Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında ses kayıtlarını milletvekillerine dinletmesi ile ilgili sert açıklamalarda bulunarak, “Bugün de arkanızdaki perdeden CHP eski Genel Başkanı ile ilgili internete verilen bizim engellediğimiz o görüntüleri de yayınlayın” dedi.Partisinin grup toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Dün Ankara’da gerçekleştirilen tablet dağıtım töreninde öğrencilere tavsiyelerde bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, İnternet ve bilgisayarın uygun şekilde kullanılmaması, denetim ve düzen altında olmaması durumunda yararlı bir araç olmaktan, bir eğitim aracı olmaktan çıktığını ve çok acı sonuçları olan bir tehlikeye dönüştüğünü söyledi.“ABD VE AVRUPA’DA BUNA KARŞI ALINMIŞ TEDBİRLER VAR”ABD’de bu tehdidi önlemeye dönük çok sıkı tedbirler olduğunu ve Avrupa’da aynı şekilde alınmış tedbirlerin, düzenlemeler olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “Burada internetin kimi zaman nasıl bir tehdit olduğunun görülmesi bakımından bir çalışma arkadaşımızın çocuklarının başına gelen hadiseyi de özellikle anlatmak istiyorum. 12-13 yaşlarındaki iki çocuk, evdeki bilgisayarda internette gezinirken, karşılarına bir ekran görüntüsü çıkıyor. Ekran görüntüsünde çocuklardan birinin resmi var. Bilgisayarın kamerasından çekilmiş. Yani birileri bilgisayara girmiş, kamerasını kontrol altına almış ve evin içindeki görüntüyü çekmiş. Sonra görüntüyü bir sayfaya yerleştiriyor. Sizi tanıyoruz, sizi biliyoruz, adresiniz elimizde, bir polisiz jandarmayız diyerek Jandarma’nın polisin MİT’in logolarını da sayfaya yerleştirerek, çocuklardan verilen hesaba para yatırmaları isteniyor. İnanın birçok çocuk, anne babaları duymasında diye korkuyla kendilerine ekrandan emredileni yapıyorlar. Bizim arkadaşımızın çocukları korkuyla ağlayarak babalarını arıyorlar. Babaları çocukları teskin ediyor. İşte bu internette yapılan belki de en basit dolandırıcılık şeklidir” diye konuştu.“BUGÜN DE AYNISINI YAPIYORLAR”“Şimdi biz buna karşı bir tedbir alınca bir düzenleme getirince belli çevreler koro halinde sansür türküsü söylemeye başlıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan, “Bizi anne babalar anlıyor öğretmenler anlıyor. 2011’de güvenli internete geçerken işte bu çevreler sokağa döküldüler. Çocuk yaştaki kızın eline o ahlaksız pankartı tutuşturup sokakta eylem yaptılar. O zamanlar işte bu CHP tıpkı bugün olduğu gibi bu ahlaksızlara destek verdi. Çocuklara nesillere sahip çıkmak bizim anayasal görevimizdir. Ama bunların anlamak gibi bir derdi yok. Bu bizim görevimizdir. Biz bu görevi gençliğin korunması maddesinde ne emrediliyorsa bunu yapmakla mükellefiz. 2011'de internete sansür geliyor diye sokağa dökülenler bugün de aynısını yapıyorlar. Hayır. İnternete sansür gelmiyor, özgürlükler kısıtlanmıyor. Sadece ahlaksızlığa, tehdide karşı tedbir alınıyor. Neşter doktorun elinde hayat kurtarır ama katilin elinde can alır. Bu ayrıcalığı iyi tespit etmemiz lazım” dedi.“BAYKAL’IN GÖRÜNTÜLERİNİ DE YAYINLAYIN”Başbakan Erdoğan, yeni yasadan en fazla istifade edecek olanın CHP ve MHP olduğunu getirdi. En fazla kaset saldırısına uğrayan, kayıtlarla en fazla tehdit edilen, dizayn edilen CHP ve MHP olduğunu sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:“Biz yeni İnternet düzenlemesi ile sadece çocukları değil CHP'yi, MHP'yi, diğer partileri de alçakça tehdit ve şantaj karşısında koruma altına aldık. CHP ve MHP içten içe düzenlemeyi savunuyorlar. Ama bunlara şantaj yapan bunları esaret altına alan paralel yapıya şirin görünmek için seslerini çıkarmıyorlar. Geçen hafta CHP Genel Başkanı grup salonuna ses sistemi kurdurmuş. Yayınlanması yasadışı olan ses kayıtlarını milletvekillerine dinletiyor. Bu dinlemeler tamamen hukukuz şekilde yapılmış, hukuk çiğnenmek suretiyle dosyalara konuşmuştur. Bu dinlemeler tamamen hukuksuz şekilde kamuoyuna sızdırılmıştır. Ortada bırakın hukuku çiğnemeyi suç işlemeyi çok açık şekilde bir ihanet vardır. Madem öyle, madem ahlaksızlık, kuralsızlık bu boyutlara kadar ulaştı. CHP'ye bir çağrı yapıyorum; bugün de arkanızdaki perdeden CHP eski Genel Başkanı ile ilgili İnternete verilen bizim engellediğimiz o görüntüleri de yayınlayın. Aynı şekilde yine genel başkan yardımcısı veya grup başkanvekilimidir bilemiyorum onunla ilgili yayınlar yapıldı onu da verin. Madem bu kadar ahlakı ayaklar altına aldınız bu kadar yasaları hiçe saydınız, bugün de grup salonunda CHP'li belediye başkanlarının rüşvet pazarlıklarını da yayınlayın. Eğer cesaretiniz varsa, bugün patronunuzun ananaslı, tespihli, Ugandalı ses kayıtlarını da yayınlayın. Hakimlere, savcılara verilen ihanet talimatlarını yayınlayın. Hatta açın o beddua görüntülerini hocanız beddua etsin siz de salonda CHP'liler olarak hep birlikte amin deyin.”“İŞİNİZ SADECE BEDDUAYA KALDI”Bugün bir gazetede yayınlanan karikatür ile ilgili de açıklama yapan Başbakan Erdoğan, “Bugün bir tane karikatür var bir yerde, malum medya diyeceğiz artık. İşe alınmada veya memur alımında jüri karşısında imtihana girecek olan güya üç tane önünde AK Parti karşıtı koymuşlar. 3 tane AK Partili onları devlete alıyor. Ya bunu siz yaptınız siz. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyorsunuz. Siz paralel devleti oluştururken sizin zihniyetinizde olmayan kimseyi devlete almak istemediniz, bunun adımlarını attınız. Şimdi elinizden bu güç gidiyor diye çılgına döndünüz, bunun için bu kadar bağırıp çağırıyorsunuz. Bu ülkede bunları yaptınız. Ve şimdi de bunlar elinizden gidince hoplamaya zıplamaya başladınız. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İşiniz de bundan dolayı sadece bedduaya kaldı. Biz beddua ile değil dua ile yürüyoruz. Biz milletin duası ile yürüyoruz. Hamdolsun bizim arkamızda 77 milyonun duası var. Bizim arkamızda Filistinli, Mısırlı, Somalili, Açeli, Myanmarlı mazlumun duası var. Bizim arkamızda önünde parçalanmış çocuğu ellerini havaya açarak rabbe açarak feryat eden aynı zamanda da bize hayır duaları eden o tertemiz o samimi yüreği paramparça Suriyeli annelerin duaları var. Onun için açık açık ifade ediyorum; kimin elinde ne varsa hiç çekinmesin ortalığa döksün. Hangi görüntü hangi ses kaydı varsa hepsini ortalığa saçsınlar. CHP ve MHP'nin zaten siyaset yapmak için kırıntılara ihtiyacı var. Buyursunlar CHP ve MHP’nin önüne o kırıntıları o yemleri atsınlar. Korkaklar zafer anıtı dikemezler” şeklinde konuştu.Başbakan Erdoğan, Ak Parti’din istifa eden milletvekillerine de göndermelerde bulunarak, “Bizim içimizde korkaklar vardı. Bizim içinde zor zamanda dik durmayanlar vardı. Bu partinin içinde korkaklara yer yoktur. Şunu da lütfen unutmayın, biz bu makamlara medyanın üfürmesi ile değil sermayenin desteği ile değil milletin mührü ile geldik. Üstelik buraya medyaya rağmen geldik. 28 Şubat’ta bu medya bize en alçakça saldırıları yaptı. Ceza aldığımda muhtar bile olamaz diyerek adeta zil takıp oynadılar. Onların muhtar bile olamaz diyerek alay ettiklerini bu millet başbakanlık makamına yükseltti. Çok daha enteresan '411 el kaosa kalktı' diyerek milli iradeyi aşağılayanlara AK Parti’nin kapatılması için ellerinden geleni yapanlara rağmen biz bugün buradayız. Şu an o malum medya koro halinde hep bir ağızdan bize saldırıyor. 28 Şubat’ta yaptılar milletin cevabını aldılar. Partimize açılan dava sürecinde aldılar milletten cevabı. Başörtüsü oylaması sırasında cevabı aldılar. Her seçim koro halinde saldırdılar, cevabını aldılar. Hiç endişe etmeyin. İşte bu medya 30 Mart'ta da gereken cevabı milletten alacak. Hiç şüpheniz olmasın. Bunlar hangi manşeti atarlarsa atsınlar, son manşeti sandıkta millet atacak. Ekranları başında bizi izleyen aziz vatandaşlarımız atacak” ifadelerini kullandı.“VİCDAN, VİCDAN, VİCDAN”“Medya tarihinde en aşağılık en alçakça en müptezel linç girişimi yapılıyor” diye konuşan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:“İnanın tarihte bunun bir başka örneğini görmüyoruz. Bir kadıncağız, açık söyleyeceğim bizim Bahçelievler Belediye başkanımızın gelini, Kabataş'ta yanındaki 6 aylık çocuğu ile linç girişimine maruz kalıyor. Buna ifade vererek izah ediyor, yetmedi adli tıp raporu ile kendisinin ve bebeğin vücudundaki darp izlerini belgeliyor. Haziran ayındaki bu alçakça linç girişimi yetmezmiş gibi 8 ay sonra bu sefer de medya yeniden linç girişimine başlıyor. O malum gazeteler, televizyonlar aynı yerden emir ve talimat alarak aynı cümlelerle aynı manşetlerle genç bir kadın üzerinden linç kampanyası başlatıyorlar. Ya Allah aşkına, sizin insanlığınız öldü mü? Sizin vicdanınız bu kadar mı karardı? Akşam eve gidince çocuklarınızın eşinizin annenizin babanızın yüzüne nasıl bakabilir yosunuz? Aynı hadise sizin başınıza gelseydi böyle mi davranırdınız. Şimdi iki hafta sonra 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlanacak. Hangi yüzle kadın haklarından bahsedeceksiniz, hangi yüzle kadına şiddete hayır diyeceksiniz. Bundan sonra her tecavüze uğrayan kadın bunları ikna etmek için elinde görüntü kaydıyla mı dolaşacak? Kocasından şiddet gören eli yüzü kan içindeki kadın iddiasını ispat için elinde kayıtla mı gelecek? Sokakta kurşunlanarak öldürülmüş kadın cesedinin yanına artık görüntü kaydı mı bırakacak? Ortada ifade tutanağı var, adli tıp raporu var, linç edilmiş bir kadın var darp edilmiş bir bebek var bunlar çıkmışlar olayın nasıl olmadığını ispat etmeye çalışıyorlar. Vicdan, vicdan, vicdan... Eğer o kadıncağız başörtülü olmasaydı bu linç olur muydu? Dün başörtüsüne furuat diyenler işte bugün başörtülü bir kadın üzerinden başörtüsü düşmanlığını sürdürüyorlar. Bunu yapanların ilkeleri yok, sınırları yok. Bunlar için helal yok, haram yok. Bunlar her işi meşru görüyorlar. Çünkü anlayış şu ilke şu; amaca ulaşmak için her yol meşrudur. Gerektiğinde Hz. Peygamberi miraçtan indirip kamyonete bindiriyorlar, o şekilde her istediklerini meşru hale getiriyorlar. Ama ben diğerlerine sormak istiyorum, ya siz bunların arkasına neden takıldınız, sizin bunlarla ne işiniz var? Cevabı çok basit; Geziciler ile paralel örgütün patronu bir. Bunlar zaten ezelden kardeştirler. İşte şimdi de dayanışma içinde millete karşı milli iradeye karşı birlikte operasyon yürütüyorlar. Biz bunları 28 Şubat'taki manşetlerinden aynı zamanda ihanetlerinden de tanırız. Başlıklardan bir tanesi; 'beceremediniz artık bırakın' manşetini bu millet unutmadı ve unutmayacak. O ihaneti, o hançeri 28 Şubatçılarla yapılan o işbirlikçi tavrı bu millet unutmadı ve asla unutmayacak.”“BU ALÇAKLIĞIN, BU İHANETİN HESABI DA ER YADA GEÇ BU HAİNLERDEN SORULUR”Başbakan Erdoğan, “Hz. Yusuf'u kuyuya kardeşleri atmıştı. Allah o Yusuf'u kuyudan çıkardı Mısır'a vezir yaptı. Kardeşlerinin kuyuya attığı Yusuf'u kör kuyulardan çıkaran Allah Kadir-i Mutlaktır. Unutmayın manşetlerin dediği değil, milletin dediği, Allah'ın dediği olur. Bu alçaklığın, bu ihanetin hesabı da er yada geç bu hainlerden sorulur. İşte onun için bir an bil olsun rehavet içinde olmayacağız, boş bulunmayacağız. Şunu özellikle bilmenizi istiyorum; 17 Aralık darbe girişimi tam anlamıyla çökmüştür, geri tepmiştir. Ekonomiye milli kurumlara istikrara yönelik saldırı tamamen püskürtülmüştür. İşte şu anda şu kısa sürece 4 milyar dolar yaklaşık tekrar Türkiye'ye döndü. Şimdi bu onları rahatsız ediyor. Şu anda paralel başını çektiği ittifakın iki hedefi var; bunlardan biri 30 mart seçimleri diğeri de çözüm süreci. 30 Mart seçimlerine AK Parti olarak gümbür gümbür giriyoruz. Yaptığımız anketlerde AK Partinin 2011 seçimlerindeki oy oranını muhafaza ettiğini görüyoruz” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz