Antalya Sillyon Antik Kentin’de ki arkeolojik çalışmalar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan izinle Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) adına Arkeoloji Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Murat Taşkıran başkanlığındaki bir ekiple sürdürülmeye başlandı.
PAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Murat Taşkıran zamanla arkeo-jeolojik bir park haline dönüşen Sillyon Antik Kenti’nin, antik dönemde Pamphylia Bölgesi’nde, günümüzde ise Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Yanköy Mahallesi Kocagözler Mevkii’nde yer aldığını hatırlattı. Taşkıran, “Mevcut veriler ışığında Sillyon, M.Ö. 2. bin yıl ortalarından Osmanlı Dönemi’ne kadar yerleşim gören ve kesintisiz bir tarihsel sürece ev sahipliği yapan çok katmanlı bir kent örneğini teşkil etmektedir. Birçok yapısı ayakta olan Anadolu’nun ender antik kentlerinden biri olan Sillyon, üzerinde kurulduğu tepenin jeolojik yapısından dolayı sürekli heyelanlara maruz kalmasıyla da arkeo-jeolojik bir park hüviyetine bürünmüştür” dedi.
Taşkıran, başkanlığını yürüttüğü araştırma ekibin disiplinlerarası bir yaklaşımla, erken evresinden terk edildiği döneme dek, kentin tarihsel sürecine ait tüm detaylarının saptanmasının amaçladığının altını çizdi.
“Kent savunma özelliğini hep muhafaza etmiş”
Taşkıran, Silyon’un son zamanlarda yapılan çalışmalarda öncelikle Hitit İmparatorluk Dönemi’nde Tarhuntasa’nın Lukka ülkesi sınırındaki karakol yerleşmesi, Arkaik ve Klasik Dönemler’de Pamphylia’da bulunan Pers birliklerinden oluşan garnizonun konumlandığı yer ve Büyük İskender ile birliklerine direnip teslim olmayan bir kent olarak ön plana çıkan bir kent olduğunu kaydetti. Taşkıran, “Bizans döneminde bir kastra ve piskoposluk merkezine Türk-İslam döneminde ise Karahisar-ı Tekkesi adıyla bir kaleye dönüşmüştür. Evliya Çelebi’nin de işaret ettiği üzere 11 ve 13. yüz yıllar arasında bölgeye gelen ilk Müslüman Türkler ’in yerleştiği yerlerden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Öyle ki kentte yaptığımız çalışmalarda bu döneme tarihlenen mescit, bedesten ve mezarlık gibi izleklerin tespiti bu düşünceyi pekiştirmekte hatta mescit yapısı Anadolu’daki ilk İslam eserleri arasında yer almaktadır. Siyasi koşullar ne olursa olsun kent, savunma özelliğini hep muhafaza etmiş veya bu yönünden dolayı birilerinin özellikle de stratejik dönemlerde, sürekli yaşadığı önemli bir yer olmuştur. Büyük İskender’in kuşatması ve kuşatmanın geri püskürtülmesi kent tarihi açısından önemli bir fenomendir. Kentin korunaklı yapısı ve savunma karakterini tarihsel bir benzetmeyle özetleyebiliriz. Sillyon için Miletoslu Phokylides’in ‘uçurumun kenarına kurulmuş, iyi yönetilen bir kent daha güçlüdür çılgın Ninova’dan’ sözleri akla gelmektedir. Öyle ki, doğal korunaklı yapısı ve uçurumlardan oluşan akropolisi ile Sillyon’u, Pamphylia’nın (Antalya’nın) Ninovası olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır’’ diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz