Bursa'ya Devasa Cezaevi Kampüsü

Bursa'nın Yolçatı Mahallesi'ndeki 213 bin metrekarelik alan, cezaevi kampüsü inşası için Adalet Bakanlığı'na tahsis edildi.

Cumhuriyet tarihinin en yoğun doluluk oranına sahip E ve H Tipi Kapalı İnfaz kurumlarının yetersiz kalması üzerine Adalet Bakanlığı'nın uzun süredir devam eden yeni cezaevi için yer arayışı son buldu. Yapılan çalışmalar doğrultusunda Nilüfer ilçesi Yolçatı Mahallesi'nde bulunan Hazine'ye ait 3 ayrı parselli toplam 213 bin 450 metrekarelik mera vasfındaki arazi, Adalet Bakanlığı'na tahsis edildi.

Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Namık Yılmaz, yeni cezaevi kampüsünün inşasına en yakın zamanda başlanacağını müjdeledi.

Bilindiği gibi 500 kişilik kapasiteye sahip Bursa H Tipi'nde bin, bin 441 kişilik E Tipi'nde ise bin 350 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Gemlik Açık Cezaevi'nde ise yaklaşık 300 mahkum yatıyor.

“BURSA'YA MODERN BİR CEZAEVİ ŞARTTI”

Bursa Baro Başkanı Zekeriya Birkan, cezaevlerinin devletin namusu olduğunu belirterek, mahkumların can ve mal güvenliğinin devlete emanet olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu önemli bir ihtiyaçtı. Mevcut cezaevi yetmiyor ve eski tip bir cezaeviydi. Bursa’ya modern bir cezaevi şarttı. Ayrıca şu anki cezaevi şehir merkezinin içinde kalmış durumda. Güvenlik tedbirleri açısından cezaevlerin şehrin dışında olması gerekir. Bunun modern ve kampüs şeklinde olması da elbette ki olumlu. Bu cezaevleri inşa edilirken mahkumların can güvenliği, çocukların ve kadınların durumu ve özellikle de tutuklu ve hükümlü olanların yeniden topluma kazandırılması için meslek edindirme kurslarıyla birlikte bir kompleks halinde yapılmasına dikkat edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Biz de Bursa Barosu olarak özellikle avukatların cezaevine gidişi, müvekkilleriyle görüşmeleri, görüştükleri mekanların düzenlenmesi için Adalet Bakanlığı’na gerekli taleplerimiz olacaktır. Ancak cezaevi yapılması her ne kadar mevcut durum için bir gereklilik ise de yine de kulağa hoş gelen bir şey değildir. Fakat bu toplumsal yaşamımızın da maalesef bir gerçeği” dedi.