ve beceri kazanımı gibi konular bu sürecin en kritik parçalarından birkaçını oluşturuyor.
Yenilenebilir enerji ortak bir geleceği şekillendirse de bu dönüşüm herkes için aynı oranda hissedilmiyor. Kimi için bu süreç yatırım ve çalışma gibi alanlarda yeni bir imkan anlamına gelirken kimi için uzaktan izlediği bir gündem başlığı olarak kalmaya devam ediyor. Bu nedenle enerji dönüşümünde gelişmeler sürse de gündelik hayata nasıl ve ne kadar yansıdığı sorusunun ucu hala açık kalıyor.