SPOR

'Fenerbahçe'de Stoch bir silah'

Spor yazarları, UEFA Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe'nin Zorya Luhansk'ı 2-0 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdiler.

'Fenerbahçe'de Stoch bir silah'

KİLİDİ STOCH ÇÖZDÜ (AHMET ÇAKAR)

Zorya ilk yarıda her kontratağında en az 3-4 oyuncusuyla Fenerbahçe ceza alanına kadar gelebildi. Ama Ukrayna takımının kalitesi belli. Son paslar ve final vuruşları Fenerbahçe'yi de pek zorladı diyemeyiz. Bu yarıda Emenike, forvet hattındaki oyuncularla hiçbir uyum sağlayamadı. Fenerbahçe ikinci yarıya Emenike'nin yerine Stoch'u alarak başladı. Bu yarıda da büyük oranda eski kimliğine büründü. İleride basan, rakibe fazla pas ve kontratak imkanı vermeyen bir görünüm sergilediler. Kilidi çözen de oyuna ikinci yarıda giren Stoch oldu. Yaklaşık 25 metreden müthiş vurdu ve Fenerbahçe'yi öne geçirdi. Bu golden sonra Fenerbahçe için her şey güllük gülistanlık gerçekleşti.

EMENIKE ŞANSINI KULLANAMADI

Fenerbahçe art arda 5. maçını kazandı. Üstelik Avrupa Ligi'nde içeride oynadığı her maçı kazandı. Bu asla kolay bir performans değil. Fenerbahçe için bundan sonra gerek lig gerek Avrupa çok daha rahat geçecek gibi görünüyor. Üstelik Advocaat, birçok oyuncunun fizik ve ruh halini iyi analiz etmiş. Kimi değiştireceğini, kimi rotasyona çekeceğini çok iyi belirliyor. Mesela; Van Persie'yi asla üç gün arayla oynatmıyor. Ya da Emenike'ye fırsat vereceği maçları iyi tayin ediyor ama dün gece Emenike verilen şansı iyi kullanmadı. Sonuçta Fenerbahçe'de birçok şey rayına oturmuş gibi.

ADVOCAAT İLK YARIDA TERİNİ... (GÜRCAN BİLGİÇ)

Devre bitene kadar sağlı-sollu ataklarla geldiler, şutlar çektiler ve hep golün etrafında dolaştılar. Eğer tabela "sıfır" yazdıysa, bu oyuncu kalitesinden kaynaklandı. Bu süreçten çıkıp soyunma odasına gittiğinde, Advocaat'ın alnında biriken terleri, elinin tersiyle attığını farz edebiliriz. İkinci yarıda Miroslav Stoch tercihi ile birlikte, kendine gelen ve ne oynaması gerektiğini bilen bir Fenerbahçe izlemeye başladık.

UEFA MAHKUM ETTİ

Önde top tuttular ve hücum presi kırdılar. Rakip alanda top yapmaya, bindirmelere ve zorlamaya başladılar, taraftarı da arkalarına aldılar. Rüzgar ters dönünce, fırsatlar da belirmeye başladı. Buna rağmen atılan iki golün ilki uzaktan mükemmel bir şutla geldi, diğeri ise duran toptan. Bir elin parmaklarıyla sayılabilecek diğerlerinde ise ciddi şekilde kalite sorunları vardı. Doğru sonucu almak ve son maça kadar iddiasını taşımak adına tüm gerekenlerin yapıldığı ve istenilenin elde edildiği bir 90 dakika yaşadık. Ancak mücadele ettiği maçlarda zirveye çıkan takım karakterinin, oynaması gereken de "yetersizlik" sinyalleri vermesi, yönetimin ciddi şekilde düşünmesi gereken bir konu. Çünkü bu takımı o hale onlar getirdi, UEFA'nın yasaklarına onlar mahkum etti.

FENERBAHÇE BUNA ALIŞIR (SERKAN AKCAN)

Fenerbahçe’nin, Kasımpaşa maçından bu yana oynadığı bu oyun taraftar için hiç cazip olmayabilir. Advocaat eldeki malzemeye göre yeni bir oyun yazılımı geliştirdi ve Fenerbahçe’nin önceliği topun karşısında doğru durmak. Fenerbahçe camiasının buna alışması uzun sürmez. Neticede Konya maçından bu yana kaybetmemeyi de, United ve Galatasaray’ı devirmeyi de bu yeni oyun yazılımına borçlular. Fakat yine de Zorya karşısında ilk yarı oynanan oyunun tarifini yapmak herkes adına çok zor olsa gerek. Yoğun psikolojik baskıya maruz kalmış bir oyuncu grubunun United ve Galatasaray gibi parlak zaferlere imza atmasının ardından bu tür mental dağınıklık yaşaması gayet normal görülebilir. Ama Fenerbahçe, Zorya ceza sahasına ilk girdiğinde tabela 25. dakikayı gösteriyordu.

BİR ANTRENÖR DAHA NE İSTER Kİ!

Emenike’nin yerine girdikten sonra Stoch sola, Sow santrfora, Volkan da sağ forvete geçince Fenerbahçe fabrika ayarlarına dönebildi. Stoch’un 35 metreden attığı nefis gole şapka çıkartılır o ayrı ama asıl önemli olan Fenerbahçe’nin oyun merkezini öne taşıyarak takımının pozisyon yemesini önledi. Maç maç yeni bir yıldızla tanışıyor Fenerbahçe taraftarı. Bence Aralık ayına girerken Advocaat adına en kıymetli gelişme kesinlikle bu. United kahramanı Alper, Akhisar’da Aatif, derbide Souza, Zorya’ya karşı Stoch. Bir antrenör daha ne ister ki!

MANCHESTER UNİTED İLE EL ELE

Fenerbahçe kadrosu içerisinde en fazla saygıyı hak eden oyuncu kim deseler kesinlikle ilk sıraya Souza’yı yazarım. Pereira sezonunun vasatıydı, Advocaat’ın da satış listesindeydi. Topal ile Kjaer’in aynı anda olmadığı dönemde bulduğu şansı öyle kullandı ki, resmen bir yeniden doğuş hikayesi. Zorya’ya karşı Fenerbahçe’nin tempo ayar düğmesi gibiydi. Fenerbahçe için haftalardır iddiam, grubu 11 puanla bitirmesi yönündeydi. Sanırım artık gerçekleşme ihtimali çok yüksek. Advocaat ve öğrencileri Feyenoord’a son maçta yenilmez en kötü 11 puana ulaşır ve United ile el ele turlar.

FİLMİN ADI: "KAZANMAK SANATI" (HAKKI YALÇIN)

Dün gece gördük ki, hatalar dönülmek içindir. İlk yarıda Fenerbahçe adına derin bir hayret ve rehavet. İkinci yarıda futbola dönüş. Ve tedirginlikle açılıp, alkışlarla kapanan perde. Filmin adı; "kazanmak sanatı" Mücadele gücüyle itibar gören Fenerbahçe'den farklı bir başlangıç beklemiştim. Ama baktım da takım savunmadan top çıkarmakta zorlanıyor. Zorya'nın gücünü zamana yaymakla, sahaya yayılmak arasında dişli bir duruşu var. Orta alanı istediği gibi çekip çevirirken cesur bindirmeler de yapıyor. Özellikle Şener'in kanadı rakibin bereket alanı. Sahada çırpınan bir Josef var..

İYİ FUTBOL TEFERRUATTIR

Aşkın ikinci perdesinde farklı bir Fenerbahçe izledik. Orta alanı parselledi, pas oranını yüksek tuttu, kanatları dilediği biçimde kullandı. Şener kendine geldi, Kjaer ve Skrtel heybetli duruşlarını hücuma katılımla zenginleştirdi.

Volkan ve Alper'in bindirmeleri, ilk yarıdaki rakip savunmanın kof yanlarını işaret ederken, sahadaki en anlamlı değişikliğin işaret fişeği Stoch'dan harika bir gol izledik. Ardından Kjaer'den rakibin bütün direncini yok eden kafa golü.

Ve gecenin final sahnesindeki alkışlar. Dünkü galibiyetin tek tanımı vardı. "Mücadele!" Kötü oynadığı varsayılan zamanlarda bile takımı ayaklandıran en görkemli sistemdir ruh. Fenerbahçe'nin galibiyete ayarlı makineye dönüşmenin sırrı da o ruhta. Böyle gecelerde söz konusu 3 puansa, iyi futbol teferruattır. O yüzden Fenerbahçe takımının dün gece dışa vurduklarından daha fazlasını Feyenoord maçına sakladığına kuşkum yok.

İLK YARI VARLIK GÖSTEREMEDİ (GÜNTEKİN ONAY)

lk yarı oynanan futbola anlam vermek güçtü. F.Bahçe’nin Zorya gibi zayıf bir rakip karşısında oyunu kendi yarı sahasında kabul etmesi, topa sahip olamaması ve hemen hemen hiç hücum yapmaması kabul edilemezdi. 2’nci yarıda ise oyunun mutlak hakimi olan bir F.Bahçe izledik. Bu oyun farkı sadece Emenike’nin çıkması ile izah edilebilecek bir şey değil. Evet, Nijeryalı sahada hiç bir varlık gösteremedi ama işin aslı F.Bahçe’nin rakibini daha önde karşılaması ve pres yapmasıydı. Ayrıca topa sahip olduğu zaman da çok daha hızlı oynadı sarı-lacivertliler.

OZAN'SIZ 6 GALİBİYET

Emenike’nin yerine Stoch girdikten sonra Sow santrfora geçti, gününde olduğu zaman son derece etkili bir silaha dönüşen Slovak futbolcu attığı nefis golle de kilidi açan isim oldu. Ardından duran top ile gelen Kjaer’in 2’nci golü de F.Bahçe 3 puana uzanmasını sağladı. F.Bahçe kendi yarı sahasında kaldığı zaman iyi savunma yapıyor. Manchester United ve G.Saray’ı bu anlayışla yendi. Zorya gibi rakipler karşısında ise ilk yarı değil 2’nci yarıdaki gibi daha ofansif bir futbolu tercih etmesi olması gereken. Fizikli, disiplinli, organize ve iyi savunma yapan F.Bahçe, hücumu ise Lens, Van Persie, Stoch, Aatıf ve Sow gibi daha teknik oyuncular varken nitelikli yapabiliyor. Ligde ve Avrupa’da oynadığı son 6 maçı kazanan sarı-lacivertli ekip ilginçtir bu müthiş seriyi Ozan Tufan’ın olmadığı periyotta elde etti. Genç oyuncu döndükten sonra Advocaat’ın tercihi nasıl olacak? Bu da merak konusu.

STOCH VE KJAER YETTİ (İLKER YAĞCIOĞLU)

Rakibin de az gol yiyen bir takım olması Fenerbahçe'nin işini zorlaştırıyordu. Advocaat'ın fazla rotasyon yapmadan çıkarttığı 11 ilk 45 dakikayı keyifsiz geçirdi. Hücumda etkili olamazken kendi kalesinde de net olmasa da rakibin etkili olabileceği pozisyonları verdi. Her halde devre arasında Advocaat oyuncularını tempolarından dolayı uyarmış olmalı ki ikinci yarıda çok daha iyi oynayan bir F.Bahçe izledik. Stoch'un oyuna girmesi ve attığı müthiş gol kilidi açarken Kjaer'in kafası 3 puana uzanmaya yetti.

EMENIKE İLK 18'E ZOR GİREBİLİR

Bu maçtaki en dikkat çekici olay haftalardır ilk 11'de şans bulan Emenike'nin bu şansı da elinin tersiyle itmesi oldu. Sahada kaldığı ilk 45 dakika boyunca yine olumsuz bir futbol ortaya koydu. Böyle giderse Emenike'nin bırakın 11'i ilk 18'e bile girmekte zorlanacağını söyleyebiliriz. Çünkü Fenerbahçe'nin ön bölgesindeki oyuncular Stoch'un gelmesiyle birlikte oldukça iyi durumdalar. Bunlara bir de Fernandao'nun katılacağını düşünürsek özellikle ligde Emenike 18 dışında kalırsa kabahati sadece kendinde arasın. Sonuçta üst üste 6'ıncı galibiyet geldi. Ve Fenerbahçe'deki iyi gidiş devam ediyor.

EMENIKE BU ROLÜ ÜSTLENEMEZ (ERSİN DÜZEN)

Zorya, deplasmana gelen bir takımdan daha fazlasını yaptı. Petryak ilk yarı Şener’in kanadını koridor gibi kullandı ve oynadığı sürede maçın en etkili ismiydi. En etkisiz ismi maalesef yine Emenike oldu. F.Bahçe’yi 1 kişi eksik oynatmakla birlikte bütün takımın dengesini bozdu. Van Persie, F.Bahçe’nin oyun aklı. Bunu son maçlarda daha iyi görüyoruz. Emenike bu rolü üstlenebilecek kalite ve tecrübede değil. O çıktıktan sonra her şeyin düzelmesini Stoch’un girmesine bağlamak doğru bir analiz olmaz. Çünkü oyun aklı görevini Sow üstlendi. Yani Senegalli’nin top F.Bahçe’deyken pozisyon alması başta Alper olmak üzere birçok oyuncunun performansını arttırdı. Alper iyi oyununu goldeki ortasıyla süsledi.

70 YAŞINDA DEĞİL GİBİ

Stoch aslında önemli bir silah. Bunun örneğini defalarca gördük. Hem mental hem de oyun disiplini açısından iyi işlenirse 3 kulvardaki yorucu maç trafiğinde faydalı olabilir. Maçı tribünden izlerken Advocaat’ın kenardaki heyecanı ve gollerdeki sevinci dikkatimi çekti. Artık takımı tanıyor, maçlara dokunabiliyor. Sanki 70 yaşında değil de mesleğe yeni başlamış bir teknik adam gibi şevk ve istekle oyuncularını yönetiyor. Bundan sonra F.Bahçe’nin yolu açık gözüküyor.

EMENIKE VE G.SARAY MAÇI... (MERT AYDIN)

Dick Advocaat yönetiminde Fenerbahçe Zorya deplasmanına çıktığında Hollandalı teknik adam henüz bu takımla ne yapacağına karar vermemişti. Kjaer'in son dakika golü olmasaydı belki de Fenerbahçe evinde 3 maçını kazanmış, grup lideri olarak gelemeyecekti. Geçen iki aylık sürede tecrübeli hoca elindeki malzemeden çıkabilecek en iyi oyunu bulmaya çalıştı.
Mükemmel olmasa bile Fenerbahçe, bir oyun düzenine sahip ve son haftalarda Avrupa'da ve Türkiye'de istediği sonuçları alabiliyor. Hem de geldiği günden bu yana Fenerbahçe'yi taşıyan Lens'in yokluğunda... Dün akşam Zorya karşısında 45 dakika boyunca hücumda istediğini yapamayan bir Fenerbahçe vardı. Van Persie'nin tersine oyun bilgisi ve oyun aklı çok gerilerde olan Emenike'nin varlığı, bazı futbolcuların Galatasaray maçında kalmış olması Zorya'nın çok rahatsız edilememesine neden oldu.

KISA VADELİ PLAN

Bu oyun bence Dick Advocaat'ın hayalindeki oyun tarzı değil. Hollandalı, belki de ocak ayında gelebilecek yaratıcı oyuncu transferine kadar sonuç alabileceği ve lige tutunabileceği bir plan yaptı. Tecrübeli yardımcılarıyla birlikte kısa vadeli bu planının detaylarını yavaş yavaş ortaya çıkardı. Ve ilginç bir şekilde Salih Uçan'ı hariç tutarsak Advocaat'ın göreve gelişinde kenarda tuttuğu oyuncular artık takıma değer katan isimler oldular.

ADVOCAAT SABİT FİKİRLİ VE TUTUCU (LEVENT TÜZEMEN)

Advocat sabit fikirli ve tutucu bir teknik adam olmadığını bir kez daha kanıtladı. İkinci yarı sorumluluk almayan Emenike'yi çıkardı ve Stoch'u sol kanada aldı, Sow'u merkez sanrtfor yaptı. Stoch hamlesi, Sow'un önde top tutması, Fenerbahçe'nin hücumda verimliliğini kanatlardan etkili olmasını sağladı. Volkan, Şener sağdan, Stoch ile Hasan Ali soldan hızlı hücuma çıktı. Stoch'un kendine özgü vuruşla attığı gol Zorya kilidini kırdı. Sezona iyi başlayan daha sonra kulübeye mahkum olan Stoch'a gol kesin moral olacaktır.

MAÇI İYİ İZLEYEN BİR HOCA

Adcovat, Fenerbahçe'yi rahatlatan Kjaer'in ön direkte attığı golden sonra hemen bir başka hamle yaparak çok yorulan Volkan Şen'i çıkardı ve Neustadter'in oyuna alarak orta alanı güçlendirdi. Neustadter'in girmesiyle Mehmet Topal ile maç boyu sahanın her yerine basan ve inanılmaz güç sarfeden Souza rahatladı. 70 yaşındaki Advocat maçı iyi izleyen bir hoca. Üstelik vücut dilini etkili kullanıyor. Advocat, skor 2-0 olduktan sonra bile "Bu iş bitti" deyip kulübeye geçip oturmadı.
Hollandalı kenardan oyuncularına rakibi kontrol etme ve pozisyon hatası yapmamaları için sık sık uyardı.

HİÇ Mİ DERS ÇIKARILMADI (UĞUR MELEKE)

Odesa'daki ilk maçın devamı gibi başladı ilk yarı: Shakhtar'ın kiralık yıldızları Sobol ve Petryak, Fenerbahçe'nin sağını felç ettiler; eğer savunmada Kjaer ve Hasan Ali biraz daha dikkatsiz olsalar devreye mağlup girilmesi işten değildi. Bu noktada sanırım Advocaat'a şu eleştiriyi yapmak gerek: Ukrayna'daki maçtan hiç mi ders çıkarılmadı? Milli sol bek Sobol'un nasıl tehlikeli bir silah olduğunu orada görmüştük zira.

EMENIKE PRANGASINDAN KURTULUP

İkinci yarıdaysa Emenike prangasından kurtulup santraforda Sow’lu, solda Stoch’lu düzene dönünce normalleşti her şey. 150 milyonluk takımla 15 milyonluk takım arasındaki kalite farkı net biçimde ortaya çıktı, goller peş peşe geldi. Dün Advocaat, Stoch’un sıkışan oyunlarda nasıl anahtar olabileceğini hatırladı. Salih’in eksikleri olsa da geliştirilebilir bir genç olduğunu kabul etti. Bence Emenike’yi de artık ancak mağlup duruma düşüp açılan rakiplere karşı iyi bir kontra atak alternatifi olarak konumlandırması gerek.

OZAN SAĞ BEK OYNAYABİLİR

Van der Wiel bir türlü sakatlıktan dönemedi. Sağlıklıyken de hayal kırıklığı idi zaten. Şener’se Gökhan’ın yedeği olduğu günlerdeki formundan uzak. Zorya’nın sol çizgisi Sobol-Petryak 135 dakika koridora çevirdiler Şener’in kanadını. Ozan’ın orta saha rotasyonundan ziyade sağ bekte denenmesi hayırlı olabilir gibi geliyor bana. Bursa’da ve milli takımda defalarca sağ bek oynamışlığı var, 21 yaşında bir oyuncunun bu pozisyona kodlanması da zor olmaz. Advocaat’a birileri söylemeli, Ozan’ın sağ bek oynayabildiğini.

UKRAYNA'YI GEÇEBİLİRİZ

BU sezon 7 maç yaptık Ukraynalılarla, ilk galibiyetimizdi bu. UEFA’da kazandıklar. 19,5 puanın 6’sını biz verdik maalesef. Nihayet Fenerbahçe Zorya’yı yendi, Beşiktaş da Dinamo Kiev’i yenecek, inanıyorum. Ve iki ülke arasındaki fark 5 binin altına inecek. Üstelik tek takımları kaldı Avrupa’da. Bu yıl olur mu bilinmez, ama bu formumuzu sürdürürsek kısa süre içinde geçebiliriz Ukrayna’yı.

G.SARAY MAÇI KADAR BAŞARILI DEĞİLDİ (MEHMET DEMİRKOL)

Fenerbahçe’nin 0-0’ı oynama konusunda yaşadığı zorluk dün de devam etti. Zorya karşısındaki fark, rakibin son derece hızlı oyuncularının özellikle kendi sollarından amansız driplingler yapıp Fenerbahçe savunmasını geri koşturmasıydı. Pazar günü Galatasaray’a kendi ceza sahasında topla sadece 2 kez oynama imkanı veren Sarı-Lacivertliler, bu kez bu kadar başarılı değildi. Neredeyse kısa mesafe atleti seviyesindeki Zorya kanatları karşısında zorlandılar.

DAHA FARKLI OLABİLİRDİ

İkinci yarı başlarken yapılan Stoch- Emenike değişikliği Slovak oyuncunun şahane golünden önce Volkan’ın sağa geçişiyle olumlu sonuçlar doğurdu. Alper’in sağa daha fazla dönüşlerinde Şener’le kurduğu bağ, Fenerbahçe’yi ceza sahasına daha etkili ve çok soktu. Volkan ve Şener’in vuruşlarında isabet yüksek olsa skor daha farklı noktaya gelebilirdi.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler