Kamu Hukukçuları Derneği Başkanı Hüseyin Güzeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) adil yargılama hakkının ihlali konusunda Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke arasında Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını söyledi.
Güzeler, “Yargı sisteminde yaşanan bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir yargı reformu yapılmadıkça, hukuk devleti ilkesinden söz etme hakkımız olmaz.”dedi.
Kamu Hukukçuları Derneği’nin Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Hukuk Fakültesi ile ortaklaşa düzenlediği “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru” konulu panelin açılışında konuşan Güzeler, 12 Eylül 2010’da yapılan referandum sonucu kabul edilen yeni Anayasa ile yargı sisteminde yapısal ve fonksiyonel anlamda önemli değişikliklerin yapıldığını hatırlattı.
ÇÜ Akif Kansu Salonu’ndaki programda Hüseyin Güzeler, AİHM’ne yapılan çok sayıda başvuru ve bunun sonunda verilen ihlal kararların azaltılabilmesi için ‘bireysel başvuru hakkının’ tanınmasını ciddi bir yenilik olarak değerlendirdi.
Yasama ve yürütme organlarının iş ve işlemlerinin yanı sıra yargısal faaliyetlerden kaynaklanan ihlallerin de ‘bireysel başvuruya konu edilebilecek olmasını’ vatandaşın temel hak ve hürriyetlerini garanti altına alacağını vurgulayan Güzeler, Türkiye’de yargı reformunun acilen yapılması gerektiğinin altını çizdi.
İlk derece ve mahkemeleri ile yargıdaki temyiz mercilerinin toplumdaki ‘adalet dağıtma’ beklentilerini karşılayamadığını dile getiren Güzeler, 2010’da yaklaşık 20 bin, 2014’te ise 50 bini dosyanın ‘zaman aşımına uğrayacağının’ tahmin edildiğini ifade etti. 2009 yılı itibariyle Yargıtay’ın iş yükünün 1 milyon 600 bin dava dosyasına ulaştığını açıklayan Hüseyin Güzeler, “2008 verilere göre bir ceza davasının başlamasından kesinleşmesine kadar geçen ortalama süre; savcılıkta 346 gün, mahkemelerde 258 gün, Yargıtay Ceza Daireleri’nde 838 gün olmak üzere toplam bin 442 gün; yani ortalama 4 yıldır.” şeklinde konuştu.
Temel hak ve özgürlükleri etkin bir şekilde koruma altına alan, evrensel değerlerle örtüşen bir anayasanın yürürlüğe girmesini beklediklerine işaret eden Güzeler, Yargı Reformu Strateji’nde yer alan çözüm önerilerinin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini istedi. Türk hukuk sistemine ilk defa giren ‘bireysel başvuru’ gibi önemli bir ‘hak arama yolunun’ kanun ile düzenlenmesine dikkat çeken Güzeler, “Bu adımların atılması ile Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyu ‘etkin’ bir denetim yolu olarak uygulayabilecek ve AİHM’ye yapılan başvurular azalacaktır.”
ÇEKER: SİCİLİMİZ BOZUKTUR
ÇÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Çeker ise bireysel başvuru hakkının istisnai bir kanun yolu olduğunu söyledi.
AİHM’deki iş yükünün büyük bir kısmını Türkiye’den gelen başvurulardan oluştuğunu anlatan Çeker, şunları söyledi: “Türkiye aleyhine 2004–2008 yılları arasında 15 bin 19, 2009’da 4 bin 474 başvuru yapılmış. İlk dilimde bin 390, 2009’da 356 esastan karar verilmiştir. 2009’da 341 kararda İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Sicilimiz oldukça bozuktur. Ülkenin AİHM önündeki dava sayısının azalması bakımından bu düzenleme yararlı olacaktır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması, kinde insanına değer veren bir devletin olmazsa olmazıdır.”
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Bilir yönetimindeki panelde ise Anayasa Mahkemesi Raportörü Yrd. Doç. Dr. Musa Sağlam, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Bülent Yavuz ve Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuran Koyuncu, birer sunum yaptı. Organizasyona çok sayıda avukat ve hukuk fakültesi öğrencisi katıldı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz