Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Bilal Erdoğan'a sert çıkış: Sen kimsin?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bürokratlara yaptığı çağrı sonrası başlayan polemik hakkında, "Siz devlet memurlarını tehdit mi ediyorsunuz? diyorlar. Kim devletine, milletine hizmet ediyorsa başımın üstünde yeri vardır. Mafyatik ilişki içine girenleri evet, tehdit ediyorum" dedi. Büyükada'daki TÜGVA'nın tahliyesi tartışmasına da değinen CHP lideri, "Bir cumhurbaşkanın oğlu babasının makam ve mevkisini bilerek davranmak zorundadır. Kimsin sen? Bu yetkiyi kimden alıyorsun?" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'na ziyareti hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin iyi yönetilmediğini biliyorsunuz. Kağıt toplayan da manav da kasap da biliyor. Ama bu devlet bizim devletimiz. Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok CHP'ye yakışır. Fiyatlar durmuyor, TL kar gibi eriyor. Sorumlu Merkez Bankası. Siyaset, Merkez Bankası'na müdahale ediyor, sağlıklı ve tutarlı karar almasını engelliyor. Herkes zam bekliyor. Gittik Merkez Bankası'na 'Bankanıza sahip çıkın' dedik. Sıradan bir banka değildir. Bankanın kendi kültürü, çok iyi yetişmiş kadroları vardır. Merkez Bankası'ndaki 128 milyar doların alınıp kararını Hazine ve Maliye Bakanlığı inisiyatifine bırakan süreci unutmadık. O paranın kimlere, hangi kurdan satıldığını bilmiyoruz. 123 milyar dolar var diyorlar var ama başkasının parası. 123 milyar doların 1 centi bile Merkez Bankası'nın değil" dedi.

Reklam
Reklam

CHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü:

"128 milyar dolar kime gitti, kim aldı 128 milyar doları? Merkez Bankası'na sahip çıkacağız. Devri iktidarımızda Millet İttifakı olarak geldiğimizde Merkez Bankası'nın saat gibi nasıl çalıştığını, ekonominin nasıl değiştiğini, düzeldiğini göreceksiniz. Sizin tefeci sektöründen haberiniz var mı? Bu sektöre hizmet edenlerden haberiniz var mı? Başta Londra'daki bir avuç tefeci ve yurt içindekiler. Onlara dünyanın faizini ödüyorlar. Erdoğan şahsım hükümeti bu tuzağın içindedir. 511 milyar doları tefeci sektörüne aktaran bunlar."

BÜROKRATLARA UYARI

Kılıçdaroğlu, hafta sonu bürokratlara yönelik yaptığı çağrıya ilişkin, "Ben bunları söyledim Bremen mızıkacıları harekete geçti. Neymiş devlet memurlarına hakaret ediyormuşum, vesayetmiş, darbe özlemiymiş... Yahu ben hırsızlığa izin vermeyin diyorum; 'Niye söylüyorsun' diyorlar. Savcılığa suç duyurusunda bulunmazsanız namertsiniz. Erdoğan'a hakaret içeren ifadeler varmış, 'hırsızlık yapmayın' diyorum, 'hırsızlık yapın' desem suç duyurusunda bulunacaklarmış. Yasal ölçüler içinde konuşuyorum" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gideceksin Erdoğan ailesi vakfından devlete yerleşeceksin. Bunu söyleyince 'nasıl söylersin' diyor. Kanun dışı emre uymayacaksın. Mafyatik ilişkiler içine girenler sarayın memurlarıdır. Devletin memurunun temel güvencesi yasalardır ve millete hizmet etmektir. 'Siz devlet memurlarını tehdit mi ediyorsunuz' diyorlar. Yasal ölçüler içinde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Kim devletine, milletine hizmet ediyorsa başımın üstünde yeri vardır. Mafyatik ilişki içine girenleri evet, tehdit ediyorum. Kimsenin hakkını yedirmeyeceğim. Kula hakkı yiyecek, malı götürecek, her türlü rezilliği yapacak buna niye ses çıkarmayım? Sen malı götürenlerin sırtını sıvazlıyorsun."

TÜGVA'NIN TAHLİYESİ TARTIŞMASI

Büyükada'daki TÜGVA'nın tahliyesi tartışmasına da değinen CHP lideri, "TÜGVA diye bir vakıf var. Belediye bakıyor ki tahsis edilen yer amaca uygun kullanılmıyor. Mahkemeye gidiliyor, mahkeme 'Amaca uygun değil, belediyeye vereceksiniz' diyor. Bölge idare 'İade edeceksiniz' diyor. Gidiyorsunuz teslim almaya, polisler dizilmiş yargı kararı uygulanmıyor. Tarihte böyle bir rezalet yaşanmadı. Sen hangi gücüne dayanarak yargı kararlarını uygulamıyorsun? Böyle bir yetkiyi sana kim verdi? Millet seni saraya anayasaya, yasaya, adalete göre yönet diye o yetkiyi verdi. Biz bunları söylediğimiz zaman da kıyamet kopuyor" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

CHP lideri şunları söyledi:

"Bir cumhurbaşkanın oğlu babasının makam ve mevkisini bilerek davranmak zorundadır. Kimsin sen? Bu yetkiyi kimden alıyorsun? Cumhurbaşkanının oğlu olmak tüm kanunsuzlukları yapma hakkını veriyor mu? Cumhurbaşkanın oğlu her şeyden önce mahkeme kararlarını uygular. Bir cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete adam yerleştiremez. Gariban ne yapsın, onlar sürünsün. O yerleştirilen kişi devletin değil, sarayın memuru olur. Gençlere sözümdür; iktidarımızda sözlü sınav kalkacak, kim KPSS'yi kazandıysa gelip yerleşecek. Bir kişiyi torpille yerleştirirse cumhurbaşkanının şürekası, o kişi onlara gebe kalır. Bu yapı devlette liyakatı bitirir. Bu organizasyon paralel yapıdır. O yapının neler yaptığını gördük. O rolü bunların üstlenmiş durumda."