YURTHABER

Kapat

İsrail ve İmralı

Yıllardır kin ekilip kan biçilen bu toprakların nadasa bırakılma zamanı gelmedi mi? Neyin hesabını yapıyorsunuz Allah aşkına?

Geçtiğimiz hafta ülkemiz açısından tarihi olaylar yaşandı. Bunlardan en önemlisi hiç şüphesiz israilin özür dilemesiydi. İmralıdan gelen nevruz mektubu ise önem açısından geri kalmayacak nitelikteydi. Bu olaylar dünya barışı ve iç barış adına olumlu gelişmeler gibi görünse de, millet olarak öyle bir hale getirildik ki “bunların altında asıl ne var?” sorusu hiç aklımızdan çıkmıyor.

Filistinli kardeşlerimize yardım malzemesi götürmek amacıyla yola çıkan Mavi Marmara’ya yapılan çirkin saldırı hala aklımızda ve israil o gün yaptıklarının meşru müdafaa olduğu fikrinden bir adım bile geri atmamışken, bugün ne oldu da yüz seksen derece kıvrak bir hareketle özür dileme noktasına geldi, merak ediyoruz. Özürden bir gün sonra Suriye için falan filan deseler de bunlar ancak bizim muhalefeti tatmin edecek cinsten açıklamalar. “Vay efendim gördünüz mü? Mavi Marmara için değilmiş te şunun içinmiş bunun içinmiş.”

Bu memlekette oy kaygısı yaşamadan ne zaman ortak değerler söz konusu olduğunda, eğriye eğri doğruya doğru denilecek? Söz konusu Mavi Marmara senin malın, şehitler senin çocukların, bunu yapanların tarihinde özür dilemek yok, onlar her yaptıklarının mübah olduğunu düşünüp sağa sola saldırmayı alışkanlık haline getirmişken senin devletinden pislikleri için özür diliyor, sen neyin kaygısını çekiyorsun? Bu nasıl bir devletçilik, vatanseverlik anlayışı. Dünyayı tek parmağında oynatan bir devlet, senin devletinden özür diliyor daha ne istiyorsun? Yoksa israilden, dişe diş kana kan intikam mı istiyorsun? Zannetmem, iş oraya gelince kuzu kesilirsin.

Bu özür olayına şaşırmamız için hiçbir sebep yok aslında, biz Osmanlı torunuyuz diye kasıla kasıla gezelim, üç beş yıllık bir devletle ilişkilerimizde farklı bir durum yaşanınca sudan çıkmış balığa dönelim. Olur mu böyle şey? Dünyada taşlar yerine oturuyor, geçtiğimiz yüzyılın dengeleri değişiyor. Türkiye artık hatırı sayılır bir ülke ve büyümeye de devam ediyor. Ufak tefek sıkıntılarımız var, onlarda çözüldüğünde, bu tür olaylara şaşırmak, altında bit yeniği aramak zorunda kalmayacağız, yeter ki ortak değerlerimize sahip çıkalım, birlik içerisinde hareket edelim.

Evet ufak tefek sıkıntılarımız var ve bunların en büyüğü terör meselesi. Terör meselesi halledildiğinde ülkemizin dünya devletleri arasında hakettiği yeri alacağı konusunda, her kesim hemfikirdir. Bize maddi manevi büyük kayıplar yaşatan bu meselenin çözümü için gerekli adımlar atılıyor. Geçtiğimiz hafta imralıdan yapılan nevruz açıklaması bunun iki taraf içinde arzulanan bir süreç olduğunu ortaya koydu. Mutlaka önümüzdeki süreçte küçük aksaklıklar yaşanacaktır. Meselenin dıştan ve içten çözümünü istemeyenler rahat durmayacaklardır elbette. Ama temennimiz en kısa sürede, daha fazla canımız yanmadan bu meselenin çözülmesi.

Yapılan nevruz açıklamasına şaşıran, kızan ve üzülen kesimler de var elbette bu memlekette, açık söylemek gerekirse ben de hazmedemiyorum bunca yaşanandan sonra bazı şeyleri ama bağrımıza taş basıp memleketin sulh ve selameti için katlanacağız bu duruma. Yeter ki daha fazla kan dökülmesin, evlatlarımız alsancağa sarılı tabutlar içinde peygamber ocağından dönmesinler baba ocaklarına, kınalı kuzular seçim malzemesi yapılmasın, yeter ki analar ağlamasın.

Atılan sloganlara aynı tazyikte karşılık vermek memleketimiz için ne kadar faydalı olacak bunun hesabını matematiği iyi liderlerimiz iyi yapmalı. “ vur de vuralım, öl de ölelim” diyenlere sakin olmaları yönünde telkinler yapmamız gerekmez mi? “onun da zamanı gelecek” demek kan eksik olmayan bu topraklarda kime hizmet eder? Kaç annenin yürek acısını dindirir? Bu toprakların kandan ziyade sulh ve selamet içerisinde söylenen kardeşlik türkülerine ihtiyacı var. Yıllardır kin ekilip kan biçilen bu toprakların nadasa bırakılma zamanı gelmedi mi? Neyin hesabını yapıyorsunuz Allah aşkına?

Sesi çok çıkanlar, sessiz çoğunluğun ne istediğini, ne düşündüğünü bilmiyor. Sessiz çoğunluk terör meselesinde çözüm istiyor, özür olayında Erdoğan ve Davutoğlu’nun çabalarının boşa gitmediğinin düşünüyor. Sessiz çoğunluk olaylara itidal içerisinde yaklaşmak ve meşru dairede hareket etmek gerektiğini düşünüyor.

Gaz vermeyelim, gaza gelmeyelim yeter. Güzel günler yakındır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

En Çok Aranan Haberler

Kapat