MERSİN (A.A) - Türkiye'nin ikinci büyük gül üretim merkezi konumundaki Tarsus'ta her gün binlerce gül, özenle kesilerek tüketiciye ulaştırılıyor.
Kimi zaman sevgiliye, kimi zaman ise duyulan saygının göstergesi olarak yakınlara verilen güller, büyük dikkatle yetiştiriliyor ve sunum için en güzelleri ve canlıları seçiliyor.
Gül üretiminin neredeyse her safhasında yoğun emek harcanırken, bir üretim merkezinde tarım işçileri ise kesim işlemi için Çukurova'nın yakıcı sıcağını neredeyse ikiye katlayan seralarda ter döküyor.
Antalya'ya rakip olma yolunda ilerleyen Mersin'in Tarsus ilçesinde 30 bin metrekare kapalı alanda topraksız tarımla gül üretimi yapılan Rosland Sera'da, 16'sı kesimde olmak üzere 25 kişi gülleri tüketiciye sunacak çiçekçilere vermek üzere hazırlıyor.
Yaklaşık 10 yıldır kentte faaliyet gösteren serada, yıllık 6 milyon, günlük ise özel günlerin bulunduğu aylara göre değişkenlik sağlasa da yaklaşık 10 bin adet kesim yapılıyor.
Yılın 12 ayı üretimin gerçekleştiği serada, okulların açılmasıyla başlayan yoğunluk yine okulların kapanacağı aylara kadar sürüyor. Yaz aylarında ise talebin azalmasıyla üretimde de düşüş söz konusu oluyor.
Ortalama 6-8 haftada yetişen güller, büyük bir özenle bakımı yapılarak, seçilip kesime hazır hale getiriliyor.
Tarım işçileri 254 bin gül fidesinin içinde, elbiselerine takılan, çoğu zaman eldiven kullanmalarına karşın derilerini çizen dikenlerin arasında saatlerce çalışıp ay sonunda alacakları asgari ücret için ter akıtıyor.
Eşi ile yaklaşık 10 yıldır serada çalışan Nisan Duzcu, AA muhabirine, günde ortalama bin adet gül kesimi yaptığını, ilk başladığı yıllarda özellikle aşırı sıcaklarda çalışmakta zorlandığını, ancak, şimdilerde vücudunun alışmasıyla işinde ustalaşmaya başladığını anlattı.
Duzcu, hangi gülün kesim zamanın geldiğini, hangisinin daha sağlıklı ve canlı olduğunu, yüzlerce fidenin arasına girdiği andan itibaren fark edebildiğini söyledi.
Her işte olduğu gibi gül kesiminin de zorlu yanları bulunduğunu belirten Duzcu, ''En çok gülün dikenleri bizi yoruyor. Ama 'gülü seven dikenine katlanır' dedikleri gibi, biz de geçim için bu dikenlere katlanıyoruz. Özellikle yazın kolsuz giysiler giymekte zorlanıyoruz. Çünkü dikenler kolumuzu adeta kesiyor. Bu nedenle aşırı sıcaklarda bile zaman zaman uzun kollu giysilerle çalışmak zorunda kalıyoruz. Ama bu durumda da giysilerimiz yıpranıyor'' diye konuştu.
Duzcu, hayatının güller arasında geçmesine karşın, her kadın gibi kendisinin de gül beklediğini vurgulayarak, ''Kocam bana gül alınca çok mutlu oluyorum. Çoğu kişi 'zaten ömrün güller içinde geçiyor. Ne yapacaksın gülleri?' demesine rağmen, sevginin ifadesi olan gülü almak beni de sevindiriyor'' dedi.
Kesim işçilerinden Adem Demir de yaklaşık 5 yıldır serada çalıştığını, dışardan bakıldığında zor da görünse işinden memnun olduğunu söyledi.
Demir, serada çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadıklarını belirterek, ''Hayatımızdan memnunuz. Sıcaklar bile bizi etkilemiyor. Ailemizi geçindirmek için çalışmak zorundayız. Bu zorunlulukla işe başladığınızda zamanın nasıl geçtiğini hatırlamıyorsunuz zaten. Güllerin arasında, sessizlik için de çalışmak ruhumuza bile iyi geliyor'' dedi.
-DEMETLEMEDE MODERN MAKİNELER DEVREDE-
İşletme sorumlusu ziraat mühendisi Dilek Bircanoğlu, kırmızı, sarı, krem, beyaz, pembenin tonları, mavi ve turuncu güllerin üretimi yapıldığı seranın dünya standartlarında modernizasyona sahip olduğunu vurguladı.
Yaklaşık 11 yıldır üretim yapılan seranın, Türkiye'de en büyük ve teknik malzeme yönünden en kapsamlı üretim merkezi olduğunu ifade eden Bircanoğlu, şöyle devam etti:
''Dünya standartlarındaki seramızda iç ve dış piyasaya yönelik kesme gül yetiştiriciliği yapıyoruz. Seramız içerdiği teknoloji ve kapasite yönünden Avrupa'daki birçok seraya eşit, Türkiye'de ise lider konumunda.
Seramızın metal konstrüksiyonu Fransız, sulama ve iklimlendirme sistemleri Hollanda firması tarafından kuruldu. Isıtma sistemleri ise yine özel olarak Hollanda'da getirildi. Seramızın günlük ihtiyacı olan 300 ton suyu da yer altı kaynağından temin ediyoruz.
Ayrıca, Türkiye'de ilk kez demet ve boylama işleminde makineli sisteme geçtik. Hollanda'dan ithal ettiğimiz 4 makineyle, kesimi yapılan güller kötü yapraklarından ayıklanıp, banda yerleştiriliyor, ardından da makine otomatik olarak ayarlanan boyda kesip demetliyor. Makine üretim hızımızı da artırdı. Özellikle Sevgililer Günü, Anneler Günü gibi özel tarihlerde yoğun talebe bu şekilde daha seri cevap verebileceğiz.''
Bircanoğlu, özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara'dan yoğun talep aldıklarını, ilerleyen günlerde yurtdışına da açılmayı hedeflediklerini belirtti.
Sektörün en büyük sıkıntısının girdi maliyetleri ve ithalat olduğunu belirten Bircanoğlu, ''Özellikle seranın ısıtma ve yazın serinletme işlemlerinde doğalgaz ve elektrik ciddi maliyet oluşturuyor. Bir de özel günlerde yapılan ithalat bizleri sıkıntıya düşürüyor. Özel günlerde Kenya, Ekvator ve Hollanda'dan ciddi miktarlarda çiçek girişi yapılıyor. Oysa, Türkiye'de yetiştirilen güller ithal edilenlerden daha sağlıklı ve güzel görünüme sahip. Üstelik ithal güller, yol sürecinde zarar da görüyor'' diye konuştu.
Bircanoğlu, bir gülün maliyetinin yıllık ortalama değerlendirmesi yapıldığında 50 kuruşa geldiğini, ancak, özel günlerde yoğun talep ve daha fazla üretim nedeniyle bu rakamın yükseldiğini belirtti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz