Aşık olduğu hastası öldükten sonra dahi peşini bırakmayan saplantılı doktor: Carl Tanzler

Tıp tarihi boyunca inanılmaz pek çok olay yaşandı. Doktor ve hasta arasındaki aşk hikayeleri bu tarihin en romantik yanını gösteriyor. Ancak Carl Tanzler’in yaşadığı olay asla sıradan ve masum bir aşk öyküsü değildi. Onunki saplantılı bir tutkunun gölgesinde geçen ürpertici bir hayat hikayesiydi.

Carl Tanzler, Florida’daki Birleşik Devlerler Deniz Hastanesi’nde çalışan, mikrobiyoloji ve bakteriyoloji üzerine uzmanlaşmış bir doktordu. Doktor Tanzler, 1931 yılında kendisine tüberküloz tedavisi için gelen 22 yaşındaki hastası Elena Milgaro De Hoyos’a ilk görüşte aşık oldu. Tanzler’in aşkının saplantılı bir tutkuya dönüşmesinin altında ise çocukluk aşkına benzemesi yatıyordu. Tanzler, çocukken aşık olduğu koyu renk saçlara sahip egzotik bir kadın olan Anna Constantia’ya, Elena’nın birebir benzediğini iddia ediyordu. Elena resmi olarak evliydi ama kocası onu çocuk düşürdüğü için terk etmişti. Ardından ise kendisine tüberküloz teşhisi konulmuştu.

Reklam
Reklam

Carl Tanzler, Elena’yı her gün ziyaret ediyordu ve ona pahalı giysiler hediye ediyordu. Kendisine aşık olduğunu itiraf etmişti ama Elena karşılık vermedi. Tanzler’in hayattaki en büyük amacı Elena’yı iyileştirmek oldu. Onu tedavi etmek için birçok ilaç denedi ama tüberkülozun o dönemde gerçek bir tedavisi yoktu. Elena sonunda hayatını kaybetti. Ama Tanzler’in aşkı Elena’nın vefat etmesiyle sona ermedi.

Tanzler, Elenan öldükten sonra onun için mezarlıkta bir türbe yaptırmak için ailesinin iznini aldı. 1933 yılına kadar her akşam mezarını ziyaret etti. Sonunda bir gün ise naaşı mezardan çıkartarak evine taşıdı. Rüyasında Elena’yı gördüğünü ve kendisini mezardan almasını söylediğini iddia ediyordu. Elena’nın kemiklerini tellerle ve askılarla birbirine tutturdu.

Cesedin derisi çürüyüp ayrışmaya başladığında Tanzler onu balmumu ve ipek bezlerle kapladı. Bozulan kafa derisinden saçları döküldüğünde, annesinin hayattayken topladığı ve Tanzler’a verdiği Elena’nın kendi saçlarından bir peruk yaptı. Elena’nın karın ve göğüs boşluğunu paçavralarla doldurarak orijinal formunu kazandırmaya çalıştı, ona yeni giysiler giydirdi ve ellerine eldiven taktı. Elena’ya mücevherler takıyor, yatağında yatırıyordu. Kokuyu maskelemek ve cesedin parçalanmasının etkilerini azaltmak için bol bol parfüm, dezenfektan ve koruyucu madde kullanıyordu.

Reklam
Reklam

1940’da, Tanzler’ın bir cesetle yattığına dair söylentiler yayılmaya başlamıştı. Elena’nın kız kardeşi evine gittiğinde cesedi orada buldu. Bunun üzerine Tanzler tutuklanıp gözaltına alındı. Psikolojik durumu incelendi ancak zihinsel olarak yetkin bulundu. Ceset, hekimler ve patoloji uzmanları tarafından muayene edildi. Tanzler’in cesetle cinsel ilişkiye girmesine olanak veren, daha önce cesedin vajinasına yerleştirilmiş kağıttan bir tüp ortaya çıktı.

Ceset, bu olaydan sonra Dean-Lopez Cenaze Evi’nde ziyarete açıldı ve yaklaşık 6.800 kişi görmeye geldi. Tanzler yaşamının son yıllarını Elena’nın maskesini taşıyan bir heykelle geçirdi. 1952 yılında evinde öldükten ancak 3 hafta sonra bulundu.



Anahtar Kelimeler: