BBP Genel Başkanı Destici: Her kesim milletin iradesine ram olmalı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, her kesimin milletin iradesine ram olması gerektiğini belirterek, "Milletin iradesini teslim ettiği otoriteye karşı istifa veya emeklilik yoluyla rest çekememelidir." dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve 3 kuvvet komutanının emeklilik istemesini yazılı açıklamayla değerlendiren Destici, Türkiye'nin terörle mücadelesinin yepyeni ve zorlu bir süreci yaşadığı bu günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) en üst kademe yöneticileri olan Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının YAŞ görüşmeleri sırasında ya da sonrasında beklenen emekliye ayrılma taleplerini içeren istifa kararlarını bugün açıklamalarını millet adına kaygıyla karşıladıklarını söyledi.
Emeklilik kararı alan komutanların gerekçelerini ayrıntılı bir şekilde milletle paylaşmak durumunda olduğunu vurgulayan Destici, şayet kurumlar arası bir anlaşmazlık, uyuşmazlık söz konusu ise bölücü terör örgütünün saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemde böyle bir olayın yaşanmasının sağ duyu zaviyesinden olaylara yaklaşan milletimiz tarafından değerlendireceği ve tarihin bunu yazacağını belirtti.
Türkiye'nin tarihinde önemli bir süreci daha yaşadığını dile getiren Destici, şunları kaydetti:
"Kurumları temsil edenler anlaşmazlığa düştüğü konularda bile sorumluluklarının gerektirdiği şekilde anlaşmazlıkları müzakere yoluyla dahi aşamamışlardır. Herkesim millet iradesine ram olmalı ve milletin iradesini teslim ettiği otoriteye karşı istifa veya emeklilik yoluyla rest çekememelidir. Türkiye’nin çok ciddi bir kaotik sürece doğru sürüklenmesi istenmektedir. Mevcut tabloya bakıp sevinenler sadece bu milletin birlik ve beraberliğine kast eden bölücüler olmuştur. İlgili herkese itidal tavsiye ediyoruz. Şimdi aklı selim düşünme vaktidir.
Devletin başındaki kişi olan cumhurbaşkanımızın meseleye el koyup bir çözüme ulaştırmasını bekliyoruz. Bu olay bedeli herkes açısından düşünülmesi gereken büyük bir sorumluluktur. Biz Büyük Birlik Partisi olarak öteden beri uzun tutukluluk sürelerini temel insan hak ve hürriyetleri açısından kabul edilemez bir uygulama olarak görüyoruz. Geciken adalet adalet değildir. Bazı davalardan dolayı tutuklu bulunan asker veya sivil kişilerin tutukluluk süreleri ile ilgili makul bir yasal düzenlemeyi hükümetin yapması gerektiğini defalarca ifade etmiştik. Fakat bu hukukun herkese dokunmasını da engellememelidir.
Eğer bu istifaların arkasında devam eden yargı süreçleri ve Yüksek Askeri Şurada yapılacak olan atama ve terfilerin etkisi var ise bu da kabul edilemez bir durumdur. İnanıyoruz ki bu süreç hukuka uygun olarak demokrasi içerinde parlamenter sistemin gerektirdiği şekilde çözülecektir.