İş dünyasında çok sayıda sektörde erkek dominant bir kültür söz konusudur. Bu kültürlerde yıllardır gelen anlayış nedeniyle de, ne kadar maskülen, sert, keskin, baskın hareketlerde bulunursan o kadar başarılı olursun gibi bir anlayış da yıllardır benimsenmiş durumdadır. İş dünyasında erkeksi davranışlarda bulunmak ve giyinmek başarıyla ilişkilendirilir. Bu durumda da tabii ki kadın beden dilinin başarısızlık gibi algılanma riski doğmaktadır. Bu da kadın ve erkeklerin iş dünyasındaki başarılarını etkilemeye başlar. Kadınlar, o kültürde daha sert hareketlerde bulunan, maskülen biçimde giyinen yapıyı da benimsemiş oluyorlar ki başarılı görülsünler. Bu da, kadınsı zenginliği ve davranışlara yansıyan yumuşaklığı iş dünyasında yok etmeye başlar. Feminen zenginlikten yoksun, kadınsı davranışlar zayıflık gibi algılandığı iş dünyasında, kadınların daha sert olmasının büyük bir dezavantajı oluşur. Kadınların feminen yaklaşımını daha çok iş dünyasına getirmesi, duygularını daha çok ortaya koyabilmesi, davranışların zayıflık algılanmaması için uygun ortamların oluşturulması önem taşır. Erkeksi olmak, çoğunlukla bacakların ve kolların açılması, boynun yukarıya doğru çekilmesi, sesin daha yüksek tonlarda ifade edilmesi gibi yaklaşımlardır ve kazanma, başarılı olma alışkanlığının davranışlara yansıması benimsenmektedir. Duyguları ifade etmeyi, pozitif olmayı, gülümsemeyi ise başarısızlıkla ilişkilendirme riski doğmaktadır. Bu nedenle feminen yaklaşımın bir zenginlik olduğu gözlenmeli ve kabul edilmelidir. Bu yaklaşımla da kadınlar da erkekler de, kendileri gibi olabilmeli, davranışları ve kıyafetleriyle kendilerini var edebilmelidir.