Alanya'da hediyelik eşya sektörü, girişimci kadınların en önemli alanı

Önemli turizm merkezlerinden biri olan Antalya’nın Alanya ilçesinde, hediyelik eşya sektöründe kadınlar önemli bir yer tutuyor. El emeği, göz nuru ürünleri satarak aile bütçesine katkı sağlayan kadınlar, aynı zamanda vakitlerini değerlendirmiş olmaktan mutlu.
Yaşları 35-60 arasında değişen 76 kadın, açtıkları tesgahlarda el emeği göz nuruyla takı, örgü, tığ, bağlama, volkan taşları, ip bağlama ile hediyelik eşya yapıyor. Belediye arkasında bulunan tezgahında yaptığı hediyelik eşyaları satarak eşine destek olan girişimci kadınlardan Dilek Tapucuoğlu, kazandığı parayla evinin elektrik, su, telefon faturaları ve ev pazarı gibi giderlerini karşılıyor. Tapucuoğlu, "Evde oturup komşularla çene yapacağıma hem vakit geçiriyorum, hem de para kazanıyorum." dedi.
Alanya’da denizden topladığı taş, midye ve kum ile hediyelik eşya yaparak satan Nesrin Aksaç (50) da, emekli olan kocasına katkı da bulunuyor. Taştan bebek, kaplumbağa, buzdolabı süsleri yapan Aksaç, aynı zamanda taşların üzerine güzel resimler ve figürler işleyerek cilalayıp satıyor. Midye, kum ve taşı kullanarak takı çeşitleri, kalemlik, cetvel gibi çeşitli eşyalar yapıp sattığını belirten Aksaç, saksılara resim, albümlere, cam şişelerin üzerine Alanya Kalesi figürlerini de yapıyor. Topladığı taş, midye ve kum ile hediyelikleri genelde kış aylarında yapan Aksaç, yaz aylarında da satıyor. Alanya Belediyesi tarafından İskele de kendisine tahsis edilen yerde satış yapan Aksaç, aynı zamanda ressam olduğunu söyledi.
12 yıldır kendi ördüğü şal, etol, bebek giysisi, bluz, hırka, yelek, namaz takkesi, patik, çorap ve tülbentleri tezgahının başında hem ördüğünü hem sattığını belirten Asiye Efe (52) ise, fiyatların 5 liradan 50 liraya kadar çıktığını söyledi. Kocasının en büyük destekçisi olduğunu ifade eden Efe, burada her geçen gün yeni örgüler yaparak kendini geliştirdiğini belirtti.
Yurt dışından da müşterilerinin çok olduğunu ifade eden 55 yaşındaki Gülcan Güney, eşinin sadece turizm sezonunda iş bulabildiğini, kış aylarında kendisinin aile bütsesine katkıda bulunduğunu ifade ediyor. Bir oğlunun asker, birinin okuduğunu, üstelik evlerinin kira olduğunu kaydeden Güney, "Bu nedenle benim çalışmam önem kazanıyor. Böylece vakit geçiriyoruz burada. Güzel şeyler öğreniyoruz. İngilizce dilini bilmeyenler az da olsa öğrenenler de oluyor. Burası hem ekmek kapısı hem de eğitim alanı gibi bir yer.” şeklinde konuştu.