BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'a yönelik linç girişiminde kendisinin azmettirici olarak gösterilmesine tepki gösterdi. Kaplan, “Beni azmettirici, provokatör olarak gösterenlerin alnını karışlarım.” dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, partisinin grup toplantısından önce gazetecilerin sorularını cevapladı. Uludere’de Kaymakam'a linç girişiminde azmettirici olarak isminin geçtiğinin hatırlatılması üzerine Kaplan, “Orada olmadığım bir anda Kaymakam Bey’e üzücü bir öfke patlaması olmuş, anında beş BDP yöneticim müdahale ederek kaymakamı korumuş. Kendi de ‘köylüler kurtardı’ diye ifade etti. Evet, onu oralı olan benim il encümenim kurtardı.” dedi.
“Kaymakamı o durumdan kurtaran biziz.” diyen Kaplan şöyle devam etti: “Herkes Hasip Kaplan’ı tanır. Hasip Kaplan asla böyle bir şeyi yapmaz. Tanıdığım bir Kaymakam. Kendisi ile daha önce görüşmüştüm. Kesinlikle böyle bir şey yok. Bunu yazanlar, yalan ifade verenler, iftira edenler hakkında avukatlarım gereğini başlattı. Hem hukuki hem cezai…"
Tek gündemlerinin '35 can’ olduğunu söyleyen Kaplan, “Hükümetin Başbakan Yardımcısı Atalay, bakanlar ve milletvekilleri bana can borçlular. Ben onların hayatlarını kurtardım.” iddiasında bulundu. Saldırı olacağını sezinlediğini söyleyen Kaplan, “Bunun önlenemeyeceğini gördüm. Bu tedbiri de uyguladım.” şeklinde konuştu. Olayı duyar duymaz müdahale ettiğini kaydeden Kaplan, “Bunu bile bile çarpıtıp, beni azmettirici, provokatör olarak gösterenlerin alnını karışlarım. Öyle çocuk oyuncağı değil bu. Herkes haddini bilecek.” ifadesini kullandı.
İlan edilen üç günlük yasın sona erdiğini hatırlatan Kaplan, “Bugünkü toplantımızda hem Meclis’te ne yapacağız, hem dışarıda ne yapacağız, bunun planlamasını yapacağız. Bu katliamı aydınlatma ve sorumlulara hesap sorma konusunda son derece kararlıyız. Bunun çalışmalarını yapacağız.” dedi. Kaplan, olayın sorumlularının bir an önce açıklanmasını da istedi.
Bir gazetecinin, “Bakanlar oraya gelselerdi saldırıya mı uğrayacaklardı?” şeklindeki sözleri üzerine Kaplan, şunları dile getirdi: “Çok öfkeli bir topluluk ve kontrol edilemez bir durum vardı. Hepsi silahlı. O köylerin hepsi korucu. En az o civardaki 200 köyün hepsi korucu. Herkeste devletin verdiği silah var. Sen onun çocuklarını öldürdüğün zaman o silah kime karşı döner, nasıl döner onu kestiremezsiniz. Kitle psikolojisini okumak lazım. O kadar kolay değil. Devletin bunu görmemesi körlüktür. Bizden kopukluğu en büyük körlüktür. Eğer zerre haysiyet olsaydı zerre kadar insanlık olsaydı bizim orada olduğumuzu biliyorlardı. Bizimle en azından bir diyalog kurarlardı, bir telefon bağlantısı kurarlardı. 35 kişi yaşamını yitirmiş, bakanlar dönerdi bize ‘ne oldu’ derdi. Bir buçuk gün kimse gelmedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz