Büyük eş anlamlısı nedir? Büyük kelimesinin eş anlamlıları ile örnek cümleler

Türkçe tarih boyunca pek çok dille etkileşimde bulunmuştur. Başka dillerden kelimeler almasının yanı sıra kendine ait kelimeleri de korumuştur. Türkçe kökenli kelimeleri eski dönemlerden beri dilimizde muhafaza ederiz. Büyük kelimesi de Türkçe kökenli bir kelimedir. Peki, büyük kelimesinin eş anlamı nedir?

Büyük kelimesi, Eski Türkçede "bedük" olarak bilenen kelimeden evrilmiştir. Bedük kelimesi de büyük anlamına gelir. "Bedü-" fiiline eklenen +Uk ekiyle türemiştir. Türkçenin en eski zamanlarından beri dilimizdedir. Zaman içerisinde yapısal ve anlamsal değişikliğe uğramıştır. Büyük kelimesinin günümüzdeki anlamları şu şekildedir:

Reklam
Reklam
  • Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı.
  • Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
  • Niceliği çok olan
  • Üstün niteliği olan
  • Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
  • Önemli
  • Büyük abdest
  • Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse.

Büyük kelimesini içinde bulunduran cümle örnekleri:

  • Küçük kız kardeşi ondan daha büyük gibi duruyordu.
  • Beyza’nın istediği oyuncak bundan daha büyüktü.
  • Bu yaptığı hatayla babasına büyük ayıp etmişti.
  • Annesi kızınca utançtan ağzından sadece büyüksün lafı çıkabilmişti.
  • Sınav anında odağını kontrol etmen büyük önem taşıyor, lütfen bir daha dikkat et.
  • Ahmet, rütbece büyük olduğu Cemil’e çok zorluk çıkartmıştı.
Reklam
Reklam

Büyük eş anlamlısı nedir?

Büyük kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük listesi:

  • Koca
  • Kocaman
  • Muhteşem
  • Yüce
  • Makro
  • Balaban
  • Cesim
  • Eke
  • Heybetli
  • Kebir
  • Mefret
  • Oylumlu
  • Şanlı

Büyüğün eş anlamlıları ile örnek cümleler

  • Genç kız, koca bavulu tek başına sırtlanıp buralara kadar gelmişti.
  • Çiftlikteki eşek, kocaman gözleriyle karşısındaki insana göz kırpıyordu.
  • Yoksa sende mi koca yalanlarınla beni kandıracaksın?
  • Bu koca vakitte ödevini yetiştiremediysen artık hiç yetiştiremezsin.
  • Oysa ki kmuhteşem hayallerle süslemiştik öykülerimizi.
  • Musmutlu insanların şanlı gönülleri vardır.
  • Bu oylumlu kediyi nasıl taşıyabileceğini sanıyorsun?
  • Kocaman listeyi cebine koyamayacağından elinde taşımak zorunda kalmıştı.
  • Yeni aldığı telefon diğerlerinin gözüne heybetli geliyordu.
  • Genç adam oyunda kebir kaybettiğini zaten biliyordu.
  • Bu makro oyun elbet anlaşılacaktı.
  • Küçük kızın yediği tatlıda muhteşem ölçüde yumurta tadı bulunduğundan tatlıyı yiyemedi.
  • O, diğerlerinin arasında en yüce gönüllü olan kişiydi.
  • Çocuklar oyun oynarken “Yüce Efendimiz!” diye bağırıyorlardı.
  • Minik çocuk yüce kalbiyle bütün hayvanları besleyebileceğini hayal ediyordu.
  • Bu balaban dağları kim yarattı sanıyorsun?
  • Bu makro zekanla beni alt edebileceğini mi sanıyordun?
  • Adam, makro boyuttaki ipi kısaltarak istediği boyuta getirdi.
  • Cesim adamlar mekana ayak basmıştı.
  • Eke horoz, kümesten hiçbir iz bırakmadan kaçmıştı.
  • Dedem bize yardım ederek yeniden mefretliğini göstermişti.
Reklam
Reklam