Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Şınrak Uludere’de terörist zanedilerek F-16’ların bombalaması sonucu hayatını kaybeden 35 vatandaşın ailelerine tazminat ödeneceğini açıkladı. Arınç, tazminatın dışında ailelere özel imkanlar verilerek kucaklaşma sağlanacağının altını çizdi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 6,5 saat süren Baknalar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada güvenlik konusunun masaya yatırıldığını söyledi. Arınç, Şırnak Uludere’de yaşanan ve 35 yurttaşın hayatını kaybettiği fevkalade üzücü olayın her yönüyle değerlendirildiğini aktardı.
Uludere’de meydana gelen olayla ilgili Genelkurmay ve MİT’in ayrı ayrı açıklamasının olduğunu hatırlatan Arınç, Bakanların Uludere’ye gittiğini söyledi. “En yakınlarımızı kaybetmiş bir haleti ruhiye içindeyiz. Ancak bilelim ki olayın yaşandığı yer sınır ötesi harekatın yapıldığı bölgedir. Sinat-Haftanin terörist hareketlerinin çok yoğun yaşandığı bir bölgedir.” diyen Arınç, 50 kişiye yaklaşan grubun düzenli birerli kolda gittiğini ifade etti. İnsansız Hava Araçları ile bu bölgenin takip edildiğini 4 saate yaklaşan görüntü izlendiğini aktaran Arınç, bu haberlerin birbiriyle örtüştüğünde harekat konusunda talimat verildiğini belirtti.
'İŞARET FİŞEKLERİ VE TOP ATIŞIYLA UYARI YAPILDI, CEVAP GELMEDİ'
Güvenlik birimlerinin bundan sonraki olayların hepsinde canlıya karşı teslim olması için ikazda bulunduğunu hatırlatan Arınç, “Öncelikle işaret fişekleri atılmış olay yeri aydınlatılmış, daha sonra top atışı yapılmıştır. Daha sonra grup hareketlerine devam etmesi üzerine uçaklarla bombalama yapılmıştır. Vatandaşlarımız hayatını kaybetmiştir. Bazı medya organlarının sorumsuz ve tahrik edici başlıkları kesinlikle reddediyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz bunları yapmazlar, yapamazlar. İlk incelemelerin olayda bir kasıt söz konusu değildir. Bunu ortaya atanlar bir takım duyumları ortaya atıyorlar. Bir ihmalin, zaafiyeti olup olmadığı konusunda incelemeler devam etmektedir. Her olaydan sonra adli soruşturma yapılmaktadır. Bunda da yapılmaktadır.” diye konuştu.
Ölenlerin yakınlarının devletine milletine bayrağına bağlı insanlar olduğunu kaydeden Arınç, “Olaydan büyük üzüntü duymaktadırlar. Başbakan’a söyledikleri söz ‘Biz evlatlarımızı size emanet ediyoruz.’ dediler. Bu bizim vicdani sorumluluğumuzdur. Örgütün baskın ve korkutması neticesinde tabutlara bayraklar asması köylüler tarafından reddedilmiştir. Maalesef İnsansız Hava Araçları ile insanların kimliklerinin tespiti mümkün değildir.” dedi.
Ölenlerin ailelerine tazminatın derhal verileceğinin altını çizen Arınç, “Ölenlerin ailelerine özel imkanlar sağlanarak kucaklaşmamız sağlanacaktır. Tazminat konusu yasal konudur. Kanunda öngörülen miktarın başka kaynaklarla arttırılması mümkün olacaktır.” şeklinde konuştu.
Açıklamaların ardından soruları cevaplayan Arınç, istihbaratın nereden geldiğine ilişkin soruya, “Kaynağımız bir veya iki değil. Önemli olan insan kaynaklarıyla ve teknik imkanlarla alınan bilgilerin doğru analiz edilmesi önemli. İstihbaratı MİT, emniyet ve jandarma kaynaklı değildir. Her biri ince imbikten geçirilerek yerine getirilmektedir.” cevabını verdi.
'TOPLULUĞUN YÖNLENDİRİLMESİ MÜMKÜN OLABİLİR'
Böylesi bir topluluğun yönlendirilmiş olabileceğini de dile getiren Arınç, “Kaçakçılık amacıyla gidilmiş olsaydı birilerine ulaşarak biz terörist değiliz şuradan şuraya gidiyoruz diyebilirlerdi fikri oluşuyor. Bu kişilerden bize intikal eden sözlerden kendileri ikaz edilmesine rağmen böyle bir şey gelmemiştir. Hiçbirisinin terör eylemine katılmayan kişilerin böyle bir bombardıman yapılması bu kadar delil olması lazım. İkazlar yapılacak, ikazlardan olumlu sonuç alınmayacak. Burada bir hata ihmal söz konusu olabilir mi? Araştırıyoruz. Olay bütün açıklığıyla ortaya konulacak.” diye konuştu.
BDP'nin işinin gücünün istismar, işlerinin güçlerinin terörle mücadeleye zarar vermek olduğunu dile getiren Arınç, “İhmal veya hata söz konusu olacaksa yakınlarından özür de özürün ötesinde kucaklaşmak helalleşmek doğru olacaktır. Şimdilik kürsüye çıkıp resmi olarak özür dilemek olumsuz beklenti olur.” dedi.
'KILIÇDAROĞLU’NA HELİKOPTER GÜVENLİK GEREKÇESİYLE VERİLMEMİŞ'
Kılıçdaroğlu’nun helikopter verilmemesi konusunun hükümetin meselesi olmadığını belirten Arınç, “Ana muhalefet partisinin lideri de olsa bir kişiye helikopter tahsis edilecektir diye bir şey yok. Anamuhalefet yideri yılbaşını geçirmek için Van'a, ardından da Erciş'e, bu olay da duyulduktan sonra da Uludere’ye taziyeye gitmek için Sayın Hamzaçebi helikopter talebini Sayın İçişleri Bakanına aktarılmış. İçişleri Bakanımız da helikopter müsaitse biz genel başkana tahsis edelim demiş. Bakanlar gibi siyasi liderler de kullanabilmeli. Ama işin bir inceliği var. Bakanımız bütün samimiyetiyle bunu iletmiş. Jandarmaya ait bir veya iki helikopterler Van’da, polis helikopteri ise Diyarbakır’da. Van'da ki güvenlik görevlileri Ankara’ya ulaşarak bir helikopter verebiliriz, şu an terörist hareketlilik var. Güvenlik amacıyla bu bize lazım denildiğinde İçişleri Bakanı da, Akif Hamzaçebi'yi arayarak, helikopter verecektik fakat güvenlikle ilgili hareketlilik var, helikoptere ihtiyaç var şeklinde bilgi vermiş. Hamzaçebi de 15-20 dakika sonra makul karşıladığını belirtmiş. Gürsel Tekin’in bindiği araca İran plakalı TIR’ın çarpması beklenmeyen bir harekettir. Bu helikopterle bir ilgisi yok tabi ki.” dedi.
EMEKLİYE İNTİBAK FARKLARI BU YILA YETİŞECEK Mİ?'
Arınç, başka bir gazetecinin İntibak Yasası’ndan doğan farkların emeklilere 2012 yılı içinde ödenip ödenmeyeceğini ilişken soruya “Biz koalisyon hükümeti değiliz kardeşim. Bu hükümet 13,5 katrilyon ödedi. Tasarı bugünlerde Meclis’e geliyor. 2000 öncesi 2000 ve 2008 ve daha sonrasını ilgilendiriyor. Şimdiden gözleri aydın olsun.” karşılığını verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz